Hiç öyle “Ah ah vah” ya da “Oooh, bir tekme de ben atayım” gibi bir ruh halinde değilim.
Deniz Seki’nin “hapishane yolunda” görüntülerine içim buruldu, hakikaten çok buruldu, bunu söylemek istiyorum sadece.
Bir bulanıklık olmasın, kimsenin yaptığı yanlışı haklı çıkaracak değilim.
Fakat Deniz’in yanlışı, içinin kötülüğünden veya kendi kendini yok etme arzusundan değil, önünde bulunan şıklardan yanlış olanı işaretlemesinden.
Ayrıca kadın aptal değil, saf değil. ınsan sadece.
Üstelik sadece bir değil üst üste birkaç sorunun şıkkını yanlış işaretledi.
Buna ilave olarak yaşadığı yerde üç yanlış bir doğruyu götürdüğü için ortada iyi olan hiçbir şey kalmadı.
Üstelik kadının aşık olduğu adam “kötü günde” onu bağrına basmadı.
Deniz, uyuşturucu konusunda günah keçisi oldu, buna kimsenin itirazı olmaz herhalde.
Onunkiyle benzer deneyimleri olan müzisyen, oyuncu, sanatçı takımından herkes şu anda “dealer’lardan bizim numaralar da çıkar mı acaba?” sıkıntısı yaşıyordur...
Her neyse, Deniz hata yaptığını biliyor, üzülüyor, içi yanıyor. Yaptığı yanlış seçimleri sorguluyor şimdi, eminim.
Kadın dediğimiz tür, ateşe elini sokmadan onun çok sıcak olduğunu bilmez.
Kibrit yanıyor sanıyordur ancak orman alev almıştır aslında, çok yakınlaşmadan fark etmez.
Bazen de kavrulmadan hatasını anlamaz.
Öyle büyük trajedilerden bahsetmiyorum, en basit durumlarda bile böyledir kadın dediğin.
Şimdi Deniz düştü, fakat kendini biliyor, ayağa kalkmaya çalıştığında kaval kemiğine çalışmayalım, tüm isteğim bu.
İstiyorum bunu, çünkü kendi düşen ya da düşürülen kadınları bir türlü affedemeyiz, huyumuzdur.
Öte yandan Deniz’in durumu aklıma Kate Moss’u getirdi.
Kokain kullandığını cümle alem gördü, fakat o meşhur görüntülerinden sonra kendini topladı.
Hem öyle bir topladı ki, yaşıtları birer birer mum söndürürken o moda sahnesinin “çelimsiz dev”ine dönüştü.
Tabii bizim buralarda hep bir drama söz konusudur.
Sadece hata yapana değil, hata yaptığı varsayılana, genel doğrulara aykırı davrananlara sırt dönülür, öyle kolay affedilmez.
Dolayısıyla Kate Moss örneği bizde işler mi bilmem.
Diyeceğim o ki, Deniz geri döndüğünde perdelerimizi sımsıkı kapayıp kapıları üzerine kilitlemeyelim.
Ne yaptın sen Anjelika!
Anjelika Akbar’ın son albümünü dinlemeden önce çok şey okumuştum onunla ilgili. “Evrendeki her sesi müziğe dönüştürebilir” anlamına gelen “Mutlak kulak” yeteneğiyle yağmur damlalarının müziğini yaptığını biliyordum.
Fakat yaptığı iş, insanların “dinlemeden anlaşılmaz” dediklerinden biriymiş.
Zaten yağmur damlasıyla piyano tuşesini aklımda bağdaştırırdım çocukluğumdan beri niyeyse.
Hiç uzatmayacağım, sabahın 9’unda ağlattı beni Anjelika.
Albümün adı Raindrops by Anjelika Akbar. ışe giderken arabada dinleyeyim dedim, darmadağın oldum. O günden beri epey eskittim cd’yi. Arşivlik albüm, kaçırmayın derim.