Geçen hafta iki bölüm halinde, kadınların ev halini irdeledik. Evdeki salmışlığın kadınlara pek yaramadığını, çaktırmasa da büyük bir çoğunluğun evde de çekici görünebilmek için kendilerini parçaladığını konuştuk.
Bu hafta, yine iki bölüm halinde erkeklerin ev halini inceleyeceğiz. Kadınlar “Evde de kendime bakayım, al yanak olayım” diye birtakım gizli makyajlar yapar, üst-başa dikkat ederken, erkekler ne yapıyor dersiniz? Hemen söyleyeyim, erkek kısmının hiiç öyle dertleri olmuyor. Zaten “Evde gevşek don giydim, sevgilim soğuyacak” diye dertlendikleri pek görülmüş şey değil. Biz “kendinden lüleli ama rüzgârda da hafif dağılmış sanki” saçlara sahip olmak için maşayla ömür tüketirken, o orada göbeğini kaşır, yağlı saçla dolaşır, sıkıntı duymaz. Erkeklerin en kıskandığım tarafları, -Yılmaz Morgül hariç- makyajsız yaşayan canlılar olmaları. Sabah kalk, duşunu al, giyin, tamamdır. Bakın söylüyorum, bu erkekler akıllı. Vallahi akıllı. Bakımsız hallerini bile seksi diye pazarlıyorlar, biz de yiyoruz. Alın size en basit örnek: Pis sakal... Biz onun muadili bir şey yapsak maymuna döneriz ama. Bir gün kaşımızı yolmayalım, bacağımızı almayalım hemen “bakımsız” oluveririz. Hâlbuki “pis sakallı adam” öyle mi? Oh ne ala memleket, sabah kalktın, tıraş olmaya üşendin diyelim. Mühim değil. Al duşunu, sür jöleni, tak güneş gözlüğünü, geçir bir kot-tişört, sıvazla sakalını, dünyanın en süper insanı sensin. Bak sen şu adama. “Kişisel bakım hayatı” çok meşakkatliymiş gibi bir de sakal kesmeye üşeniyor. Tabii bizim aynı seviyede “cool”luğa erişmemiz için 10 katı kasmamız icap ediyor. Saçı kurutacaksın, kıvıracaksın, kılını yolacaksın, ojeni süreceksin, makyaj yapacaksın, kıyafet, çanta, ayakkabı seçeceksin... Kafadan 45 dakika. Sonra “kadınların hazırlanması uzun sürüyor” diyorlar... Ya ne olacaktı, sevgili pis sakallı yakışıklı Habitus okuru? Bir gün kadın gibi yaşa, sen de bir kadının yaptıklarını yap, bakalım sen kaç dakikada hazırlanıyorsun.
Birtakım hassas konular
Bana kalırsa erkeklerin evde kendilerini salmalarında bir fenalık yok, zaten dışarıdaki ve evdeki halleri arasında büyük farklar bulunmuyor. Sıkıntılar daha ziyade evdeki günlük alışkanlıklarıyla ilgili. Erkekler, kız arkadaşlarının/karılarının gözüne girmenin “daha az yuvarlak kıl”dan geçtiğini bilmezler mesela. Bilhassa tuvalette ve evin çeşitli yerlerinde karşınıza çıkan bu yaşam formları, erkekleri hiç rahatsız etmez, lakin kadınlar için çıldırma sebebi olabilir. Ha, erkekleri streç filme dolayacak değiliz tabii. Ama biraz etrafına bakacak, sevgilini/karını deli etmeyeceksin sevgili kıl yumağı Habitus okuru. Tabii bir de erkeklerin kendilerini tuvalete kapatmaları var ki, ona da değinmeden geçmemeli. Bana soracak olursanız, tuvalet ihtiyacı bir ritüele dönüşmemeli arkadaş. “O keyfi”, tuvalete kütüphane ya da sinema salonu kuracak kadar abartanlar var da, o açıdan. Hayır yani sen yine kitap oku ama işini bitir, git salonda oku arkadaşım. Niçin tuvalette yapıyorsun bu işi? Popon çürüyecek orada. Bazı kaynaklar erkeklerin tuvaleti “rahatsız edilmeyeceklerini düşündükleri tek yer” olarak gördüklerini söylüyor. Hâl böyle olunca tuvalette geçen vakit uzuyor da uzuyor. Neyse efendim, yarın da “çok bakımlı erkek”in hallerine geleceğiz... Peki ya, “Yemek yapan erkek”te veya “Her şeyi düşünen erkek”-te vaziyet nedir dersiniz?