Paylaş
Şu son birkaç günde duymak istemediğimiz ne varsa hepsini teker teker duyduk.
Buradan sadece “birileri zengin olmuş” sonucu çıkmıyor tabii. Yolsuzluk yapılırken birilerinin yolsuzluğu tatlı tatlı izlediği, “lüzumlu zamanlarda” ortaya dökmek için kenarda beklettiği de anlaşılıyor.
İktidar ve güç elinde olduğunda, içine düşülen “imkanlar denizi”ni şahsi çıkarları için kullanmayacak, ülkesi, halkı için çalışacak, makamını kendinin ve çocuklarının, akrabalarının, eş dostun zengin olması için kullanmayacak birileri yok mu şu memlekette?
Siyasi figürlere bir bakın. Çok konuşulan insanların hayatlarını şöyle bir uzaktan izleyin. İnançlarıyla pek bağdaşmayan bir dünya göreceksiniz: Lüks hayat. (İslam, fazlasını ihtiyacı olana vereceksin der.)
Yolsuzluk bir virüs gibi. En “yok artık, yapmaz, en azından ağzından bu kadar ahlak, dürüstlük, doğruluk, inanç kelimelerini düşürmeyen insanlar yapmaz” diyorsun, oradan da kötü kokular yükseliyor.
Gücü eline alanda bir cep doldurma telaşı başlıyor. (Bkz. Türkiye tarihi...)
Elinde güç bulundurup da zenginleşmeyen siyasetçi var mı şu anda bu ülkede?
Varsa söyleyin de bir telefon açıp “Helal olsun size” diyeyim.
Biz burada bir dükkandan alışveriş yapıp yanlışlıkla bir ürünün parasını ödemediğimizde “Aman bende kalmasın, haramdır” diye geri dönüp öderken, bakan oğullarının adı yolsuzluğa karışıyor, kamu bankasının tepesindeki adam evinde ayakkabı kutularında milyon dolarlar saklıyor.
Bu yolsuzluk operasyonu ile ilgili genel olarak şunu merak ediyorum: Arınç’ın önceki gün dediği gibi, suç kanıtlanana kadar elbette kimse için “peşin hüküm” vermeyeceğiz ama...
Yolsuzluğu her kim yaptıysa... Her kim devletin parasını cebine indirdiyse... Her kim gayrı meşru yollardan servetine servet kattıysa...
Van’da insanlar aç bilaç üşürken, memleketin dört bir yanında asgari ücretli vatandaş sefalet içinde yaşarken, kafalarını yastığa koyduklarında derin ve huzurlu bir uyku uyumuşlar mıdır hiç?
Şaşırtan şeyler
- Televizyonda gevreyen ve halk arasında ROK olarak bilinen şahsın 81 doğumlu olması. Şimdi bu arkadaşın gevremeye başladığı yaş kaç? Bundan 4 sene önce dersek, “Yieav bırrrak kardeşim, HOYDOO” demeye 29 yaşında başlamış. Şimdi kusura bakmasın ama ben o yaşta benden en az 10 yaş büyük adamların arasında lafa “YİEAV” diye girecek olsam ağzıma fırıncı küreğiyle vururlardı. İşte “özgüven” böyle bir şey. “Büyük” oynayacaksın ki seni “büyüklerin” ligine çabuk alsınlar. Adam akıllı. Biz burada daha “Aman sözünü kesmeyeyim”, “Aman ortamın en küçüğüysem büyüklerime saygılı konuşayım” diye takılırken, arkadaş YYİEEEAAAU diye diye öyle bir adam haline geldi ki bir SMS’le 3. şahısların GBT’si ayağına kadar gönderiliyor.
- Reza Zarrab’ın 84 doğumlu olması. Yav arkadaş, ben 29 yaşındayken işten ana evine pelte gibi dönüp “ANNEAAE YÖMÖK VÖR” diye koltuktan yatağa yuvarlanıyordum. Adam aynı yaşta dünyanın parasıyla oynuyor, adı rüşvete, usulsüz ticarete karışıyor. İşte ticari kafa bu arkadaş. Biz o yaşta “Anneaa yömök” diye kundaklı bebek misali takılır, hayatımızda aşk-meşkten daha önemli bir sorun yokmuş gibi davranırken, adam almış yürümüş.
Para ve mutluluk
Zannederim şu son yolsuzluk dalgasında adı büyük paralarla anılan kimse para saymaktan kitap okumaya, biraz bilimle uğraşmaya ve dolayısıyla çok paranın çok mutlulukla bir ilgisi bulunmadığını, aksine mutsuzluk kaynağı olabileceğini öğrenmeye vakit bulamamış.
Bakın NTV yayınlarından çıkan “Hayat Kitabı”nda Harvard Üniversitesi Psikoloji Profesörü Dr. Daniel Gilbert ne diyor: “Para, insanların hayatlarını değiştirdiğinde, onlara emniyet sağladığında, onlara yiyecek verdiğinde, onlara barınak verdiğinde, insanların başlarına ne geleceği konusunda veya tıbbi bakım için endişelenmelerine gerek kalmadığında epey büyük bir fark yaratır. Belli bir refah düzeyine ulaşana kadar para ile mutluluk arasında bir bağlantı vardır. Belli bir refah düzeyinde doygunluk yaşanır. Fakat refah düzeyine eriştikten sonra kazandığın paranın mutlulukla doğrudan bir bağlantısı yoktur.”
Paylaş