Bir “marka”yı neden seversiniz?

Kokuyu doğru aldığında, atacağı bir sonraki adımın ne kadar etkili olacağını da öngörebiliyor.

Toplumun ihtiyacı olan bir kavramı ele alıp, haritasını o kavrama göre çizdiğinde, yüzbinlerce, milyonlarca insanı etkisi altına alabiliyor.

Bunun yanı sıra, tüm dünyada etkili işler yapan büyük şirketler, mevcut düzen içinde “marka” algısı oluşturmanın sadece çok ürün satmaktan, sadece çok insana ulaşmaktan ve sistemin lokomotif oyuncusu olmaktan geçmediğini de çok iyi biliyor.

Akıllı markalar, artık sadece ticaret yapmıyor.

Daha doğrusu, ticaretini akıllı yapıyor.

Şöyle: Tüketicinin, bir markayı kucaklamasının yegane yönteminin, güncel duyguları yakalamakla birlikte, onun kişisel tarihinde bir yer etmek olduğunun da farkında.

Yani zirveye çıkmak için tüketicinin duygularına hitap etmek şart.

Kişinin hayat öyküsünde, yokluğunda eksikliği hissedilecek bir unsur haline gelmek gerekiyor.

Şimdi, çocukluğunuzdan hatırladığınız markaların ambalajlarını bir bir önünüze dizsem, hepiniz heyecanla elinize alır ve incelersiniz.

Gözleriniz dolar.

Bir anda tüm hislerinizi değiştirir bu ürünler...

O ürünleri hiçbir zaman unutmazsınız, çünkü hayatınızdaki “ilk”lerin bir parçası durumundalardır.

En iyi öğrenme yolunun “duygularla öğrenme” olmasından ötürü, kişisel tarihinize bir daha hiç unutmayacağınız biçimde kazınmışlardır.

İşte, artık onlar, en az ilk oyuncaklarınız, ilk gördüğünüz şehirler, ilk aşkınız kadar özel ve hayat çizginizde yer alan bir hatıradır...

Bi’ dünya mutluluk

Duygusal öğrenme sürecini, kendini toplum önünde nasıl konumlayacağını tasarlarken kullanan markalar kazanıyor.

Bu stratejiyi kullanan köklü markalar arasında yüzde 94 tanınırlık oranı ile bu işi en doğru yapan markalardan biri Coca Cola.

Öyküsünden, tarihinden ve bugüne kadar istihdam ettiği milyonlarca insan içinden irili ufaklı yüzlerce başarı öyküsü çıkarırsınız ancak en başarılı olduğu konulardan biri, koku almak.

Dolayısıyla, tüketicinin karşılık vereceği, doğru duyguya oynayabiliyor.

Coca Cola, doğru bir zamanda, doğru bir iş yapıyor, en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde, markanın çatısını oluşturan mutluluk kavramı üzerine uzun dönemli bir projeye adım atıyor.

1000 metrekarelik bir çadırın içinde, 5 yıl boyunca “Bi dünya mutluluk” sloganıyla Türkiye’yi dolaşacak üç bölümlük bir dünyadan bahsediyoruz.

Özellikle ilk kısmının bir “Pop-up müze” niteliği taşıyan Coca Cola Dünyasında Atlanta’daki müzeden getirilen ürünler ve bir Coca Cola koleksiyoneri olan Melis Kori’nin arşivinden çok özel parçalar var.

Burada marka, kişisel tarihinizin bir parçası olan ürünleri sergileyip, markayı, sizi gülümsetecek o bir milyon nedenden biri haline getiriyor.

Bu “Vintage dünya” dışında karbon ayak izinizi ölçebileceğiniz, hikayenin dünya tarihinin nasıl bir parçası haline geldiğini öğrenebileceğiniz, kısacası “eğlendirirken eğiten” aktivitelerle karşılaşacağınız bölümler de var. 2 Aralık’a kadar İstanbul Marmara Forum’da, 12 Aralık-13 Ocak arasında ise Carrefour İçerenköy’de olacak. Yeni yılla birlikte 29 şehir gezeceği 5 yıllık macerası başlayacak.

Şehrinize geldiğinde mutlaka gidin, görün. Sizi gülümseteceğine emin olabilirsiniz.