Paylaş
Bu soruya ne yazık ki “Evet” yanıtını vereceğim. Erkeklerin çoğu için öyle, hatta çoğu zaman konuşmaya bile lüzum olmayabiliyor. Bu durum, birçok kadını gece çıkmaktan soğutan şeylerin başında geliyor.
Bir partidesiniz diyelim. İki kızsanız yanarsınız. Erkekler Osmanlı ordusu taktikleriyle gelirler. Kadın grubunu hilal biçiminde çepeçevre sarmalayan erkek grubundan kaçış yoktur. En sağlamı her zaman yanınızda (maalesef) erkek arkadaşınız olmasıdır. Sevgiliniz olması şart değil, iyi bir erkek arkadaş, ağabey, ne bileyim, kuzen...
Kısacası, sizi “bacı” olarak gören birini kalkan etmek, geceyi sıkıntısız geçirmenin anahtarıdır. Eğer yanınızdaki hemcinsinizse, gece muhakkak “olaylı” olur.
Her gece sokağa çıkan kadını “aranıyor” sanan erkekler yüzünden yeni bir tür kadın profili ortaya çıkmış durumda bu arada, bilmem hiç dikkatinizi çekti mi. “Yanımda erkeksiz çıkmam” diyen ve asla, hiçbir mekana kız kıza gitmeyen ama eğlenmeyi çok seven kadınlar bunlar.
Diyelim ki gece plan program yapıldı, hazırlanıldı, süslenildi, tam çıkılacak, hop, erkek tarafından bir telefon geliyor. Bir mani var, bu akşamki planı iptal ediyorlar. Gelemeyecekler. Diyelim 3 kız 2 erkekten oluşan bir grup bu...
Ne oluyor biliyor musunuz? Kızlar hiç “Aman gelmezlerse gelmesinler, haydi çıkıyoruz” demiyorlar. Giyindikleri gibi soyunuyorlar, pijamalarını giyiyorlar ve evde kalıyorlar. Erkek arkadaşlar ne zaman müsaitse, o zaman gece dışarı çıkılıyor.
Aslında basitçe “kendilerini emanet edebilecekleri erkekler” ne zaman müsaitse.
Bu tip kadınlarda sürekli bizi aranıyoruz sanacaklar paranoyası oluyor.
Aslında paranoya demek biraz abartılı olur, çoğu zaman gerçeğin ta kendisi çünkü. Üç kız bir gece kulübünde salındığın zaman, hele ki yalnızsan muhakkak “erkek arayışında” oluyor onlara göre.
Öyle görünmemek için etrafına bakmaman lazım. Eh, bütün gece padişahın huzuruna çıkmış Hürrem vücut diliyle sürekli önüne bakarak duramayacağına göre, gecede birçok defa “Etrafına bakıyor, demek ki aranıyor” görüntüsü veriyorsun etrafa. Sen vermiyorsun tabii, düzelteyim, adamlar öyle anlıyor.
Biz mi eğiteceğiz?
Bunu söylemekten hoşlanmıyorum ama yanımda bir erkek arkadaşım, sevgilim yoksa gece dışarı çıkmıyorum.
Bana hiç “Sen de böyle yaparsan, ohoo” filan demeyin. Allah aşkına söyler misiniz, tek/çok kadın gördüğünde “yatağa atalım, kesin yollu bu” diyerek avına pike yapan şahin kesilen adamları ben mi eğiteceğim? Siz mi eğiteceksiniz?
Daha doğrusu şöyle sorayım: Biz geceleri kadın kadına sokağa çıktığımızda bu tip adamlar dersini almış mı olacak?
Keşke alsa. Ama almayacak. Sadece aynı taciz, aynı yaklaşım, aynı rahatsızlık devam edecek. Kusura bakmayın, ben bizim memleketli erkeklerin değişeceğine inanmıyorum. Daha doğrusu onları değiştirmenin yolunun “kız kıza cesurca gece çıkmak” olduğuna düşünmüyorum.
Biliyorum ki ben şimdi kız kıza sabahlara kadar eğlenirsem, daha önce böyle gecelerde ağzımın tadıyla nasıl eğlenemediysem, aynen öyle sürecek. O yüzden –mesela- gece 3’te kız kıza bir barda olacağım bir pozisyon yaratmam kendime. Aslında hiç anormal olmayan bu durum, Onur’un da dediği gibi “gecenin bu saatinde dışarıdaysa kesin vardır bir iş” manasına gelir çünkü erkeklere göre.
Şimdi bu yazdıklarımla erkeklerin hepsini zan altında bırakmak istemem tabii.
“Normal erkek” gibi davrananlar da var şüphesiz. Bu genellikle kızlı erkekli arkadaş grupları karşılaştığında oluyor. Diyelim ki karşılaşan iki arkadaş grubundan iki-üç kişi birbirini tanıyor. Sohbet başlayınca birbirlerini tanımayanlar da tanışıyor, işte “düzeyli” sohbetler de ancak bu koşulda olabiliyor.
Peki ne olacak? Hakikaten, kız kıza çıkıp eğlenemeyecek miyiz?
Bunu söylemek istemezdim ama, evet, “Kız kıza sabahlara kadar sokaklarda dolaşırım, içerim, eğlenmeme bakarım” diyenlerdenseniz, konuşmayın. Kaba, hakaretçi, tacizci, deli, her kadını “aranıyor” sanan bir erkekle karşılaşma ihtimaliniz, Ediz Hun’umsu bir erkekle karşılaşma ihtimalinizden çok, çok daha yüksek.
Paylaş