Paylaş
Tek aktiviteniz aracınızın kapısını açmak, mutfağa gidip su içmek veya mouse’ınıza tıklamak ise “Niçin başım hastalıktan kurtulmuyor?” ya da “Diyet yapıyorum, her şeyime dikkat ediyorum, niçin kilo veremiyorum?” diye sızlanmayınız.
Malum, şehir hayatı içinde hareket etmemek için bahane çok.
Yarım saat yürüyüş yapacağınıza, dizi izlemeyi, bilgisayarda vakit geçirmeyi, bir kafede oturup laklak etmeyi, ya da hiçbir şey yapmadan oturmayı tercih ediyorsunuz.
Belki yaptığınız tercihlerin kendinizi daha iyi hissetmenize sebep olacağını düşünüyorsunuz fakat yanlış seçim.
Yorucu bir günden sonra kendinizi evde koltuktan koltuğa atmak yerine yarım saat yürüyüş yapmayı başarırsanız, enerji seviyenizin hiç olmadığı kadar yükseldiğini fark edersiniz...
Genellikle “yorgunluk üzerine yorgunluk, spor yapılmaz şimdi” düşüncesiyle ertelenen günlük egzersizler, esasında vücudun ve beynin yapısal özelliklerinden ötürü açlık duyduğu bir konu, sevgili oturdukça oturan Habitus okuru.
Bakınız, fiziksel olarak aktif bir yaşam için programlanmış insanoğlu, 150 yıl önce günde 30 bin adımdan fazlasını atarken şimdi bu rakam sadece 3 bine düşmüş durumda.
3 bin adım atan da “aktif” sayılır, size o kadarını söyleyeyim...
Zira ofis hayatı ve otomobille ulaşım ekseninde dönüyorsanız, bu da günde ortalama bin adımı ancak buluyor.
Bin adım atmak da, oturduğumuz yerde çürüdüğümüz anlamına geliyor.
“Vücudumuzu terk edilmiş metruk bir bina gibi kullanıyoruz” demek oluyor...
Hareket etmediğimiz için o bina paslanıyor, kırılıyor, organizmalar sarıyor, dış etkenlerden çabuk etkilenir hale geliyor... Öyle ki, şişmanlamak bu sürecin bir sonucu aslında.
Vücudumuz aldığı enerjiyi en doğru biçimde kullanır ve fazlasını depolarken, ona hareket etme, enerji harcama şansı tanımadığımız için sadece “depolama” görevini layıkıyla yerine getiriyor.
Hareketsizliğin bedeli: Hastalık
Bakınız Aktif Yaşam Derneği neler söylüyor:
- Dünya Sağlık Örgütü’nün raporlarında, fiziksel inaktivite bir çok ülkede hızlı bir şekilde yaygınlaşıyor ve kanser, kalp-damar hastalıkları, şişmanlık, tip2 diyabet, kemik erimesi gibi bir çok hastalığın artışına neden oluyor.
- Fiziksel inaktivite yılda bütün dünyada 3.2 milyon insanın ölümüne yol açıyor. Hareketsizlik, yaklaşık yüzde 30’u diyabet ve kalp hastalığı olmak üzere, 60 yaş altında 670.000 kişinin erken ölümüne sebep oluyor.
- Hareketsizlik, global düzeyde ölüme neden olan risk faktörleri arasında dördüncü sırada.
- Göğüs ve kolon kanseri vakalarının yüzde 20-25’i, diyabetin yüzde 27’si ve iskemik kalp hastalığının yüzde 30’unun fiziksel inaktiviteden kaynaklandığı bildiriliyor.
Yediğinize, içtiğinize, bedeninize soktuğunuz besinlerin niteliğine, kalitesine istediğiniz kadar dikkat edin.
Eğer az hareket ettiğiniz bir hayatınız varsa, tüm emeklerinizi çöpe atıyorsunuz demektir.
Yarın: Nasıl hareket etmeyi becereceğiz? Hangi hareketleri yapacağız ve bunu günlük rutinimiz haline nasıl getireceğiz?
Paylaş