Kadına şiddet “farkındalığı”

Twitter’ın veciz söze doyduğu, çeşitli ünlülerin bir araya gelip çeşitli dikkat çekici pozlar verdiği ve bu şekilde kadına şiddete tepki gösterdiği bir 8 Mart’ı daha geride bıraktık sevgili güç sahibi Habitus okuru. Bugün nasılsın.

Haberin Devamı

Dün ofis insanlarını konuştuk, bizim 8 Mart muhabbetimiz bugüne kaldı, ne yapalım artık.
Bize her gün Kadınlar Günü zaten, o nedenle bu özel günü bir güne sıkıştırmayalım diyorum. Gönül ister ki, ünlü kadınlarımızı her gün toplayalım, bir gün onları gözleri mor fotoğraflayalım, bir gün çığlık atarken, bir gün üzgün bakarken...
Böylece her gün kadına şiddete dikkat çekebilir, kadının canına kasteden canavarların “Aaa, bir saniye, şu anda aydınlandım. Farkındalık kazandım. Bundan sonra kimseye el kaldırmayacağım. Töre cinayeti mi? A, o da ne?” demesini sağlayabiliriz.
Böyle çalışmalara “kamuoyu bilinçlendirme çalışması” demek yerine, “kadına şiddete karşı çalışan kimi vakıf ve derneklere destek oluyoruz, çalışmamızın da süsü bu fotoğraflar” demek daha doğru olur.
Zira bu tip işler, sadece görsel yönü kuvvetli ve dolayısıyla kendine baktıran fakat -üzülerek söylüyorum ki- bilinçlendirme adına pek işe yaramayan projeler olarak kalıyor.
Sorunun kökünü biliyoruz... Erkeğin kadına bakışı değişmedikçe, şiddetin sonu gelmeyecek, onu da biliyoruz.
Hatta kadının da kendine bakışı da değişecek ki, bir adım yol gidelim.

Haberin Devamı

Kız bebek mutsuzluğu

Dün Hürriyet Aile’ye de yazdım. Ben doğduğumda hemşire, babama kız bebek sahibi olduğunu neredeyse “bebeğiniz ölü doğdu” haberi verir gibi vermiş. Erkek değilim ya, eninde sonunda evlenip, başka aileye karışacak ve babamın “ismini” devam ettiremeyeceğim.
O yüzden ailede “maalesef” zayıf bir halkayım.
Hemşire öyle düşünüyor yani...
Tabii ben şanslı bir evladım. Kadın ve erkek arasında ayrım yapmayan bir ailenin tek kızıyım.
Bizim ailede anlayış böyle, haliyle babam sevinçten çıldırıp hemşireye sarılıyor, ondan sonra başlıyor şenlik...
Görüyorsunuz ya, “kadına çarpık bakış” ana karnından başlıyor. Doğduğumuz anda birilerini üzmeyi başarıyoruz. Erkek egemen kültür içinde yetişmiş kadınlar, kız bebek doğunca karalar bağlıyorlar.
Erkeğe hizmet etmek için dünyaya geldikleri öğretiliyor çünkü onlara.
Diyorum ki, bir gün de kadına şiddetin mimarı olan erkeklerin kadına bakışını fotoğraflasalar... En eğitimli, modern dediğimiz koca koca adamların kadını nasıl da aşağılık bir varlık olarak gördüklerinin resmini çizseler...
Belki o zaman -o da ufak bir ihtimal- “kamuoyu aydınlanır...”
Sorunun köküne inmedikçe, bu yapılanlar “hoş bir çaba” olmaktan öteye gidemiyor.

Yazarın Tüm Yazıları