Paylaş
Sen öğrenciyken durum nasıldı bilmiyorum ama bugün size birtakım üniversitelerde dersler nasıl geçmekte, onu anlatacağım.
Sınıfta, hoca ders anlatıyor. Öğrencilerin çoğu yok. Bedenen sınıfta değiller lakin iphone’ları, ses kayıt cihazları orada. Cihazlar kürsüde duruyor, hocanın sesini kaydediyor.
Öğrenciler ders bitiminde sınıfa geri gelerek cihazlarını teslim alıyor, hayatlarına devam ediyorlar.
Bu arada ders anlatılıyor ama “örnek soru çözmek” diye bir hadise bulunmamakta.
Ders anlatıldıktan sonra öğrenciler fotokopi merkezlerine yönlendiriliyor.
Örnek sorular daha önceden hazırlanmış ve fotokopiyle çoğaltılmış ders notlarında var çünkü. “Alın çalışın” deniyor.
Peki, madem sistem bu, öneriyorum: Bin bir zorlukla üniversitelere kapağı atan gençleri evden eğitelim? Niçin zahmete sokuyorsunuz, okula gelmeye lüzum yok?!
Nasılsa fotokopi merkezlerinde föyler, önceki sene çıkmış sorular, dersi pekiştirmek için örnekler, hepsi mevcut...
Alsınlar, çalışsınlar, değil mi efendim...
¡¡¡
Ben öğrenciyken de vardı bu, hayatımız fotokopiyle, fotokopi kitapla (ki en deli olduğum meseleydi bu, bir tane orijinal kitap yüzü göremezdik) geçti.
Ya bir “copy center”dan ders notu satın alınırdı ya da notları sallayan öğrenciler, iyi not tutanlardan fotokopi çektirirdi.
“Ders notu satışı” da ne fena bir meseledir. Düşünsenize dersi anlatan hoca her sene bir gram kendini yenilemeden aynı şeyi anlatıyor ki 7 senelik ders notu satılabiliyor.
Hale bakar mısınız, artık fotokopi çektirmeyi filan geçtik, öğrencilerin kürsüye ses kayıt cihazı bırakıp gitmesine müsaade eden ve hayat daha kolay olsun diye yoklama bile alma ihtiyacı duymayan üniversitelerimiz var.
Bu arada fotokopinin de ipi kopmuş durumda. Üniversite logosu taşıyan, “Resmi ders notları” bulunuyor kitapçılarda. Daha önce çıkmış sorular, derslerde anlatılanlar...
Belki öğrencilerin hoşuna gidiyor bu durum ama manzara hayli acı.
Sözel dersler hiç anlatılmıyor zaten, onları da fotokopi merkezinden satın alıyorsunuz.
¡¡¡
Tabii şimdi tüm üniversiteleri töhmet altında bırakmak istemem.
Lakin böyle eğitim veren okulların, buna müsaade eden hocaların sayısı duymak istemeyeceğiniz kadar çok.
Misal, az önce bahsettiğim “hocanın önüne ses kayıt cihazı yerleştirme” meselesini bizzat bir üniversite öğrencisinden dinledim.
Bu durum koca bir “üniversite yalanı” oluşturmuyor mu?
Şu durumda her şeyden önce “Yetiş Abbas Güçlü!” demek istiyorum.
Yılbaşından önce
Hürriyet’in gençlik dergisi Trendy’nin yayın yönetmeni Pınar Yılmazerler bu aralar dergisi ve Kelebek röportajları haricinde çok güzel bir işle meşgul.
Türkiye’nin farklı yerlerinde, kıyafet ve her türlü eşya ihtiyacı olan ilköğretim okulları buluyor, onlara ihtiyaçlarını soruyor, kendi imkanlarıyla toplayabildiği kadar eşyayı gazetenin deposunda biriktiriyor, sonra bizzat götürüyor.
10 Kasım’da Muş’a gitmişti, şimdi sırada Karadeniz seferi var. Bu defa istikamet Zonguldak Devrek Çaydeğirmeni 75’inci Yıl Cumhuriyet İlköğretim Okulu.
Yalnız Pınar’ın bir şikayeti var: “Yardım istediğim insanların aklına hemen evdeki eski giysilere bakmak geliyor. Gönül istiyor ki; bu çocuklar sırf köy çocuğu diye eskileri giymek zorunda kalmasın. Kimse demiyor ki iki çift bot alayım, hiç olmazsa iki çocuk yeni bir şey giymenin tadına varır...”
Çaydeğirmeni’nde, anaokulu çocukları da dahil olmak üzere toplam 267 öğrenci varmış.
Kaban, bot başta olmak üzere çocuklar en fazla kışlık giyeceğe ihtiyaç duyuyor.
Okulun eksiği ise bilgisayar. Dell iki tane notebook göndermiş Pınar’a. Tibet Grup temizlik malzemeleri vermiş.
Diyorum ki, yılbaşı öncesi herkese ajandalar yağacak. O ajandaları kullanmayacaksınız.
Sonracığıma, elinize kullanmayacağınız ancak başkasının çok işine yarayacak birtakım objeler geçebilir ya da halihazırda evinizde bulunuyor olabilir.
Ne bileyim, kalemler, her türlü ofis gereci (ataç, cetvel vb.), kitaplar, aklınıza ne gelirse. Onları da yollayın, Pınar çocuklara götürsün.
Lakin en başta da belirttiğim “Çocuklara yeni kıyafetler” meselesini de bir düşünün...
Gönderinizin üzerine Pınar Yılmazerler, bir de Hürriyet Medya Towers 34212 Güneşli İstanbul yazdınız mı tamamdır.
Paylaş