Final dediğin böyle olur!

Pazartesi hepimizi ekranda krize sokan “Behzat Ç.” ekibini selamlamak istiyorum sevgili iyi dizilere hasret kalan Habitus okuru.

Haberin Devamı

Uzun zamandır bir dizi, ekrana bağladığı izleyicilerine böyle duygular hissettirmemişti.
Final bölümünün sonlarına doğru, artık dedim, amuda kalkarak mı izlesem, yoksa yastıkları sakız gibi çiğneyerek mi rahatlasam, o da olmadı kollarımı mı dişlesem...
Yaptığım küçük çaplı araştırma sonucu tüm “Behzat Ç.” fanlarının da bu bölümü aynı hisler içinde izlediğini gördüm.
Tüm ekibi can-ı gönülden kutluyor, önümüzdeki sezon dizinin birtakım politik oyunlara kurban gitmemesini diliyorum.
Bu arada dizinin ara verdiği iyi oldu. Oyuncular azıcık dinlensin. Zira herrr bölüm o kadar bağırmaya, ağlamaya, haykırıp ıkınmaya can mı dayanır?
Sürekli birbirlerinin yüzüne manalı manalı bakan karakterlerden oluşsa ekip, tamam, rahat ama iki dakika rahat durmuyor ki bu arkadaşlar. Beş dakika sussalar altıncı dakikada ya Harun bağırıyor ya Behzat sinir krizi geçiriyor. Sürekli damarlar ortada.
Ayrıca ben Nejat İşler’den korkuyorum. Yani Ercüment’ten tabii ama öyle iyi oynuyor ki Nejat kardeş, artık gerçeğiyle kurgusu kafamda birbirine girdi. Sokakta görünce yolumu değiştiriyorum, o derece.
“Law&Order” ya da “Criminal Minds” dizisi bile görmemiştir böyle hasta ruhlu katil. Peki ya Şule’ye, yani Ayça Eren’e ne demeli?
Bütün sezon, mıy mıy mıy mıy uyuttun bizi arkadaşım! Bundan sonra ben mıy mıy kızlara aynı gözle bakabilir miyim, ha, sorarım sana Ayça!
Seni de alnından öpüyorum, bravo.
Harun, kadınların büyük ahını aldın, bak onu da söyleyeyim. Ne kabahati vardı nişanlın kızcağızın?
Selim’e bakın, gelmiyorum bile. Onu görmezden geliyorum.
Sevgili Eda. Yani Seda Bakan. Sorarım sana: Madem öptürmeyecektin, neden bakıyorsun öyle mel mel? Hiç bilmez misin, öyle bakışmalardan sonra öpüşme gelir. Seni kınıyorum. Ayrıca Harun gibisini de bulamazsın, bak sana söylüyorum. İçi dışı bir insan bulmak zor bu devirde arkadaşım. Çok güzel dizi yaptınız, çok!

Haberin Devamı

Dudak çukuru estetiği!

Batı İskoçya Üniversitesi’nden psikoloji profesörü Stuart Brody, yeni çalışmasında kadınların dudak üstü çukurlarının cinsel performansları ve orgazm olabilmelerinin göstergesi olduğunu açıklamış.
Hani bizim “cemiyet kadınları” ve kimi mankenlerimiz üst dudağı arı sokmuşçasına şişirtiyor, ördek dudaklarıyla ve kafalarının üstünde “Çok seksiyim ve bunun farkındayım” yazan konuşma balonlarıyla geziyorlar ya, şimdi başımıza “üst dudak çukuru ameliyatı” çıkmasın?
Neticede insanlar dış görünüşleriyle “mesaj vermek” için bu kadar zahmete, ameliyat derdine girmiyorlar mı?
Hiçbir kadın cinsel performansı ile ilgili konuşmaz, dolayısıyla bunu “mesaj” olarak vermek, sevgili estetik meraklısı kadınlarımıza hiç şüphesiz makul bir iş gibi gelecektir.
Tabii şimdi üst dudağı ütülü gibi yaptıranlar düşünsün. Ne bilirlerdi dudakları ördekleştirirken bir yandan da “cinsel performansım sıfır” mesajı verebileceklerini!

Haberin Devamı

Motorlulara bir çare!

Farkında mısınız, motorlu kuryeler, eve servis elemanları ve mobilet kullanan çoğu kişi trafik kurallarından kendini muaf tutuyor.
Mesela, trafik tıkandı mı, hop, giriveriyorlar kaldırıma. Motorların kaldırımdan gitmesine Trafik Kanunu müsaade ediyor da haberimiz mi yok?
Sonra, ters yönden gitme hakkını hangi ara kazandılar?
Misal, tek yön olan bir sokakta sadece geliş yönüne bakarak karşıdan karşıya geçen adam aksi yönü de kollamak mı zorunda artık?
Vakalar bir değil, beş değil... Canımıza yetti artık motorlular.
İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın, -sadece İstanbul değil elbette, diğer illerimizin de emniyet müdürlerinin- bu konu hiç dikkatini çekmiyor mu acaba?

Yazarın Tüm Yazıları