Gelecekteki siz: Adeta bir yabancı!

 Gelecekte nasıl bir insan olacağınızı şöyle hayalinizde bir canlandırmaya çalışın: Hayatınız neye benziyor? Nasıl görünüyorsunuz? Ne yapıyor, ne işle meşgul oluyor ve nasıl yaşıyorsunuz?

Haberin Devamı


Çok mu yaşlı görünüyorsunuz? Yoksa hayat, ışık mı saçıyorsunuz?
Hepimiz hayatımızın belirli zamanlarında düşünmüşüzdür: Acaba gelecekteki ben, nasıl bir ben?
Burada kendinizi odağa koyuyor, o çok iyi tanıdığınız insana, kendinize yönelik bir gelecek hayali kurduğunuzu düşünüyorsunuz değil mi?
Yanılıyorsunuz!
Slate.com’da yer alan bir habere göre, en yeni FRMI (Fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntüleme) çalışmaları gösteriyor ki, gelecekteki kendinizi düşündüğünüzde, beyniniz tamamen farklı, yabancı bir insanı düşünüyormuş gibi çalışmaya başlıyor!
Şöyle ki, “Normalde kendinizi düşündüğünüzde, beyinde Medial Prefrontal Korteks bölgesi aktive oluyor. Fakat aynı bölge, başka insanları düşündüğünüzde pasif durumda. Hatta düşündüğünüz yabancı kişiyle ilgili herhangi bir hissiniz yoksa, hatta hiç umursamıyorsanız, daha da pasifleşiyor” diye anlatıyor makalenin yazarı Jane McGonigal.
Yapılan 100’den fazla beyin görüntüleme çalışmalarında şöyle bir bulguya ulaşılıyor: Gelecekteki kendinizi, hayatınızı düşündüğünüzde, Prefrontal Korteks bölgesindeki aktivite zayıfladıkça zayıflıyor. Pasifleşiyor.
Bu da ne demek? Gelecekteki halimize bir yabancı, hatta umursamadığınız bir yabancı muamelesi yapıyoruz!
Böylece hem kendiyle hem de toplumla ilgili kararlar verirken, hiç umursamadığı bir yabancıyla ilgili karar veriyormuş gibi davranan insanoğlu, geleceğine doğru yatırım yapmaktan da aciz kalıyor. Kendini kontrol etmekte zorlanıyor, topluma uzun vadede refah getirecek faydalı kararlar veremiyor, para biriktiremiyor. Geleceği için yatırım yapmayı “Bir yabancıya parasını emanet etmek” olarak algılıyor ama bunu fark bile etmiyor...

Haberin Devamı

Kiminle arkadaş olacağız?

Verdiğimiz fevri anlık kararların, sigara içmek gibi zararlı alışkanlıkların iyi bir açıklaması oldu böylece. Hiç tanımadığımız bir yabancının nasıl bir hayatı olacağını, nasıl yaşayacağını umursamadığımız için kolaylıkla kendimize kötülük edebiliyoruz.
Kendisi dışındaki insanları pek umursamayan kalabalıklar içinde yaşadığımızı varsayacak olursak... Gelecekteki “kendi” imgesini de “umursamadığı yabancı insan” görerek sürekli yanlış karar verenler arasında yaşadığımızı da söyleyebiliriz.
Bırakın uzun vadedeki geleceğimizi, kısa vadedeki geleceğimizi bile düşünemiyoruz çoğu zaman.
Çok basit günlük davranışlar bile net biçimde gösteriyor bunu: Mesela bir kavşakta sarıda geçen son kişi olup tüm dörtyolu tıkayan bir insanın kendisiyle de ilgili doğru kararlar verebileceğini söyleyebilir miyiz?
Ne var ki, bir topluluk içinde yaşayan, başkalarının hakkını da gözeten insanlar için kendine dair gelecek zaman imgesinin de farklı olması gerekir.
Sokakta saygılı, tanımadığı insanlara ölçülü, genel olarak çevresine düşünceli davrananların, kendileriyle ilgili de uzun vadede doğru kararlar verebildiğini söylemek mümkün. Beyni, “gelecekteki ben”i düşündüğünde bir yabancıyı düşünüyor gibi de olsa, o yabancıyı umursadığı için ona yönelik sağduyulu kararlar verebilir.
Aslında bu yeni bilgi, kiminle arkadaşlık edeceğimizi, kimleri kendimize yakın, kimleri uzak tutmamız gerektiğini de söylüyor.
Kısa vadeli çıkarlarına uygun kararlar alan, tanımadığı insanlara kaba ve umursamaz davranan, kanunlara ve kurallara uyma ihtiyacı duymayan, serseri gibi otomobil kullanan, çevresini kirleten, çevresine karşı meraksız, sürekli kendini anlatan insanların sadece çevrelerindekilere değil, kendisine de zararı büyük.
Kendileriyle ilgili doğru karar vermekten aciz insanların çevrelerine de uzun vadede büyük zararının dokunacağı konusunda hemfikiriz herhalde!
Çevrenizdeki insanlara bir de bu gözle bakmayı deneyin...
Sosyal çevrenizde sadeleşme yapmayı düşünüyorsanız, işte buyurun size dev hizmet!

Yazarın Tüm Yazıları