Paylaş
Meseleye “uyanıp” yazdıklarını sildi ve açıklama olarak “Bir anda onu okula gitmek istemeyen bir öğrenci olarak algıladım ancak gerçeği hatırlayınca tweet’i hemen sildim” yazdı.
“Gerçeği hatırlayınca” ifadesinde biraz duralım mı?
Bence duralım, çünkü pek çok şey anlatıyor. Sıra sıra konuşalım:
Medyanın susması ve susturulması, gözümüzün önünde olan biten gerçekleri “hatırlanacak” detaylar haline getiriyor.
Sokağın, yaşam alanlarının biber gazı, plastik mermi ve “sokakta dolaşan yeni nesil tanklar” ile terörize edilmesi haberleştirilmedikçe bu da olağan, sıradan, her akşam yürüyüşünde karşılaşabileceğimiz bir duruma dönüşüyor.
Yaşlıların, çocukların, ailelerin, sokak hayvanlarının yaşadığı bir sokakta beş eylemci koşarken biber gazı kullanıldığında, bu, sayıca çok sokak sakinlerinin yaşam hakkına müdahale oluyor (Hoş, mahalle sakinleri sayıca az olsalar da fark etmezdi. Ayrıca bkz. Valinin marjinal kelimesiyle “sayıca az” demek istemesi). Daha da fenası bu bir haber olarak değerlendirilmediği için, biber gazı burunlarına kadar gelmeden haberleri bile olmuyor. Haberi internetten takip etmeyen insanlar var. Üstelik sayıları pek çok. Sabahları sakin, güzel bir güne uyandıklarını sanıyorlar. Biz anlatmasak ancak tesadüfen öğreniyorlar. 80 yaşındaki babamıza Twitter hesabı mı açalım yani?
Belli bir mesafeden, belli bir açıyla atılması gereken biber gazı kapsüllerinin hedef gözeterek ateşlenmesi sonucu onlarca insanın gözü çıkmış... Hayatını kaybeden insanlarımız olmuş... Olanların medya tarafından konuşulmaması ve gösterilmemesi, konuyu internetle haşır neşir olmayan vatandaşın da gündeminden, gözünün önünden götürüyor.
Vatandaşın gözünün önünden gittiği gibi, Meclis’in de gözünün önünden gidiyor.
Birdenbire “tali mesele”, “sonradan hatırlanacak gerçek” oluveriyor.
Ve bir bakan, Berkin Elvan’ı uykusundan uyanmak istemeyen bir yaramaz zannediveriyor.
İlk yazdığımı tekrar yazmak isterim: Medyanın susması ve susturulması, gözümüzün önünde olan biten gerçekleri “hatırlanacak” detaylar haline getiriyor.
Pek sevgili devlet büyüklerimiz...
Algılarımızla bu kadar oynamayınız.
Yapmasanız da olur...
Sürücüler! Trafikte sinyal vermiş ve usulüyle önünüze geçmiş bir sürücüye dünyanın son günü gelmiş gibi selektör yapmasanız; sinyal veren adamı göre göre gaza basmasanız da olur...
Sunucular! Televizyon programlarına konuk çağırıp, durmadan kendinizden bahsetmeseniz de olur...
Tanınmış şarkıcılar, oyuncular! Kendinizden “biz ünlüler” diye bahsetmeseniz de olur. Öyle bir meslek yok.
Yetenek yarışmasına katılan yaşlı amcalar! Bu yarışmalara katılmasanız, bize iç ezilmesi, yürek burkulması hissi yaşatmasanız da olur.
Yumurtalar! Sosyal medyada her yazılana küfürle ve cehaletinizin enginliğini ifade edecek rezil sözlerle yanıt vermeseniz de olur.
Valiler! Sorumlusu olduğunuz şehirde insanlar can derdindeyken Twitter’da şiir paylaşmasanız da olur.
Paylaş