Meg Ryan neden gitti?

Panik atak krizi mi geçirdi?
Havalandırma deliğinden mi kaçtı?
Hayır, yoksa ısrailli korumaların getirdiği köstebeklere (bildiğiniz, hayvan olan köstebek) Atatürk Havalimanı’na kadar tünel mi kazdırdı?
Uçağın kapısında biten tünelden çıktı ve uçağa atlayarak hızla ülkesine döndü, dedikodulara göre durum böyle galiba.
ınanmayın efendim. Hiçbirine inanmayın.
Meg kardeşimin çadır kestirdiği, 30 santim çapı olan havalandırma deliğinden geçtiği ya da köstebek arkadaşları olduğu külliyen yalan.
Meg Ryan yerlerde sürünmüş, kafanızı bile sokamayacağınız çapta havalandırmadan kaçmış, tünel kazdırmış filan değil.
Sadece ön kapıdan değil, arka taraftan kaçmış.
Kadıncağız “Bu ne ayol böyle” dedi gitti işte, bu kadar basit.
şimdi yalan söylemeyeyim, ben de Meg Ryan olsam orada iki dakika durmam.
“ıstanbul Fashion Week” logosunu görmesem Antalya’daki bir otelde bayi toplantısı sanacağım bir ortamda bana kurdele kestirseler, ben de arka kapıdan, arka çadırdan ya da o insanların arasına karışmayacağım herhangi bir yerden kaçmak isterdim.
Diyorum ya, konu basit, bildiğiniz bir star refleksi olan “arka kapıdan kaçmak” durumundan bahsediyoruz.
ışin gerçeği de şu: Meg Ryan’ın organizasyonla yaptığı sözleşmede sadece “açılışa katılmak” maddesi yer alıyordu.
Yani herhangi bir defileyi izlemek, açılış günü ve devamındaki etkinliklere katılmak gibi bir mecburiyeti yoktu.
Geldi, kurdelesini kesti, daha fazla kalmak için bir sebep bulamadı ve ülkesine döndü.
Organizasyon yetkilileri kendisine gösterilen aşırı ilgiden ötürü şaşırdığını ve bunaldığını aktardı.
Havayı da bu kadar soğuk beklemiyormuş, -2’yi görünce şoka girmiş.
Bakmış ki bu havada şehri de gezemeyecek, eh, organizasyon da pek parlak değil, ikinci günün sonunda dönmeye karar vermiş.
ıstanbul Fashion Week organizasyonu, Meg Ryan’ı getirmek için onca para döktü ve kadın iki gün bile kalmadan koşarak uzaklaştı. Bu durumu herhalde masaya yatırmak lazım.
Olayı yabancı basın izlemese “bizim de bir moda haftamız var” diye kendi kendimize çırpınmış bulunacağız. Harcanan kaynaklara yazık...

ınsan manzaraları

Böyle etkinliklere sırf insan izlemek için bile gidilir. ıkoncan saçmalamaları, “moda olayı” olduğu için kafalara kondurulan tuhaf cisimler, trendy ya da sivri görünmek, “ben sizin sürünüze ait değilim” mesajı vermek için içine girilen komik haller...
Tüm bunları izlemek defile izlemekten daha eğlenceli...
? Size geçen haftalarda bahsettiğim şeffaf camlı Ray Ban Wayfarer gözlüklü erkekler hakimiyetlerini burada da ilan etmişlerdi. Kemik gözlük modasını takip eden kızlar da var tabii, asimetrik kesimli kısa saçlarıyla tanıyacaksınız onları. Yalnız, “şekil” yapmak için bu kadar kasılır mı be kardeş. Gözlüğü takmış ama camı yok. Öyle, çerçeveyi takmış, gelmiş.
? Merak ediyorum şöyle “dümdüz” giyinen, ya saçında ya kıyafetinde antikalık olmayan bir “moda endüstrisi şahsiyeti” yok mudur? Tam “hah, şuradaki arkadaş normal bir insan evladına benziyor” diyorum, uzun saçlı, tayyörümsü bir kıyafet giymiş bir kız mesela, arkasını bir dönüyor, saçın arkası yok. Biriniz de “cins” olmayın, yalvarıyorum ya.�
? Uzun süre “Boğaz kenarında otursa kuşlar sıcak bir yuva bulur” diye saçını incelediğim şahsiyetin Burcu Güneş olduğunu anladım. O ne hal arkadaş. Tara o saçı. Anladım, derbeder saç yeni tarzının bir parçası ama “bırak dağınık kalsın” kuş yuvası gibi duruyorsa bir sorun var demektir.
? Türkçe’yi Amerikan aksanıyla konuşmaktan vazgeçmeyen Bennu Gerede en iyi görünen kadınlardan biriydi. En iyi demeyeyim de aslında, moda etkinliği diye üst baş konusunda “zorlamış” ve “kasmış” görünmeyen nadir kadınlardandı. ıFW’e yeni erkek arkadaşıyla birlikte geldi.
? şu “pasta süsü” şapkalar böyle organizasyonlar olmasa gardıroplarda eskiyecek vallahi. Eğer bir moda etkinliği oluyorsa, her üç kadından biri, kafasına acayip bir cisim kondurarak gelir malum, burada da ezberimiz bozulmadı. ıyi güldük sayenizde, eksik olmayın sevgili kadınlar...