Her kadın toplanmamış yataktır!

Biraz bekleyeyim dedim, bakalım Sharon Stone’un Hülya Avşarvari sözleri konusunda erkekler ne yorum yapacak diye...

Haberin Devamı

Cengiz Semercioğlu “Bizim toplanmamış yatakları yazacağım” deyince heyecan yaptım ama nezaket gösterdi ve tweet’ine cevap veren okurlarından gelen isimleri sıralamadı... ısim sıralamadı, “Kadın kadının kurdudur” dedi. Peki Cengiz’ciğim, sorarım sana, erkekler aralarında -elbette yanlarında kadınlar yokken- kadınlarla ilgili bizden çok daha acımasız yorumlar yapmaz mı?
Bugüne kadar hangi “testosteron ortamı”na kulak misafiri olsam, eğer ki beğenilmeyen bir kadın hakkında yorum yapılıyorsa en “koyucu” sözleri o konuşmalarda duydum...
Mehmet Y. Yılmaz ise mutluluğun sadelik ve sıradanlıkta olduğunu söyleyen bir dolu arkadaşı olduğundan bahsetti...
Sadelik değil ama sıradanlık, ancak karmaşık ve yorucu bir ilişkiden çıkmış, yılların yıpranmışlığını üzerinde taşıyan bir erkeğe iyi gelmez mi? Aynı kadınlarda olduğu gibi... Herkesin, yorucu birliktelikten sonra gelmiş bir “yaraları sarma sevgilisi” vardır ya hani... Basit, sıkıntısız, dolambaçsız, dünya iyisi, kimi zaman da sıradan...
Tabii Sharon Stone’un yatak benzetmesi aslında daha çok dış görünüş kaynaklı. Ona dönelim.
Diyeceğim ki, aslında her kadın az-çok “toplanmamış yatak”tır...
Kozmetik denilen koca bir sektör kadınları “makyajlı ama makyajsız” göstermek için çabalayıp duruyor. Toplanmamış yataklara çare arıyor!
Bir kadın var mıdır acaba gözaltı kapatıcısını sürmeden, hafif yanakları pembeleştirmeden “Harikayım, makyajsız da süper hissediyorum” deyip sokağa çıkan?
Bir gün makyaj yapmadan işe gittiğinde “N’oldu bugün sana, hasta mısın??” sorusunu duymayan kadın var mı peki?
Sabah kalkar kalkmaz aynaya baktığında “Canım, bugün de Miss Turkey gibi uyandın, hadi yine iyisin” diyen var mı? “Makyajla makyajsız görünme” hadisesini uygulamadan sokağa adımını atmaz kadın, aha şuraya yazıyorum.
Ha, bir de “yatağı topladığı halde” darmadağın görünen kadınlar var tabii... şu noktada “Moda insanın üstüne yakışanı giymesidir” demekten kendimi alamıyorum. ıyi kuaför, doğru makyaj malzemesi, stil duygusu gibi faktörleri de ekliyorum. Stone’un lafları düpedüz haksızlık.
Kendisinin “makyajsız yakalandı” fotoğraflarını da biliyoruz ayrıca...
Bence Meryl Streep karşılık olarak ona “ütüsüz gömlek” desin.

Erkekler ve ayakkabıları

Haberin Devamı

Bana ayakkabını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim demişlerdi değil mi? Ah-hah-haay pardon, o öyle değildi. Neydi? Dost başa düşman ayağa bakar. Evet.
Çok fazla Girls of the Playboy Mansion izlemekten iyice aptala bağladım. Yahu ama takılmamak, gıcık olmamak mümkün mü!
Hugh Hefner’cığım diyor ki yeni kız arkadaşlardan ikiz olanlara: “Sophia Coppola geliyor, sizi yeni filminde oynatacakmış.”Kızlar alık alık “Who is she?” diyorlar hep bir ağızdan. Hef Bey “Francis Ford Coppola’nın kızı” diyor, bu defa da “Who is he?” diyorlar. Vallahi şuracıkta çıldıracağım. Adamda da evliya sabrı var, anlatıyor, “Hani çok sevdiğiniz Baba serisi var ya onun yönetmeni” diyor, bu defa hep bir ağızdan “Oh my gaaaaş” diye ötüyorlar.
Of daha neler var... 70’lerle ilgili bir şeyler konuşuluyor, Village People’ın adı geçiyor, kızlar yine “O ne?” diyor.
Tırnak yedim sinirden.
Elimde kumanda, zaplarken ne zaman denk gelsem fena halde takılıyorum bu kızlara. Sanırım Playboy Mansion’u küçükken oynadığım Barbie evi, kızları da Barbie’ler yerine koydum, yoksa bu kilitlenmenin başka bir açıklaması olamaz.
Bir dakika ya, ben neden Playboy anlatıyorum şimdi? Meselem başkaydı yine daldım...
Bir erkeğin ayakkabısı çirkinse, işte orada dur derim. Cezasını keserim. Pazar akşamı Medya Kralı’nın konuklarından Kıraç’ta ömrümdeki en çirkin erkek ayakkabısını gördüm. Kendisinin düşmanı değilim de, o ayaklara bakmamak imkansızdı yahu. Bot mu desem, postal mı desem... Rugan, yüksek platformlu, postalımsı bir şey. Elton John görse o bile oklavayla kovalardı Kıraç’ı.
Çok rica ediyorum sevgili erkekler, siz Kıraç’ın hatasını yapmayınız, şu modelleri de çöpe atınız:
- Ucu saltanat kayığı gibi olan ayakkabıları... 42 numara ayağı beş numara büyük gösterenler hani... Koca bir L harfi gibi dolaşıyorsunuz haberiniz yok...
- Her şeyin altına kaka rengi trekking ayakkabılarından giymeyin yalvarırım. Ormana yürüyüşe gitmiyorsanız o papiler raftan inmesin...
- Erkek sandaletleri de çöpe. Bakımsız ayaklara plajda bir noktaya kadar anlayış gösterelim lakin şehir o parmakları, o tırnakları kaldırmıyor... Ah, plaj dedim içim bir fena oldu şimdi... Yaza kaç ay kaldı sahi?

Yazarın Tüm Yazıları