Paylaş
Tercihlerinizi gözden geçirin. Uzun süre ilişki kurduğunuz insanların, size fazlasıyla benzediğini göreceksiniz. Bir anne ile çocuğun ilişkisinden, uzun seneler birlikte yaşayan çiftlere kadar tüm uzun vadeli mutlu ilişkilerde görürsünüz bu benzeşmeyi...
Yaşlı ve mutlu çiftlerin birbirine benzediğini fark etmişsinizdir. Fark etmeden birbirlerinin jest ve mimiklerini taklit ederler. İlişkileri karşılıklı güven ve sevgiye dayanan çiftler, ilerleyen yıllarla birlikte birbirlerinin mükemmel taklitçilerine dönüşürler.
Bir başka deyişle, çiftler, karşılıklı olarak birbirlerini yontarak, yıllar geçtikçe birbirlerini kopyası iki insan haline geliyorlar. Olaylara verdikleri tepkiler, mimiklerini, oturmaları kalkmaları birbirlerine benziyor. Mimikleriniz aynılaştığı için, yüz ifadesi de “ikizleşiyor”... İşte buna psikolojide “Mikelanj etkisi” diyorlar sevgili hayatının aşkını arayan Habitus okuru.
Bu “Mikelanj etkisi”ni yaşayanlar yeni tanıyan insanların içine girdikleri zaman “Eşiniz mi?” sorusundan önce “Kardeş misiniz?” sorusunu alırlar ve bu benzerlikten ötürü, memnun olurlar... (“Mikelanj etkisi” ile ilgili en bilinen örnekler olarak Bülent- Rahşan Ecevit, Süleyman ve Nazmiye Demirel olarak verilebilir.) Genç çiftlerde aynı durum söz konusu değil tabii. Güzel bir kadın kocası yanındayken “beyefendi kardeşiniz mi?” sorusunu sorduğunuzda kafanıza çantayı yiyebilirsiniz. O nedenle “Mikelanj etkisi”ni “kendine görünüm olarak benzeyen insanı eş olarak seçmiş insan” ile karıştırmamak lazım. Bu konuyla ilgili olarak da, sizi bir sonraki kutumuza alalım...
Arda-Sinem benzerliği
Birbirine ikiz kadar benzeyen çiftler, henüz birbirlerinin jest ve mimiklerini kopyalamaya fırsat bulamamış ama birbirine ikiz kadar benzeyen çiftlerin durumunu nasıl açıklayacağız?
Mesela Arda Turan ve Sinem Kobal... Buğra Gülsoy ile Burcu Kara... Gisele Bündchen ve Tom Brady... Richard Burton ve Elizabeth Taylor...
Şöhret sahibi çiftleri veya da da kolayı, kendi hayatınızı düşünün, binlerce örnek bulursunuz... Eminim çevrenizde “kardeş olabilirlermiş” dediğiniz en az bir çift dostunuz vardır... Hiç garipsemeyin... Bakınız, İngiliz bilim adamlarının yaptıkları araştırmalara göre, söz konusu “güven, sevgi” olduğunda kendimize benzeyen insanları seçiyoruz. Ha, tabii şöyle bir durum da var: Bilirsiniz, esmerlerin olduğu yerde sarışınlar, sarışınların olduğu yerde esmerler dikkat çeker. Mesela, İsveç’e giden bir esmer güzeli, Türkiye’de gördüğü ilginin üç katını görür. İsveçli bir güzel ise Türkiye’ye geldiğinde, gördüğü ilgiye inanamayıp, İsveç’teki işini gücünü bırakıp Türkiye’deki oyunculuk tekliflerini değerlendirebilir.
Bunu “farklı olana duyulan çekim” ile karıştırmamak lazım. Kendimizden çok farklı görünen ve farklı kişilik yapılarına sahip insanlarla kısa süreli ilişkiler kurarken, hem fiziksel hem de “hissel” anlamda kendimize yakın bulduğumuz insanlarla “uzun vadeli düşünüyoruz...” “Eğer karşınızdaki insanın yüz çizgileri size benziyorsa, ona daha kolay aşık olabilirsiniz” iddiası taşıyan bir çöpçatanlık sitesi bile var: www.findyourfacemate.com. Kendisini “21. Yüzyılın çöpçatanı” olarak tanımlıyor.
“Hayatımın aşkını bulamadım” diyorsanız, belki de o hissi kendinizden çok farklı insanlarda aradığınız içindir, ne dersiniz?
Paylaş