Bitmek bilmeyen Alaçatı ve Çeşme haberlerini okumaktan, bikiniyle “yakalanan” ünlü görmekten içi bulanan, bağırsak düğümlenmesi yaşayan sevgili okur!
Kaçma hemen dur. Bak, neler anlatacağım sana. Gidersen, küpe olsun söyleyeceklerim kulağına. Hem Habitus ne maceralar yaşadı orada. Öncelikle, eğer tatilden anladığın sakinlik, dinlenmek, kaplumbağa gibi yaşamaksa aman uzak dur oradan. Sanıyorum artık Alaçatı’da yoklama alıyorlar, gelmeyeni ayıplıyorlar, yoksa o kalabalığın başka bir açıklaması olamaz. Bir numaralı görme ve görülme yeri artık malumunuz, ünlülerin üç senelik popülasyon grafiğini çizsem Dow Jones endeksi bile şaşırır bu işe. Tüm o “havalı”lığına, popülerliğine, kalabalıklığına rağmen hâlâ “bir tane” Alaçatı. Çok yakında bir Bodrum’laşma sürecine girecek elbet, o çok belli. Bana kalırsa Alaçatı’nın gerçek tadını çıkaranlar kimler biliyor musunuz? Sörf yapılan koyun bir bölümüne çadırlarını kurmuşlar, iki şezlong bir masa atmışlar önüne, “işte budur” diyorsun onları görünce. Sörf okulundan Babylon Beach’e yürürken önlerinden geçtim, orada kalanlardan biri telefonda konuşuyordu. “Hayatımın tatilini yapıyorum” diyordu. Çok özendim onlara. Velhasıl kelam, Bodrum’un başına gelen çirkinleşme ve harcıalemleşme süreci mümkün mertebe yavaş olsun dileklerimizi yolluyoruz Ege sahillerine doğru... Tadını çıkaran diğerleri ise elbette rüzgar sörfü için gidenler. Onlara sessizlik de var, sakinlik de. Benim orada bulunma sebebim de sörf eylemekti, Çağla Kubat’ın sponsoru Rozi vasıtasıyla bulundum bu popüler memlekette. Tabii sörf hocan taş gibi kaslarıyla Çağla olunca hemen havaya giriveriyorsun, yanlışlara düşüyorsun. Benim kollar onunkiler gibi betonarme değil, şöyle bir şaplak atınca Meksika dalgası oluyor. Yanlış da orada başlıyor. İki dersten sonra “Tamam ben de bir Çağla Kubat’ım artık, sörfüme binip ızmir’e kadar gidebilir, düşmanı denize dökebilirim” dedim. Tabii rüzgar ve akıntıyı hesap edemedim, ızmir’e değil de Sakız Adası’na varmaya beş vardı. Bana eşlik eden eğitmenim sağ olsun zigzaglar çizdire çizdire götürdü beni gerisingeriye sahile. Tabii bu 3 saat sürdü. Ham vücutla o kadar saat ağır egzersiz yapınca ne hale gelirsin, sen tahmin et. Üstüne bir de düştüm, yelken beynime indi, kafamın üstünde bir Looney Tunes şişliği var şimdi!
Neden mekanlar “Helal be” dedirtemiyor
Cuma gecesi Indhira ve Adnan Taşpınar’ın mekanı El Beso’daydık. Çift pek tatlıydı, müşterileriyle pek alakadardı, fakat yemek ve servis için aynısını söylemek mümkün değil. 8 kişilik masada sadece bir-iki kişi “iyiydi” diyorsa durumu gözden geçirmeli Eda-Indhira-Adnan üçgeni sayesinde mekan “kendinden PR’lı” iken servis ve yemekleri de beş yıldızlı yapsalar isabetli olur bana kalırsa. Cumartesi gecesiyse Çeşme’deki Sole Mare’ye gittik. Kapı girişi böyle bir “gergin”, askeri istibdat var gibi bir his yaratmışlar. Güzel mekan ama müzikler sıkıntılı. Ne mi çalıyorlar? Spor salonunda çalan uyduruk egzersiz parçaları tadında bir takım gürültüler. Ben size sadece iki mekanı anlattım ama genel olarak manzara bu. Ödenen paraları düşününce insan acayip müzikler, leziz içkiler/yemekler, üstün bir hizmet bekliyor fakat denklem bir türlü “Süpermiş, helal be!” dedirtecek şekilde kurulmuyor. Bu kadar zor olan nedir, merak içindeyim...
En has rol modeli için tıklayınız
Şu notu da düşeyim, siz sevgili anne-babalar evladınıza bir rol modeli arıyorsanız Çağla Kubat’a koşunuz. Zaten Rozi’nin Çağla Kubat’a sponsor olma kararının altında da bu “rol modeli” halleri yatıyor. Türkiye çapında yapılan araştırmalarda kadınların yüzde 50’sinin ped kullandığını, gerisinin hâlâ iptidai yöntemlerle muayyen günlerini geçirdiğini tespit etmişler. Hem ped kullanmanın bir lüks olduğu konusundaki algıyı değiştirmek, hem de genç kızları 13-14 yaşında, “özel gün”leri ilk başladığında yakalamak için artık o yaştakilerin idolü olma yolunda ilerleyen Çağla’ya sponsor olmaya karar vermişler. Bu buluşmamızdan bir hafta önce Elele için bir söyleşi yaptım Çağla’yla. Uzun uzun konuştuk, çocukluğundan başladık, aileden, eğitimden, rüzgar sörfünden, başarılarından, hatta bir yıllık sevgilisi Jimmy Diaz’dan ve gelecek planlarından konuştuk. Hepsini anlattı, Ağustos sayısı için biraz sabredeceksiniz artık.