Paylaş
Biri “kına stokları tükenmiş” der...
İşte memleketimden siyasi üslup manzaraları.
Diyorum ki, kendi ülkesinin kendi gibi düşünmeyen vatandaşına böylesine düşman kesilebilen politikacının mantık örgüsü nasıl çalışır?
Baştan başlayalım.
-Bir iş için çok çalışıyorsunuz.
-Öte yandan yaptığınız işlere balta vurmak için geceleri uyumayan, meydanlara dökülüp sizi yerinizden etmek için durmadan uğraşan insanlar olduğunu düşünüyorsunuz. Buna eminsiniz.
Evet, siyaset söz konusu olduğunda zaten sistem “birisini yerinden etmek” üzerine kurulu ama siz bu düşünceye sahip insanların, sizi desteklemeyen yüzde 50’nin tamamı olduğuna inanıyorsunuz.
Sizi desteklemeyenleri de temsil ettiğinizi, onların da özgür düşünce hakkını korumanız gerektiğini unutuyorsunuz.
-Sizin gibi düşünmeyen herkesi “vatan haini” ilan ediyor, sizinkinden farklı görüşlerin olmasına gün geçtikçe tahammülsüzleşiyor, sizden farklı söz söyleyeni marjinal ilan ediyorsunuz.
-Ülkede durum olan bitenin tam tersiymiş gibi bir resim çizip, olimpiyat pazarlığını o resimle yapıyorsunuz.
-İcraat-düşünce-uygulamalarınızı desteklemeyen, olimpiyatın bir şehir için dezavantajları olabileceğini düşünen vatandaşınızın kendi ülkesine düşman olduğu algısını, sizin gibi düşünenler arasında sistematik olarak yayıyorsunuz.
(İngiliz bilim adamlarının yaptığı bir araştırmaya göre Gezi olaylarından sonra Twitter’da “Bu kış gümüş rengi çok modaymış” veya “Ebru Şallı, Barcelona’dan döndü” gibi tweet’lere “VATAN HAİNİSİN SEN! VATAN HAİNİ!” cevabını yetiştiren yumurta sayısında yüzde 3750 artış yaşanmış.
“Olimpiyat bir şehir için dezavantajlı olabilir” cümlesine cevaben “DEFOL BAŞKA ÜLKEDE YAŞA” diyenlerin, bu bağlantıyı nasıl kurdukları konusundaki bilimsel araştırmalar ise sürmekte.)
-Ve ve ve... Hepsinden önemlisi: Ben diyeyim 15, siz deyin 16 saat kesintisiz uçuyorsunuz.
-Reklamı “bridge together” diye yapıyor, ilk yenilgide, zaten hep uyguladığınız “polarize together”a dönüyorsunuz. (Ayrıca kendi vatandaşları arasında “bridge” kurmama stratejisini uygularken dünyaya “bridge together” demek?)
-Türkiye’de elmaya armut demeye ve dedirtmeye alışmışlık halinden, tüm dünyanın da bunu yapacağını düşünüyorsunuz.
Burada bunu gerçekleştirebiliyorsunuz diye tüm dünya arzuladığınız tür yayıncılık yapacak zannediyorsunuz. Dünya “Gezi’ye müdahale şekli” derken, siz “Sebep Gezi” diyorsunuz. Ve gerçekten buna inanıyorsunuz!
Böyle bir “kendi dünyasını yaratma ve hapsolma hali” içindeyken olan, esasında pek şaşırtmıyor:
Sonuçlar açıklanmadan önce pozisyonun getirdiği sosyal davranış kurallarına harfiyen uyup, sonuçlardan sonra mahalle ağzına inmek.
“Kına”, “kıç” kelimelerinin Twitter’da uçuşması...
Pozisyonların getirdiği “ağırlık”ın darmadağın olması...
Hazır bir hayal dünyasında (bizim vergilerimizle inşa edilmiş bir hayal dünyası olması da ayrıca manidar) yaşarken bu kararı veren kurulun sözlerini tanımayıp, planladığımız gibi 2020’ye hazırlanmaya kalksak, kimsenin şaşıracağını pek zannetmiyorum.
Paylaş