Paylaş
Dünyada 1992’den beri, Türkiye’de ise Tüketiciler Birliği’nin önayak olmasıyla 2002’den beri gerçekleştiriliyor.
Tüketiciler Birliği’nin “uyanık tüketici” yaratmak konusunda desteklediği ve yürüttüğü işler sadece Turn Off TV ile sınırlı değil. Kasımda gerçekleşen “Buy Nothing Day/Satın Almama Günü’nü ve “Bu Reklam Bizi Bozar” gibi tüketici haklarına yönelik kampanyaları da hatırlatmadan geçmeyeyim.
Peki ne oluyor bu Televizyonu Kapa/Yaşamı Aç kampanyasında?
Takvimimiz sadece bir adet ama çok etkili bir etkinlikten oluşuyor: Bir hafta boyunca televizyonunuzu hiç açmıyorsunuz.
Önce biraz zorlanıyorsunuz ama sonra bir bakıyorsunuz o “havadisleri kaçıracağım” diye kıvranışınız kendini müthiş bir rahatlama duygusuna bırakmış...
Hiçbir şeyi kaçırmamakla birlikte kendinizi “bitkisel hayattan uyanmış” gibi hissedeceğinizin garantisini veriyorum.
Elbette, bir alışkanlık, hatta bir dürtü halini almış televizyon karşısında vakit öldürmekten kurtulmak öyle kolay değil.
ınsan bir noktada kendini salonun ortasında elinde kumanda ile buluveriyor.
Eğer öyle bir yanlışa düşerseniz sana şunu öneriyorum sevgili televizyonkolik Habitus okuru: Akşam saatlerinde aç bir kanal, izle haberleri, değil televizyondan, hayattan soğu...
“Akşam haberleri” izlemeyeli 10 yıl oldu desem inanır mısınız?
O vıcık vıcıklığa tahammül edemiyorum, tiksiniyorum, tükeniyorum...
“Televizyonu hayatınızdan çıkarın” diyor değilim, ancak boş bulduğunuz her an kumandaya sarılmayınız, bunu beceremiyorsanız çocuğunuza sınırlama getirir gibi kendinize “tv izleme saatleri” koyunuz.
Bu işe de bu hafta televizyon izlemeyerek başlayınız...
Bu arada, kampanya nefis ancak bence büyük bir eksik var. Çöpe atılan vakit konusunda artık televizyonu destekleyen, hatta televizyondan çok daha fazla mesai harcatan internet, görmezden gelinmemeli.
Turn off TV/Turn on Life kampanyası 90’larda ilk başladığında internet henüz kimseyi sanal-sosyal ama gerçek hayatta asosyal varlıklara döndürmüş değildi.
Televizyon en büyük vakit öldürme makinesiydi, ancak şimdi iş başka.
ınternet, bilgisayar, oyunlar televizyonu çoktan geride bıraktı.
Dolayısıyla “TV’yi kapat/Yaşamı Aç”a destek olarak:
“Farmville’ini kapat, işyerindeki performansın artsın...”
“Bir hafta Twitter’da ötme, yediğin-içtiğin sana kalsın...”
“Oyun konsolunu bırak ve dersine çalış...”
“i-phone’unu değil, beni kurcala” gibi kampanyaları başlatmaya da ben karar verdim.
Desteklerinizi beklerim efendim.
Facebook’u bırak, sokağa bak!
ınternet, televizyon ve oyunlar en çok ergen kardeşlerim için tehlike arz ediyor. Bakınız NY Times’ın haberine göre, Amerika’da yapılan bir araştırmada 8-18 yaş arasındaki çocuk ve gençlerin okul ve uyku saatleri dışındaki tüm vakitlerini bilgisayar karşısında, akıllı telefonlarını kurcalayarak, televizyon izleyerek geçirdikleri belirlenmiş. Bu bir gün içinde yedi buçuk saate tekabül ediyormuş... Korkunç, değil mi?
ınternet-televizyon-akıllı telefon-oyun dörtlüsü ile obezitenin ve depresyonun de yakından ilgisi bulunuyor.
Nielsen’in Facebook konusunda yaptığı araştırmadan da bahsedeyim, durumun vahametini göreceksiniz:
Ocak 2009’da bir Amerikalı, Facebook’ta günde ortalama 9.3 dakikasını harcarken (ayda 4 saat 39 dakika) bu sayı ağustosta günde 11.5 dakikaya yükselmiş. (Bu da ayda 5 saat 46 dakika demek.)
Ocak 2010’da ne olmuş dersiniz? Amerikalı kardeşlerim her gün 14 dakikalarını Facebook’ta geçirir olmuşlar. Bu da ne demek oluyor? Ayda 7 saatten fazlası Facebook’ta harcanıyor!! (Bakınız Twitter’a gelmedik daha.) Twitter’ı da eklersek, bu rakamın ayda 10 saatin üstüne çıkacağını tahmin ediyorum. Bizdeki durum da bundan farklı değil.
Bakın size bir öneri: Bu mecralarda ne kadar “hayat harcadığınızı” fark etmiyor olabilirsiniz. Firefox’un Meetimer’ını indirin. Meetimer hangi web sitesinde ne kadar vakit harcadığınızı gösteren bir eklenti. Kendinize bir hafta zaman verin. Bu sürenin sonunda Meetimer’daki kayıtlara baktığınızda “Ne yapıyorum ben?” sorusunu kendinize soracağınıza eminim...
Paylaş