Paylaş
Onlar sıkılmayacak, daralmayacak, bir imkan yakaladığı zaman “zevklenecek”, pantolonunun önündeki şişkinlikten kurtulacak, rahatlayıp karısının yanına dönecek... Her şey yolunda olacak çünkü adam sevdiği kadınla ömür boyu kalmanın yöntemini keşfetmiş bulunacak, eşten “Yürü koçum, beline kuvvet” desteği alarak hem de.
Bence Cengiz’in pazartesi günü dediği gibi mesele “en iyi slogan bul, gündeme otur” değil sadece.
şimdi, sevgili kadınlar, istediğiniz kadar kabul etmeyin, Hülya Avşar’ın sözlerinde erkeklerin durumunu ifade edişi yani en azından ön takımların şişmesi açısından doğruluk payı var.
Fakat evlilikte onun dediği türde bir ilişki mümkün mü, mümkünse formülü nedir ya da uzun vadede eşinle-sevgilinle seks yapmanın sıradanlaşmamasının yöntemi var mı, onu bulsalar zaten şu dünyada bir ilişkide-evlilikte mutsuz adam ve kadın kalmazdı.
Yalnız, kadınlar için önerisine hiç katılmıyorum. Diyor ki, kadın başka adamları arkadaşlarıyla konuşmalı, gerekirse düşünmeli ama aksiyona geçmemeliymiş. Bu laf bin yıllık klasik “Erkek yapınca çapkın, kadın yapınca orospu”nun Hülya Avşar’cası olmuş. Kötü olmuş. Merak ediyorum, kendi önerisini uygulayabiliyor mu Hülya Avşar?
Sadettin Saran’ın arada “rahatladığını” varsayalım.
Sevdiceğini biriyle paylaşma duygusunun üstünden nasıl geliyorsun.
Hem, fak fuk fonla başlamış ve büyük aşka dönüşmüş ilişkilere gayet aşinayız. şimdi evli kadın “Ya bu adam seviştiği kadınla süper bir ten uyumu yakalar, üstüne onun aslında çok anlaşabileceği bir kadın olduğunu fark eder de benden vazgeçerse” endişesini yaşamaz mı? Nasıl yaşamasın, nasıl aklına kurt düşmesin?
Evlilikte kadın tarafının ihtiyaç halinde başka biriyle birlikte olması konusuna hiç girmiyorum bile, bu en “Ben çok modernimdir” diyen bir adamı bile çileden çıkarır, hayvanat bahçesinden kaçmış, etrafına dehşet salan vahşi bir hayvana dönüştürür.
Kadın adama “Kocacım, dayanamazsan git çiçek sula, ben de arada beni çok arzulayan bir adama gideyim, böylece seninle aramızdaki ateş hiç sönmez” diyebilse, onun adına ilişki-evlilik denmez...
Kısacası fikren mantıklı gelse de hayata geçmesi pek acılı, pek nahoş bir öneri Hülya Avşar’ınki.
Bengü ve hayali ikizi
Bengü, Mehmet Turgut’a, hayali ikiziyle yakın alaka içinde bulunduğu fotoğraflar çektirmiş. Geçen defa bikiniyle elmaların arasına yatıp poz verdiğinde “Seksi olmak için yapmadım” demişti. Bu defa da “Hayali ikizinle öpüşmek üzere olduğun, arkadan sarıldığın pozları seksi görünmek için mi verdin?” sorusuna “Tüp bebek ve genetik miras konusuna dikkat çekmek istiyorum” gibi süper absürt bir açıklama yapmasını bekliyorum.
Hadi şimdi, kandırmayalım kimseyi. Bu fotoğraflar erkeklerin iki kadın fantezisine gönderme değil de nedir?
Hadi Bengü, bi’cesaret, bu defa “evet” deyiver şu sorunun cevabına, yine “öff” diyeceğimize açıksözlülüğün için kutlayalım seni...
Çok sıkıldım!
? Yazın artan tacizden çok sıkıldım. Kısa etek veya şortla rahat rahat yürüyememekten çok sıkıldım! Cumartesi ben ve kısa eteğim Arnavutköy’deki Abra Cadabra’daydık, oradan Peyote’deki Replikas konserine gideceğimiz tuttu. O etekle Taksim’de dolaşsaydım beni yılbaşında yolu ıstiklal Caddesi’ne düşmüş turist kıza çevirirlerdi. Allah’tan arabada bir “anti-taciz seti” var. Salaş pantolon, bol tişört ve düz ayakkabılar. Geçiriverdim pantolonu üstüme. Halimize bak ya... Erkekler, ıstiklal Caddesi’nde şortları ve çirkin sandaletleriyle gayet rahat yürüyorlar ama. Bundan sonra savulun, Melike geliyor. Gördüğümün orasını-burasını mıncıklayacağım. Bakalım nasıl oluyormuş bu işler.
? Açık hava konseri-festival adabını hâlâ öğrenememiş olmamızdan çok sıkıldım! Pazar günü Efes One Love Festival’de o konser alanı boşaldıktan sonra manzarayı bir görmeliydiniz... Yiyen-içen malını yere atmış, rezillik... şöyle bir etrafınıza bakıyorsunuz, kimselere de yakıştıra-mıyorsunuz... Herkes üstüne başına pek özen göstermiş. O pek şık, pek havalı gençlik arkalarından annelerinin toplamasına pek alışkın galiba.
? UFO muhabbetleri son bulsun. Vallahi sıkıldım, billahi sıkıldım. Harun Kolçak, Reyhan Karaca derken Melike Demirağ da UFO açıklamaları yaptı ya, artık hepsini Erich von Daniken’e havale ediyorum. Ha bir de, bu UFO lafı açıldığında “Koca evrende yalnız olamayız, sonuçta yaaani bi sürü galaksiler filan...” gibi cümleler kurulmasın. Sizi gidi tatlı su Asimovları...
? Her indirimde aynı savaş görüntüleri... Kışın olanı zor atlatmıştık, 2. Mango Meydan Muharebesi de hayırlısıyla bitsin artık. Çok sıkıldım! Zayiat büyük. Evvelki akşam Nişantaşı Mango’da satış görevlileri, fena halde yağmalanmış bir mağazayı toparlamaya çalışıyorlardı. Yazıktır, günahtır...
Paylaş