Gerçek hayat, gerçek kadınlar

Ağızların büzüldüğü selfie’ler, tam ekran kelleler, bol filtreli “işte kendimi aşırı güzel hissettiğim anda ben” kareleri olmasa...
Veya akışlar “İşte ben, bu önden ben, bu da yandan, bu yakından ben ama hep ben, en güzel ben” fotoğraflarıyla dolmasa... Bu iş artık ego patlamasından delilik sınırına doğru yaklaşmasa, elbet bu noktaya gelecek değildik.

¡¡¡¡

Peki en başta buraya nereden geldik?
Medya tarafından pompalanan imkansız kadın imajından, yapay güzelliğin normalleştirilmesinden, aşırı zayıflığın güzellikle bağdaştırılmasından kurtulamıyoruz. Hiç kurtulamadık, kurtulamayacağız. Arada markaların “kendini olduğun gibi sev” mesajı veren sosyal sorumluluk kampanyaları olmasa (o da mecburiyetten) medyada hiç “normal” kadın göremeyeceğiz.
Yaşadığımız dünya böyle, para ile dönen çarkların hareketi ancak ulaşılamaz kadın imajının varlığı ile sağlanabiliyor..
Kozmetik sektörünün para döndürmesi için gerçeklikten uzaklaşmaya ihtiyacımız var. Uzaklaşacağız ki, gerçek olamayacak bir kadın imajına tutulalım, ona ulaşmak için para ve zaman harcayalım, bir hayal uğruna kaynaklarımızı tüketelim...
Bu iş sadece kozmetik sektörünün sürekliliğine yaramıyor tabii. Kadının kendini algılayış şekli, psikolojisi, hayata bakışı, motivasyonu... Hepsinin ayarlarıyla oynanmış oluyor. “Hayatta acil yapılacaklar” listesinin başında daha dolu, aklen daha doyurucu bir hayata ulaşmak değil, esasında bozuk olmayan bir görünüşü düzeltmek için gösterilecek çaba var.
İmkansız kadına ne kadar yaklaşırsak, hayatımız o kadar güzel olacak ya hesapta...
Kadınlar, çocukluk zamanlarından birer yetişkine dönüştükleri yıllara dek bu yalanın hipnotize edici etkisi altında kalıyorlar.
Aynaya baktığında kendinden memnun olan kaç genç kız var dersiniz?

¡¡¡¡

Medya bize o imkansız kadın imajını dayatınca, kadının özgür davranacağı bir alanda bile o dayatılan imaja ulaşma yolunda gittiğini görüyoruz.
Okuduğu dergide Photoshop’la cildi pürüzsüzleştirilmiş ve anormal inceltilmiş “ideal kadın” reklamlarından kaçamayan kadın, kendini ifade edebileceği Instagram gibi özgür bir alanda bile o imaja meylediyor.
En güzel, en zayıf, en pürüzsüz, en dolgun dudaklı, en seksi, en “gerçek hayatta olmadığı, fakat reklamlarda rastladığı kadın benzeri” fotoğrafını yüklüyor profiline...
Beğenilme, kabul ve takdir edilme arzusu, yani bugünün kodlarıyla “like”lanma bağımlılığı, gerçekte mümkün olmayan o ideal kadın formuna ulaşma çabasının en büyük enerji kaynağı.
Velhasıl kelam, özgür olduğumuzu varsaydığımız bir alanda bile neye dönüştüğümüzü fark ediyoruz. “Genel vaziyet” bu.
Öte yandan WomenIRL hashtag’inin altında paylaşılan fotoğraflarda, gerçek kadınların gerçek hallerini göreceksiniz.
Alıştığımız, dayatılan tür güzellik değil, gerçeklik. Sıradanlık, normallik, mükemmel olmayan hayatlar, mükemmel olmayan filtresiz fotoğraflar...
“Güzelliğimizi büzdüğümüz dudaklarımız ve görünüşümüzü mükemmelleştirdiğimiz filtremizle ifade edelim” çağında güzel ve iddialı bir hareket.