Paylaş
Gündemin verdiği psikolojik yük bunu gerektiriyor zira.
Yoruluyoruz... Bazen gündemin kolpalığından, bazen acıdan, her sabah kötü bir haber alışımızdan...
Kaçınız eli Twitter’a “Bakalım ne göreceğim de yıkılacağım” diye açıyor?
Bazen keyfiniz yerindeyken kaçınız “Dur biraz uzak kalayım da beş dakika huzur dolayım, şu 10 dakikanın keyfini çıkarayım” diyor?
Tabii “perhiz” Türkiye’de yaşayan bizler için bir lüks.
Zira sosyal medyayı “Alpler’de kayak yapıyorum, burnumun ucu yandı” gibi tatlı paylaşımlar için kullanan medeni ülkelerdeki dostlarımız gibi değil vaziyetimiz. Haberi internetten alıyoruz.
Sokakta ne var, ne yok, buradan öğreniyoruz.
Arkadaşlar, dostlar ne diyor, tanıdığımız ve takip ettiğimiz insanlar ne paylaşıyor, gündemde ne var, hayatımızı sürdürmemizi engelleyecek bir durum söz konusu mu...
Dışarı mı çıkalım, evde mi kalalım, biber gazı var mı, yağmur şiddetli mi, trafik insanı huni taktıracak seviyeye erişti mi...
Hepsini buradan takip ediyoruz.
Kendi fikirlerimizi de beyan ediyoruz.
Gündemin “yorumcusu” değil, bizzat parçası oluyoruz.
Hal böyle olunca Hürriyet İnternet’in değişmesi kaçınılmazdı.
Kısa bir süre önce “Eski dünya”ya veda etti, artık sosyal bir gazete ile karşı karşıyasınız.
Sadece haber okumak değil mesele.
Habere katkıda bulunmak, haberi yorumlamak, takip ettiğiniz yazarlarla doğrudan iletişim halinde bulunmak...
Artık bunu Hürriyet çatısı altında da bulacaksınız.
Pek çok şey bulacaksınız.
**
Tabii bu yazıyı zaten halihazırda Hürriyet sosyal’den okuyanlar “Zaten buradayız anacım, ne saçmalıyorsun?” diyebilir.
Efendim “eski” ile “yeni” arasındaki tuhaf kopukluk da bu işte.
Basılı yayınların ömrünün tükenip tükenmeyeceğine dair pek çok teori var, malum.
Fakat gazeteyi elinde basılı okumak isteyen, gazete okumayı kağıdın kokusuyla, kahvenin tadıyla bağdaştıranlar için dijital mecra hep arka planda kalıyor.
Okuduğunuz günden bir gün önce hazırlanmak, basılmak ve bir sonraki günün sabahı horozlar ötmeden dağıtılmak üzere yetişmek zorunda...
-Mesela- bir yerde lüzumsuz bir polis müdahalesi, gereksiz yere gaza boğulmuş bir mahalle var diyelim.
Bunu elinizde tuttuğunuz kağıttan öğrenemezsiniz.
İnsanlar bu yeni habere ne yorum yapıyor, orada olanlar ne söylüyor, gazeteciler, muhabir ve yazarlar ne diyor, gelişmeler ne, bu bilgilere ancak dijital mecrada kavuşabilirsiniz.
Uzun bir zamandır güncel haber kaynağımız uzun süredir dijital medya.
Artık Türkçe içerikli internet sayfalarındaki “Haber çöplüğü”nden ayrışan, kişiye göre özelleşen, kullanıcısına da söz hakkı tanıyan interaktif medya...
Oklar “yeni bir dünya”yı işaret ederken, okur ve güncel haber kaynağını buluşturan, birleştiren bir oluşum Hürriyet için de kaçınılmazdı.
Bu sebeple artık Hürriyet İnternet, karşınıza “Hürriyet Sosyal” olarak çıkıyor.
Şu noktada ister “Ben gazeteden okumayı seviyorum evladım” diyen teyzelerimiz, amcalarımız olsun,
Hürriyet’i açıp bizleri okumaya kalkışınca “Hürpass” ile karşılaşıp “Ne şifresi yha?” diyen dostlarımız olsun, “Ben gazeteye bilgilerimi vermem” diyen okurlarımız olsun...
Hürriyet Sosyal günün gerekliliklerine göre hazırlanan ve okuyucu deneyimini artırmaya yönelik bir çalışma.
Hepimiz için yeni ve taze bir oluşum; gün geçtikçe gelişen ve kullanıcı yorumlarına göre şekillenen bir mecra.
Gelin siz de yorum yapın...
Gelin siz de katılın, bu dünyanın bir parçası olun.
Hürriyet Sosyal’i hep beraber oluşturalım...
Paylaş