Paylaş
Düşünün yani, dergi ilk çıktığı sene doğanlar, şimdi yetişkin birer adam oldu...
İnsan hem yılların nasıl geçtiğini kabullenmek istemiyor hem de bizden sonra gelen nesli görünce şöyle bir koltukları kabarıyor.
Çarşamba akşamı İndigo’da hem yaş günü kutladık, hem de Blue Jean&Loft Müzik Yarışması’nın kazananlarını dinledik.
Bu kadar sene sonra derginin hâlâ gençlerin hayatlarını, geçmişte aynen bizde olduğu gibi etkilediğini görmek güzeldi. Çok dergiye bu nasip olmaz.
Ondan da öte, internet gibi bir “büyük güç”ün dergiyi bugüne kadar sarsamaması, nadir rastlanan bir durum.
Yeni nesil, dergisini alıyor yani!
Şimdi “büyüyüp” Blue Jean’i unutanlar ve eskiden bu derginin bizim için ne demek olduğunu bilmeyen ergen kardeşlerim için şunu anlatmam şart: Blue Jean, koca iki neslin müzik zevkini doğrudan şekillendiren dergidir.
Şimdi geriye bakınca biliyorum, acayip geliyor ama dergi, bizim müzikle olan tek bağlantımızdı... Her ay başını iple çeker, ne var ne yoksa iştahla okurduk.
Ayrıca içinden çıkan çıkartmalar yüzünden nice komodin tarumar olmuştur! Pek sever anneler Blue Jean’i...
İşte, benim kuşağım ve benden birkaç yaş küçükler için durum böyle...
Buradan kendilerine “İyi ki doğdun Blue Jean!” der, çıkartmalı komodinimin hâlâ durduğunu ve ileride bir “Blue Jean Müzesi” kurmayı düşünürlerse seve seve bağışlayacağımı bilmelerini isterim.
Pazartesi Babylon’a
Kendimi tüm kış eve kapattıktan sonra açılışı Blue Jean partisiyle yaptım, pazartesi de devam edeceğim kısmetse. İstikamet Babylon, Kerem Görsev konseri. Ben bu konsere iki elim kanda bile olsa giderim arkadaş.
Çünkü, bu konser, Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı için düzenleniyor.
Nisan ayı otizm farkındalık ayı, zira geçen senelerde de bahsettim size TODEV’den, yine kısacık hatırlayayım...
TODEV, otistik çocuk ailelerinin kurduğu ve 20 yıldır Türkiye’de hem otizmin farkındalığı için çalışan, hem de devletle işbirliği içinde olarak çocuklara ücretsiz eğitim veren bir vakıf.
Biliyorsunuz, bedelini ödeyince, özel eğitim kurumlarında eğitim olanağı bulursunuz.
Bu, otizm konusunda da geçerli. Tabii her çocuğun fahiş bir bedel ödeyip özel eğitim alma imkanı yok.
İşte TODEV, burada devreye giriyor. Tüm otistik çocukları ücretsiz olarak okuma hakkı tanıyabilmek için 20 senedir çalışıyor.
Şimdi yeni bir okul hazırlığı içindeler. İşte, Kerem Görsev konserinin tüm geliri, bu okula gidecek...
Erguvan rengi değil, çözüm lazım
Yeni otobüslerimizin yeni rengi erguvan olacakmış...
Kadir Topbaş bundan böyle İstanbul’un otobüslerinden de Londra’nın otobüsleri gibi bahsedileceğini söylüyor ama ben de şunu söyleyeyim, hâlâ üzerinde çiçek resmi olan “çevre dostu” otobüslerden kurtulmadan olmaz o iş.
Bilirsiniz o otobüsleri, bırakın çevre dostu olmayı, o otobüslerin yanına-arkasına denk geldiniz mi öbür dünyaya gider-gelirsiniz, öyle bir ölümcül duman bırakır arkasında.
Otobüslerin rengi çok da mühim değil, en mühim sıkıntılar dururken otobüsün erguvan rengi ha gözümüzü okşamış, ha okşamamış ne yazar.
Sigara içen, trafikte canavarlaşan otobüs şoförleri umuyoruz ki tarih olacak lakin tek dert şoförler de değil ki. Bugün trafik tıkanıklığının en büyük sebeplerinden biri otobüslerin trafiğe mani olmayacak biçimde yolcu alıp indirecekleri durakların olmaması.
Bir de, Kadıköy rıhtım giderek çaresizleşiyor trafik açısından.
Sorun metro yapımı değil, otobüslerin duraktan yola çıkışları pek yaman oluyor, buraya bir düzenleme yapılsa da trafik rahatlasa. Bazen öyle günler oluyor ki, diyorum, acaba denize doğru mu sürsem. Zira o halde iken başka bir çıkış bulunmuyor. “İnsana yeryüzünde cehennemi yaşatan yerler” sıralamasında Mecidiyeköy’le kafa kafaya gitmeye başladı yani...
Paylaş