Bir tasarruf aracı olarak teknoloji

Bilirsiniz, genellikle ev aleti alırken fiyat, kalite ve enerji verimliliği sırası gözetilir.

Haberin Devamı

Kimi zaman fiyat ve kalite sıralaması yer değiştirse de enerji verimliliği pek ön sıralarda yer almaz. Yani düşük fiyatlı -ama- ortalama kalite sunan bir ev aletini satın aldığımızda pek sevinir, işimizi görecek bir alet bulduğumuz ve makul bir fiyat ödediğimiz için akıllı bir iş yaptığımızı sanırız.
Fakat işin iç yüzü öyle değil sevgili uzun vadede tasarruf yapmasını bilen akıllı Habitus okuru. Üstelik tek mesele ortalama özelliklere sahip bir makine aldığımızda kendimizi tasarruf ediyor sanmamız değil sadece.
Kullanım sürecinde de hayli arızalıyız, hâlâ 1946 senesindeymiş gibi çamaşır yıkıyoruz. Teknoloji gelişiyor ama kendimizi seneler öncesinin yarı otomatik makinelerinde çamaşır yıkıyor sanıyoruz.
Bunu ispatlamak için sizi çamaşır makinenizin başına davet ediyorum. Lütfen göze deterjan ve yumuşatıcı koyun, sonra da deterjan ambalajında koymanız gereken miktarı okuyun. En az iki kat fazla koyduğunuzu göreceksiniz. Pek yakında otomatik makinelerimize “Ay iyi sıkmıyor bu” diye merdane taktırırsak da şaşmam.
Türkiye’de Bosch, Siemens, Gaggenau ve Profilo’nun sahibi olan BSH ev aletleri ekibiyle beraber gezdiğim Berlin IFA tüketici elektroniği ve ev aletleri fuarından bir şey öğrendim: Ev aletleri söz konusu olunca teknolojiye ödediğiniz para, lüks değil, tasarruf demek.
Şu hayatta kendi deterjanını kendi ayarlayan makine bile üretilmişken biz hâlâ leğen zamanında kalmış, “Daha çok deterjan koyarsam daha çok temizlenir” anlayışıyla iş yapıyoruz. Akıllı telefonlara harcadığımız enerjiyi teknolojik ev aletlerine yönlendirsek hayatımız çok daha kolay olurdu herhalde.
Belki akıllı telefon bir öncelik değil ama hem elektrik hem de su tasarrufu yapan bir ev aleti, hem çevre hem de cebiniz açısından hayati önem taşıyor.
Ben susayım rakamlar konuşsun. Bakınız, BSH’nın ev aletlerinin 15 yılda yürüdüğü yola:
Son 15 yılda enerji sarfiyatı buzdolaplarında yüzde 74, çamaşır makinelerinde yüzde 57, bulaşık makinelerinde yüzde 42 ve fırınlarda yüzde 37 oranında azalmış.
Çamaşır makinelerinde yüzde 43, bulaşık makinelerinde ise yüzde 66’ya varan oranda su tasarrufu sağlanmış.
Bu ne demek? 10 sene önce aldığınız ev aletleri hâlâ işinizi görüyor olabilir ama zarardasınız. Yeni makine alacağınız zaman da enerji/su verimliliğine değil, kalite ve fiyata öncelik tanıyorsanız eğer, yine uzun vadede siz zararlı çıkıyorsunuz.
Artık ev aleti bakarken “Aman işimi görsün de” değil, “Uzun vadede hem cebime hem de çevreye en az zararı versin” anlayışıyla bakmak gerekiyor.
Hadi çamaşır-bulaşık makinesi her an çalışmak durumunda değil ama buzdolapları öyle mi? Senelerce durmadan çalışıyor, hiç durmadan enerji tüketiyorlar. Dolayısıyla belki de en önemlisi buzdolabı seçimi.
Hayatınız boyunca çalışacak bir makinenin muadillerine nazaran yüzde 50 enerji tasarrufu sağlıyor olması uzun vadede sadece sizin tasarruf yapmanızı değil, çevrenin de daha az zarar görmesini sağlıyor, bu da çok önemli bir avantaj.

Haberin Devamı

Gelecekte ne olacak?

Haberin Devamı

Ev aletlerinin geleceğinde hayli enteresan yenilikler söz konusu olacak. BSH Ev Aletleri Grubu Satış ve Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Jean Dufour, “Eskiden inovasyon konusunda tüketici bizi yönlendirirdi ama gelecekte tamamen çevre koşullarına bağlı olacağız” dedi mesela.
Düşünün, suyun en değerli olacağı bir zamanda canınızın istediği zamanda çamaşır, bulaşık yıkayamayacaksınız. İşte bu gerçek doğrultusunda markalar artık “Tüketici ne istiyor” değil, “Çevre koşulları nedir” sorusunun peşinden gitmek zorunda kalıyorlar, o nedenle anlayış artık “sürdürülebilirlik” temeline kuruluyor.
Bizim de öyle yapmamız şart artık, sevgili suyu, enerjiyi hiç tükenmeyecekmiş gibi kullanan Habitus okuru. Artık teknolojinin lüks değil, bir tasarruf aracı olduğunu kulağa küpe etmeli.

Yazarın Tüm Yazıları