Paylaş
Bugüne kadar komploya kurban edilen, “kasetleri çıkan” tüm kadın ve erkekleri düşünün. İstisnasız tüm erkekler, o ennn “saygın” halleriyle mesleklerine devam ettiler. Küllerinden doğdular. Bazen de hiç yanmadılar.
Bir de kadınlara bakın. Neredeyse hepsi bir daha ortaya çıkmamacasına yok oldu.
Direnip kariyerlerine devam edenler ise asla “kaset öncesi” dönemin pırıltısını yakalayamadı.
Sebebi basit, bu konuda son derece ikiyüzlü davranan “izleyici” için erkeğin yaptığı seks, çok anormal değil. Kolayca “Bir ihtiyaç” olarak değerlendirilebilir.
Kısa bir süre aldatmak-yalan-sadakatsizlik gibi sözcükler gündeme gelse de erkek için uzun vadede pek zararlı değil.
Erkek için hâl böyle iken kadınınki büyük bir ahlaksızlık, asla kabul edilemeyecek bir rezillik. Aynı skandalın kahramanları olmalarına rağmen aralarındaki cinsiyet farkı hayatlarının geri kalanının nasıl geçeceğini belirliyor!
Düşünsenize, kadınlar seks skandallarında bile erkeklerle eşit muamele göremiyor!
Erkek başı dik, yeni ufuklara doğru yelken açarken kadının hayatı bitiyor.
Bu arada, şunu da söylemeden geçemeyeceğim, şantaj için özel hayatları kasete çekip yayınlamanın savunulacak bir tarafı yok. Lakin karısını aldatmayan, herhangi bir teklife tav olmayan adam kalmadı herhalde memlekette.
Adamlar da enteresan. İstiyorlar ki, hem evimde çorbam kaynasın, düzenim olsun, “iyi aile babası” pozları yapayım, hem de heyecanım eksik kalmasın.
* * *
Öyle görünüyor ki, kimi siyasetçilerin ikili hayat tercihleri komploculara daha uzuuun seneler malzeme verecek.
Arkalarında “lekeli” ve hayatlarının sonuna kadar düzelmeyecek kötü hayatlara sahip düzinelerce kadın bırakarak...
Ne olacak?
Fenerbahçe’yi can-ı gönülden kutlayayım önce ama dün geceden sağ çıkabilmiş bir şanslı olarak bazı sorularım olacak.
- Şampiyonluk kutlamalarında, asker uğurlamalarında yolları kapatınca/deliler gibi korna çalınca, acil durumda -mesela- hastaneye yetişmesi gereken adam ne yapacak? Ölecek mi?
- Silahlar havaya boşaltıldığında, o kurşunlar birilerine isabet ettiğinde, bunun hesabını kim verecek? Çok mutlu olduğu için havaya kurşun sıkan adam çok mutlu olmaya devam edecek mi?
- Pazar gecesi saat sabahın 4’ünde bile çalan kornalar ve kopan gürültü sayesinde uyuyamayan öğrenciler ve çalışanların ertesi gün hali ne olacak?
Düşünüyorum da, madem topluca eğleneceğimiz zaman kendimiz dışındakileri düşünmüyoruz, ben de pazar gecesi 3’te evimdeki müziğin sesini sonuna kadar açayım, saatlerce apartmanı inleteyim mesela.
Ama inletmem. Neden? Çünkü muhtemelen linç edilirim. Komşular polis çağırır, olay çıkar.
Peki korna çalanlar nasıl bu kadar rahat çalabiliyorlar dersiniz?
Söyleyeyim. Çünkü mobil haldeler. Apartmanda müzik açtığında olduğu gibi kimse polis çağıramaz, kavga çıkaramaz...
Dört teker üstündedirler. Bastılar mı gaza kaçarlar, bir daha da bulunamazlar.
Tanımadıkları, umursamadıkları insanlar uyumuş, uyuyamamış, uykusu kaçmış ne yazar!
Artık şüphem kalmadı, bizde kendimiz ve tanıdığımız-sevdiğimiz çevremiz dışındakileri umursamama hastalığı var!
Paylaş