Kanlı fotoğraflar ne işe yarıyor?

Eminim siz de farklı sosyal medya platformlarında sık sık karşılaşıyorsunuz: Terör olaylarının ardından parçalanmış insanların görüntülerini, hayvana işkence fotoğraflarını paylaşanları...

Haberin Devamı

Bakın, farkındalık yaratma kılıfına girmiş her eylem çok tehlikeli bir yere götürüyor bizi.
Olumsuzluktan, kötülükten beslenir hale geliyoruz ve bunun farkında bile varmıyoruz.
Sıradan, doğal gelmeye başlıyor bir zaman sonra.
Mesela en yakın örnekleri vereyim size. 17 Ağustos pek çoğumuzun hayatının en büyük travması. 18 yıl boyunca yeterli önlemlerin alınmamasını protesto etmek için 1999’dan bol bol acılı fotoğraflar paylaştık geçen hafta.
Peki, düşünelim...
Bu fotoğraflar ne işe yarıyor? Gerekli kişilere ulaşıyor, vicdanlarına dokunuyor “Aman Allah’ım, 18 yıl boyunca gerçekten yeterince önlem almamışız, hemen alalım” mı diyorlar?
Hayır.
Peki bu fotoğraflar kamuoyu baskısı yaratmaya mı yarıyor?
Ona da hayır.
Zira yeterli önlem almayan devlet yetkililerinden bir hesap sorma eylemi içermiyor sosyal medyada “enkazdan çıkan el” fotoğrafı paylaşmak.
Çaresizlik duygusu, kimseye faydası olmayacak bir olumsuzluğu yayarak kendini ifade etmeye dönüşüyor bir süre sonra.
Bu, pek çok acı olayda böyle. Patlama yerlerinden acı çeken insanların fotoğraflarını paylaşanlar, işkence yapılan hayvanların görüntülerini paylaşanlar...
Böyle fotoğraflarla sık sık karşılaşmak, olumsuzluktan beslenenlerin, algılarımızı yönetir hale geldiği dünyanın bir göstergesi olarak çıkıyor karşımıza.
İnsan beyni olumsuzluğa daha hızlı ve daha yoğun tepki veriyor şüphesiz.
İnsan doğasının olumsuzluktan beslenme eğilimi, tık avcılığıyla daha da baskın hale geliyor bu çağda. Olumlu bir haber bile bir olumsuzluğu çağrıştıracak biçimde veriliyor ki tıklansın.
Böyle haberlerden kaçış yok, en azından neden böyle verildiğini bilirsek, kendimizi korumaya başlayabiliriz.
Bu çarka dahil olmamayı, acı pornosunu yaymamayı tercih edebiliriz.
Terör olaylarında hayatını kaybeden insanların kanlı fotoğrafları, kopmuş bir kol veya bacak bize ne anlatıyor?
Nasıl bir ders çıkarmalıyız bundan?
Terör her yerde ve kaçmanın da bir imkanı yok, bu bilgiye artık sahibiz, peki kanlı fotoğrafın amacı nedir?
Kanlı fotoğrafın teröristler için amacı belli: Korku ve dehşeti yaymak.
Bu fotoğrafları paylaşanlar, o çok klişe söyleyişle terörün amacına ulaşmasına hizmet ediyorlar.Kendi psikolojilerini ve başkalarınınkini, muhakeme yapamayacak seviyeye gelene kadar etkiliyorlar.
Uzun vadede bu duruma maruz bıraktıkları kitleyi, olumsuzluktan beslenen insanlara dönüştürüyorlar.
Oysa beynin “besini” başka yerde. Besinimiz iyilik, güzellik olmalı.
Başka bir yerden baktığımızda değiştireceğiz dünyamızı, dolayısıyla dünyayı. “Sürekli iyi haberleri paylaşalım” gibi aptalca bir iyimserlikten bahsetmiyorum.
Kötülükten değil, iyilikten beslenmekten bahsediyorum.

Haberin Devamı

Beynin besini “iyilik”

Haberin Devamı

Dünkü Hürriyet’in sürmanşetini düşünün mesela. Hayvansever olan sanayici Haluk Akın’ın hikayesini yazdı Vahap Munyar. Herkesin bakamayacağı sakat, hasta ve yaralı hayvanlara bakıyor.
İki köpekle sarmaş dolaş çekilmiş fotoğrafı umut, inanç aşılamıyor mu?
İlham vermiyor mu?
İnsanlara ve hayvanlara faydalı olmak için harekete geçmek için insanı kamçılamıyor mu?
Olumsuzluktan beslenerek bu haber verilseydi, önce baktığı hasta köpeğin bakımsız ve ölmek üzere olan halini ve “şimdiki” halini de görebilirdik.
Bu görüntülerin kime faydası olurdu? Acı pornosuna nadide bir ekleme olurdu şüphesiz...
Geçen hafta Barcelona’da gerçekleşen üzücü terör saldırısının ardından, Twitter’da paylaşılan kanlı olay yeri fotoğraflarına tepki olarak, İspanyol Twitter kullanıcıları sevimli kedi yavrusu fotoğrafları paylaştılar profillerinde.
Acı yaygarası yapmaya çalışanlara en büyük yanıttı bu. Terörün amaçlarından biriydi ya bu kan, vahşet ve acı fotoğraflarının yayılması.
Kedi fotoğrafları da buna simgesel olarak verilmiş bir tepkiydi. Bunu “acıyla yüzleşmekten kaçmak” olarak yorumlayanlar da olabilir.
Çizgiyi doğru yerde çekelim:
Gerçek acıyı, bu fotoğrafların suistimali üzerinden yaratılmak istenen karmaşadan ayırmak gerekiyor.
Ayırmazsak, enformasyon çağının insanın psikolojisini zorlayan uyaranlarıyla mücadele etmek de imkansızlaşıyor.
Vahşet fotoğraflarının suistimali üzerinden toplumsal farkındalık yaratmak mümkün değil.
Bu, ancak kitlelerin fark etmeden olumsuzluktan beslenen insanlara dönüşmesine neden oluyor ve terörün o lanetli amacına hizmet ediyor.
Bir dahaki sefere “acının fotoğrafı”nı paylaşırken, bir de bu açıdan düşünün.
“Bu fotoğrafın işlevi ne olacak?” sorusunu sormak çok, çok önemli.
Kimin “tık” avcılığına, kimin acı üzerinden popülizm yapmasına alet oluyorsunuz, ne olur bir düşünün.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları