Paylaş
İstese dünyayı ayağına getirebilir.
Her türlü bilgiye ulaşabilir.
Bilmediği, hiç duymadığı konuları araştırabilir, vizyonunu geliştirebilir, değiştirebilir.
İşinin, gücünün yorgunluğunu kendisininkinden farklı dünyaları keşfederek atabilir. Fakat o ne yapıyor?
Elindeki bu muhteşem; herkese dünyayı değiştirme, en azından kendininkini değiştirme imkanı vermiş akıllı cihazları sadece egosunu okşasınlar diye kullanıyor.
Sadece ama sadece oyun oynamak, flört etmek ve sosyal medyada kellesini paylaşmak için kullanıyor.
Eskiden toplu taşıma araçlarında kendinden farklı gördüğü insana gözlerini ayırmadan bakanlar vardı, hatırlarsınız. Hâlâ varlar gerçi, hani küçük çocuklar değişik buldukları tiplere dakikalarca gözlerini ayırmadan bakarlar ya... Onların yetişkin versiyonları bir bakıma... “Tanımadığın insanların suratlarına aval aval bakılmaz evladım, ayıptır”ı çocukken öğreten olmamış, son 30 yılda da öğrenememiş, bundan sonra değişeceği yok...
Ha, değişebiliyor, o da sadece cebinden akıllı telefonu çıkardığı zamanlar...
“Akıllı cihazların devrimsel olduğundan bahsediyoruz ya. Devrimsel, doğru. Tanımadıkları insanların suratına aval aval bakanlar, artık milleti incelemedikleri zamanlarda telefonundaki balon patlatma oyunuyla bilinmeyen evrenleri keşfediyorlar...
“Aval aval”cılar, şimdi akıllı cihazda oyun oynayanlarla birlikte bir metro vagonunun, minibüs, dolmuş veya otobüsün çoğunluğunu oluşturuyorlar. Metrobüsten bahsetmek mümkün değil, orada yoğun saatlerde siz deyin soğuk savaş, ben diyeyim meydan muharebesi, bilemedin bir strateji-güç savaşı yaşanıyor. Bırak kitap okumayı, balon patlatma meselesine bile gelmek mümkün değil.
Kapıların olduğu yerlerde durup açıldığı anda içeri ışınlanmayı bileceksin, adeta bir çita gibi çevik ve hızlı olacaksın...
Rahat yolculuk edilebilen, rahat uyunabilen noktaları bilecek ve onları kapmak için yeterli stratejik enformasyon ve kalabalıktan sıyrılma tekniklerine hakim olacaksın...
Tüm bunlara hakimsen, akıllı telefonunu cebinden çıkarabilir, baloncuklarını patlatabilirsin.
Birçok kişi için akıllı cihaz dediğimiz, ne yazık ki “İletişim kurma becerisine sahip tespih”.
O da olmadı, “like” toplamaya yarayan, ego okşanmasına aracı olan basit cihazlar.
Sanki sadece oyalanmaya ve beğenilme arzusunun tatminine yarıyorlar, başka fonksiyonları yok.
Akıllı telefonlar ise isyanda... Sahipleri tarafından akıllı yönlerinin keşfedilmesini bekliyorlar.
“Biz içimizde dünyayı taşıyoruz, kullanın bizi” diye ağlıyorlar.
Yeri gelmişken şuraya bırakayım da gideyim: khanacademy.org.tr.
“Oyalanma kültüründen nasıl kaçabilirim?” sorusu kafanızı kurcalıyorsa, yeni dünyalar keşfetmek, öğrenme açlığını bastırmak için şahane bir site.
Hiç vakit kaybetmeden göz atın derim.
Paylaş