Paylaş
Dün ilişkilerde kadının yaşının büyük olması halinde ne oluyor, bunu konuştuk.
Bugün de “yaşı çok küçük kadın ve orta yaşı geçmiş erkek konusu”, bunun toplum ve medyadaki algısı ve nedenleriyle devam edelim.
Sürekli genç kadınlara ilgi duyan erkeklerin motivasyonlarının kaynağı nedir?
Önce bu soruyu sormalı.
Kaynağı, erkeğin bitmek bilmeyen “gençlik, tazelik arayışı” değil her durumda.
Tamamen erkek egemen dünyanın kodlarına göre çalışan bir düşünce yapısından ve kişisel güçsüzlüklerden, travmalardan, yetiştiriliş şeklinden kaynaklanıyor çoğu zaman. Sürekli pohpohlanarak “Benim aslan oğlum”larla yetiştirilen erkekler, gerçek başarıların getirdiği güç ve keyiften ziyade içini dolduramadıkları bir “güçlü hissetmek” haline yapışıp kalıyorlar yetişkinlik yaşlarında.
Genç kadınları etkilemenin, hayat deneyimine sahip kadınları etkilemekten daha kolay olduğunu kendileri de itiraf ediyor.
Güçlü hissetmenin kısayolunu genç kadınlarda buluyorlar.
Erkek egemen bir dünyada, bu durum ticaretin lokomotifi de oluyor.
“Gençlik arayışı” konusunu, bugünün bağlamından, paranın döndürdüğü dünyanın gerçeklerinden kopararak değerlendirmek mümkün değil.
Kadınlara ürün satabilmek için gençliğin, güzelliğin yüceltildiği, yaşlanmaktan vebadan kaçar gibi kaçmalarının salık verildiği bir dünyada yaşıyoruz.
Kapitalizmin birbirine bağladığı nedenlerle erkek için de, kadın için de sürekli “gençlik hayali” var, Yalnız, adı üstünde, hayal.
Kozmetik dünyası kadınlara 22 yaşına döndürme hayali kurduruyor.
Sonuç da ortada, gençleşme uğruna 30’dan sonraki çok sayıda kadın “yeni bir ırk” yarattı kendine, dolgu dudaklar, yanaklar, aşırı botokslu alınlarıyla artık hepsi birbirine benzer oldular. 22 yaşına dönen de olmadı.
Bunun tersi çaba da söz konusu, artık algı değişiyor.
Hafta sonu New York Times’da çıkan bir güzellik haberi, kadınların ilerleyen yaşını övüyordu ve makyajın da yaşla beraber olumlu anlamda dönüşmesi gerektiğini söylüyordu.
40’larında veya 50’lerinde görünen nefis bir model kullanmışlardı bu haberde. Medyanın dili de, yaklaşımı da değişiyor.
Cengiz Semercioğlu ile “kadının yaşının küçük olması” meselesi ve haber dili üzerine biraz sohbet ettik dün, “Yaş konusu magazin haberinin rengi” diyor ancak buna katılmıyorum.
Konu erkek de olsa, kadın da olsa, bu bilgilere yapılan vurgu haberin renginden ziyade kendisine dönüşüyor bir noktada illa.
Bu sadece bir kişinin, bir yayının, bir kesim sosyal medya kullanıcısının veya bir ülkenin konusu değil, dünyanın dili böyle.
Hugh Jackman’ın eşi Deborra-Lee Furness ile ilgili yazılanları okusanız utanırsınız.
Kendinden iki yaş küçük Alexis Ohanian ile evlenen Serena Williams ile ilgili konuşulanlar da benzer tonda.
Prens Harry ve nişanlısı Meghan Markle ile ilgili olanları dün yazdım...
Siyahi veya melez olmak, yaşlanmak, erkekten büyük olmak, boşanmış olmak, geçmişinde “normalden” çok sayıda ilişkisinin olması...
Kadınlara karşı cinsiyetçi bir dil kullanılması için yeterli “nedenler” olarak görülüyor.
İnsanlık tarihinde neler değişmedi ki, bu da değişir elbet. Değişim ise bir kişide başlar, diline, yaratacağı algıya dikkat eden bir kişide. İnsanlar kadınlarla ilgili cinsiyetçi cümleler kurmaya utanana, çekinene kadar bu değişimde ısrarcı olmalı...
Prenses Margaret yaşasaydı...
Kraliçe Elizabeth’in kız kardeşi Prenses Margaret, 2002’de geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Hayatı boyunca kendini öldürürcesine sigara içen, birini yakıp birini söndüren tiryakilerden olduğu bilinirdi.
Bir türlü mutluluğu yakalayamayan, kendini her zaman sarayın görünmez parmaklıkları ardında hapis hisseden kraliyet mensupları arasındaydı.
1955 yılında savaş kahramanı Albay Peter Townsend ile evlenemedi.
Büyük bir aşk yaşayan ve halk tarafından da çok sevilen çiftin büyük bir sorunu vardı: Townsend, boşanmış bir adamdı.
Prenses, büyük aşkı ile evlenemedi ve mutluluğu ikinci eşinde aradı, fakat bulamadı.
Kraliyet evliliklerinin önünde büyük bir sorun olan boşanmışlık hali, daha önce Kral VIII. Edward’ın da tahtı bırakmasına da neden olmuştu.
Dün hikayesini anlattım, Kral, boşanmış bir Amerikalı olan Wallis Simpson’la evliliğini yasakladığı için tahtı bırakarak evliliği tercih etti 81 yıl önce.
Zamanında monarşinin devamlılığı konusunda büyük bir krize, kişilerin hayatlarını derinden etkileyecek derin mutsuzluklara neden olan yasaklar bugün “geçmişin anlamsızlıkları” kategorisinde.
Prens Harry boşanmış melez bir Amerikalıyla evlenecek ve Kraliçe tarafından bu ilişki büyük bir sevgiyle karşılanıyor.
Kardeşi merhum Prenses Margaret ona göklerden bakıp “Benim ne günahım vardı a Lilibeth” dese yeridir.
Paylaş