Paylaş
Bunlarla eş değer olan bir şey daha var ki…
Sizi anlayan biri.
Anlatan, paylaşan, anlayan, dinleyen…
Hani ‘Bu kadar beklediğime değdi’ dedirten…
Her konuda, aynı dili konuşabildiğiniz…
Ortak birçok konuda buluşabildiğiniz…
Gerektiğinde sustuğunuzda bile anlaşabildiğiniz…
Onunla karşılaşmamız bile farklıydı. Köşe yazısı, araştırma ve röportaj deşifresiyle geçen rutin bir günün devamındaki karşılaşma…
Ya tanışmamız… Zaten ilginç tanışma şekliyle başlayan ve devamındaki yaşadıklarımızı yazsam ayrı bir yazı konusu çıkar.
Hatta roman bile olur ya da film…
Evet, o kadar…
***
O gün bugündür çok şey yaşandı, çok şey paylaşıldı. Hayata dair ne varsa…
Yaşamın tüm gerçekleri; tüm gerçekliği, inceliği, sadeliği ve içtenliğiyle…
Mutlulukları, coşkuları, tutkuları, üzüntüleri, hüzünleri, güzellikleri, sürprizleri…
En doğal, en samimi halimizle…
Ki en önemlisi de buydu. Yapmacıklıktan uzak, son derece doğal ve birbirimizi olduğumuz gibi kabul ederek…
Saklamadan, paklamadan, abartmadan, birbirimizi değiştirmeye çalışmadan…
***
Hayat, kimi zaman güzellikleri sundu, kimi zaman hüzünleri…
Düşe kalka yürüdüğümüz yaşamın çakıltaşlı patikasında birbirimize tutunduk.
Umutları, mutlulukları coşkuyla paylaştık, zor zamanlarda beraber yutkunduk.
Ki gün geldiğinde, hangimiz düşersek, diğerimizin düşenin elinden tutup kaldıracağını bilmek bile ince bir mutluluk.
An oldu gözlerindeki hüzünlü şiiri okudum, gün oldu sonsuz sevgimi kalbine incelikle dokudum.
Bazen sessizliğine ortak oldum, sessizce yanında olarak. Bazen içindeki çığlıklarının paydasında ben de ince çığlıklar attım gözlerim dolarak.
Hayatı; kulaklarımızda yankılanan melodilerin ve şarkı nağmelerinin güzelliğinde, filmlerdeki nükteli sahnelerin etkileyiciliğinde, sürprizlerin inceliğinde, her bir hücremize sinen sevginin özelliğinde, sanatın anlatılmaz derinliğinde yaşarcasına gördük beraber.
Paylaştıklarımızla birbirimizin en küçük hücrelerine sızarak, birbirimizi anlayarak hayatı bir parça daha yaşanır hale getirmeyi başardık ne mutlu ki.
***
Gün geldi sığınılan liman oldum, gün oldu sığındığım kucak…
Kimi zaman ben rüzgar oldum, o dokunduğum yaprak…
Kimi zaman yağmur oldum, o yağdığım toprak…
Kimi zaman tutunulacak dal oldum, o coşan ırmak…
Mutluluktan göklere uçtuğumda hayatımın pusulası oldu, umutsuz, çaresiz kaldığım anlarda da çıkış noktası…
Kimi zaman da söylediğim şarkıların notası, kalbimin sevgiye giden rotası…
Yüzlercesine tabii tutulduğumuz sınavlar arasından, en iyi notu aldığım, en çok şey öğreten hayat sınavı, varlığımın savı...
Tanrı’nın varlığının kanıtı, ruhumdaki sevgi anıtı…
İyi ki varsın dünyamda, her gün yeniden doğduğumuz hayatta...
***
‘Her gün yeniden doğuyoruz!’ demiştin bir sohbetimiz sırasında.
Evet, her gün yeniden doğuyoruz ama bugün yani 10 Aralık’ta biri doğdu yıllar önce.
Sen!
Bugün senin günün!
İyi ki doğdun…
Gülümse…
Kahkahalar at.
Keyfine bak.
Yeni yaşında ve yaşamında; çok mutlu ol. Çok çooooooookkkkkk…
Sağlıkla, mutlulukla, huzurla ve aşkla…
Dünyanın tüm güzellikleri, sanatın derinlikleri, şarkıların melodileri, hayatın hoş sürprizleri, sevgi incelikleri eşliğinde…
Hayatımdaki cesaretim, tutkularımdaki esaretim, kalbimdeki emanetim.
İyi ki, iyi ki, iyi ki doğdun, ruhumun güneşi, kalbimin bir gölgesi.
MELİKE BİRGÖLGE
Paylaş