Paylaş
Tekerlekli sandalye basketbolu için düzenlenen en büyün turnuva olan ve bu sene 14’üncüsü düzenlenen Tekerlekli Sandalye Basketbol Dünya Şampiyonası’nda Milli Basketbol Takımı’mız, son maçta İspanya’yı 68-63 yenerek dünya üçüncülüğünü elde etti.
Avrupa’nın ilk sekiz takımı içinde yer alan millilerimizin ilk büyük başarısı bu değil. 2010 Dünya Şampiyonası sekizincisi, 2009 ve 2013 Avrupa ikincisi, 2014 Dünya Tekerlekli Basketbol Süper Kupası şampiyonu... Bunlar, başarılarından sadece birkaçı üstelik.
Incheon’da, bizi çeyrek finale taşıyan İtalya maçı sonrası, koç Sedat İncesu, takım oyuncularından İsmail ve Fikri, sponsor Garanti Bankası’nın genel müdür yardımcısı Nafiz Karadere ile bir araya geldik.
Bu güzel hikâyeyi bir günde toparlamam olanaksız. Incheon’da kısa bir bölümüne şahit olduğum; koçtan sponsor yetkililerine, oyunculardan federasyon üyelerine el ele vererek bizi dünyanın en başarılı takımlarından biri haline getiren azmin öyküsünü size iki gün boyunca aktarmaya çalışacağım.
*
En baştan başlayalım. Tekerlekli sandalye basketbolunun, bildiğimiz basketboldan farkı nedir?
Bu sorunun yanıtı basit: Yok. Temel kuralların tekerlekli sandalyeye adapte edilmiş hali sadece. Mesela bir oyuncu topu elinde veya kucağında sektirmeden, sandalyenin tekerleğini iki defa çevirmeden tutabiliyor, üç kere çevirdi mi, “steps”.
Oyun sürerken sandalyenin sadece bir tekerleğini kaldırabilir, aksi takdirde “faul”.
Oyunda bir eliyle top sürer veya bir hareket yaparken, bir elini parkeye değdirmek, sandalyeyi geri sürmek de kural dışı sayılıyor.
Taktikler de koşar basketboldan farklı değil.
Bu masrafsız bir spor değil şüphesiz, fakat spor kulüpleri gençleri destekliyor. Özellikle genç çocuklara, öğrencilere büyük imkanlar tanınıyor. Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’nın (TESYEV) bursları, gençlerin en büyük destekçilerinden.
Bunun yanı sıra Garanti, geçen yıl Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu ile bir anlaşma imzaladı, bu alanda başarılı sporcular yetiştirilmesine ve başarıların sürdürülmesine katkıda bulunuyor. 2013 itibarıyla Tekerlekli
Sandalye Basketbol Ligleri’nin yanı sıra kadın, erkek ve genç tekerlekli sandalye basketbol milli takımlarına sponsorluk desteği sağlıyor.
Sorular çok elbette... Destek var, peki niçin yeterince ilgi ve medya görünürlüğü yok?
Neden tek sponsor Garanti, diğer sektör devleri nerede?
Neden dünya üçüncülüğünü medyada büyük puntolarla okumuyor, bunu hakkını vererek kutlayamıyoruz?
İşte burada çuvaldızı kendimize batırmamız gerekiyor. Çarpık sistemden devletin doğru sandığı büyük yanlışlara, sokaktaki vatandaşın engelliye yönelik algısı ve bu konudaki büyük cehaletten temel eğitime eksiğimiz çok, fakat manzara umutsuz değil.
Milli Takım oyuncularından Fikri Gündoğdu, “Burada en çok ailelere iş düşüyor. Çünkü aileler, ‘Engelli bir çocuğum var, aman sokağa çıkmasın, kendini ezilmiş hissetmesin’ diyor. Benim annem, beni spor salonuna iterek, zorla soktu.
O yüzden ailenin kişiye yaklaşımı çok önemli. Aile desteğiyle başlıyor bu hikâye. O olmadan hiçbir şey olmaz. Çocuğunun camdan diğer çocukları izlemesini mi, yoksa bir maçta binlerce insanın onu izlemesini mi tercih eder? Ailelerin bunu bir düşünmesi lazım” diyor.
Yarın Koç Sedat İncesu, oyuncular Fikri Gündoğdu ve İsmail Ar ile yaptığımız röportajı okuyacaksınız.
Onları dinlerken, kendimize, ülkemize ve “bizim model” hayatın işleyiş biçimine bir başka yerden ayna tuttuklarını göreceksiniz.
Alanlar, kişiler, sektörler, yapılan işler değişiyor ama “sistem”, bakış açısı değişmiyor.
Farkları şu: Onlar, dezavantajları avantaja çeviriyor, şahsına münhasır bir model yaratıp başarıyı yakalıyorlar...
Peki nasıl?
Cevabı yarın...
Paylaş