Paylaş
İnsanlık dışı çocuk ölümlerine, acımasız bir siyasetin, acımasız bir devletin kurbanı olan bir halka yapılanları görüp içi kavrulmayan, isyan etmeyen bir insan dahi olabileceğini hayal bile edemiyorum.
Fakat bizler, kendimizi ifade ederken bir yanlışa düşüyoruz. Ve her toplumsal olayda, her “yas” halinde bu yanlışı sürdürmeyi devam ediyoruz.
Şu aşağıda söyleyeceklerimi “Çocuklar ölüyor, sen iptal edilen etkinliklerin derdine düşmüşsün” diye eleştiren olacak, biliyorum, fakat yine de yazacağım, çünkü artık bunu konuşmamız gerekiyor.
Birileri “Aman Milli Yas ilan edilmişken eğleniyor algısı yaratmayalım” diye temel sebebi eğlence olmayan etkinlikleri iptal ederken, bir sektör ölüyor ve insanlar BİLDİĞİNİZ aç kalıyor.
Kimler mi? Müzik sektöründe çalışan, A’dan Z’ye, işçisinden müzisyenine herkes...
Orkestra elemanları. Sahne kuran işçi. Organizatörler. Güvenlik elemanları. Bilet kesen adam. Kulis görevlisi. Elektrikçi. Sesçi. Işıkçı. Mekan çalışanı. Yer gösterici. Kuaföründen dansçısına, orkestrasından makyözüne tüm sanatçı ekibi. Her konserde ortalama 200 kişi çalışır, matematiği siz yapın.
Siz nasıl her sabah kalkıp ofisinize gidiyorsanız, onlar da aynısını yapıyor. Onların ofisi sahne, para getiren mesaileri de bir konser, bir etkinlik. Siz güzel müzik dinlemek için gidiyorsunuz, onlar ise ekmek paralarını kazanmak için.
Konu yas olunca ilk olarak konserler iptal ediliyor. “Aman eğleniyoruz gibi algılanmasın” diye insanların ekmekleriyle oynanıyor. Sanki onların baktıkları bir ev, çocukları, aileleri yokmuş gibi. Bu işi “eğlencesine” yapıyorlarmış gibi.
Şüphesiz en büyük darbeyi müzik sektörü yiyor ama “eğlence” başlığı altında değerlendirilebilecek (ama eğlence OLMAYAN) başka alanlara da sıçrıyor bu göstermelik vaziyet. İlginçtir ki bir tiyatro oyunu “yas” nedeniyle iptal edilebilirken, televizyonlardaki dizilerden, yarışma programlarından, sohbetlerden şen kahkahalar yükseliyor.
İptal edilen ve eğlence niteliği taşımayan bir konserde enstrümanını çalarak parasını kazanacak müzisyen aç kalırken, aynı günkü sabah programında veya eğlencelik yarışmada çalışan şanslı kişiler ekmeğini kazanmayı sürdürüyor.
Milli yas ilan edilsin, edilmesin, aydınlık günler yaşamıyoruz, ancak... Tatilini yarıda kesip evine dönen yok, olağan hayatından farklı yaşayan yok. Arkadaşlarıyla dostlarıyla buluşup güzel vakit geçirmekten imtina eden yok.
Televizyondaki müzik kanalları ve radyolar yayınlarına devam ediyor. Neşeli şarkılar çalınıyor kulaklarımıza, gün boyunca radyodan. Diziler, filmler, eğlencelik yarışmalardan şen kahkahalar yükseliyor.
Peki “Milli Yas” meselesini göstermelik olarak müzik sektöründen çıkarmak nedendir?
Bu nasıl bir ikiyüzlülüktür?
Ne hakla insanların ekmeğiyle bu kadar kolay oynuyorsunuz?
Paylaş