Kaza değil katliam, şehit değil maktul

Bu yaslı günde, acılı binlerce insana, işçilerimizin ailelerine, hepimize Allah’tan sabır diliyorum.

Haberin Devamı

En önemlisi insan hayatı arkadaş. En önemlisi.
Bu bir kaza değil, bir facia, toplu katliam.
Can veren işçiler “şehit” değil, maktul.
Bu faciaya, maliyet düşürmeyi, kar etmeyi, insan hayatından kıymetli sayan vicdansızlar sebep olduğu için önce “toplu katliam” diyelim, çizgiyi baştan çizelim. Madem algı yönetimi yapılıyor, biz ısrarla, inatla gerçekleri söyleyelim. Bağıralım.
Bir milletin kaderini ellerine almış bir takım donanımsız, bırak oturmasını kalkmasını, KONUŞMASINI bilmeyen adamlar, kendi elleriyle yerkabuğunun derinliklerine, ölüme gönderdikleri işçilere “şehit” diyor. Ölen insanlara “SAYI” diyor, “RAKAM” diyor.
Böyle bir günde bile algı yönetimi düşünecek kadar insanlığını kaybetmiş, yüreği kararmış, gözü para hırsından kör olmuş bir anlayış ile karşı karşıyayız.
İnsan bilerek ölümüne sebep olduğu işçiye neden “şehit” der?
Paraya tapan becerikli yöneticiler sayesinde 3. dünya ülkesi olma halini hakkıyla yaşatan, insana “kelle hesabı” yapan siyasetçilerimize selam olsun.
700 madencinin bir aylık maaşı kadar saat takan eski bakana da selam olsun.
İşçi güvenliğini es geçen, karın tokluğuna yüzlerce insanı yerin altına gönderen gözleri para hırsı bürümüş koca göbeklilere de selam olsun.
Bölgede tarımı bitiren, hayatı madene endeksleyen sistemin mimarlarına da selam olsun.
İnsan hayatının incecik bir pamuk ipliğine bağlayan herkese, herkese selam olsun.
Cilalı takım elbiselerini içinde acılı, kapkara yüzlerin karşısında duranları gördünüz değil mi?
Yıllarca “Beyaz Türk” edebiyatı yapanların, o fotoğrafta nasıl keskin ve sert bir çizgiyle halktan kendilerini ayrı koyduğunu gördünüz, değil mi?
Nasıl film izler, tiyatro izler gibi baktığını gördünüz, değil mi?
Türkiye vatandaşı olmak, katili en baştan bildiğin bir gerilim filmi izlemek gibi.
İstediğin kadar bağır, çağır, (hatta oy ver) bir önemi yok.
Geleceğini değiştiremiyor, ülke yönetimi üzerinde olduğunu varsaydığın sözde hakkını kullanamıyorsun.
Oyun çalınıyor. Hakkın çalınıyor. Yaşama hakkın çalınıyor.
Onları bırak, yas günü bile çalınıyor be yas!
Resmen “toplu katliam” yaşanıyor, sesini çıkardığında bir bakıyorsun, “hükümet güç kaybedecek, aman hükümet eleştirilmesin” diye endişelenenler dört bir koldan taarruza geçiyor.
“İhmal var” diyen, gerçekte olanları yazanlar “siyaset” yapmakla itham ediliyor.
Bugün zor yazıyorum. Çok zor yazıyorum.
Kısa keseceğim.
Hepimizin başı sağ olsun.


Yazarın Tüm Yazıları