Paylaş
Ama ne tanışma…
Tanıştırırlarken de “Hayatın boyunca karşılaşacaksın!” diyerek…
Yeni tanışmanın verdiği heyecanla cezbeder bizi önceleri.
Onunla uğraşmak, anlamaya çalışmak, anlamak ne kadar da mutlu eder.
Toplarız, çarparız, böleriz, çıkarırız.
Dört işlemle başlar bu serüven.
Sonra…
İşler daha da karmaşık hal alır, ilerleyen süreçlerde.
X’ler, y’ler, z’ler…
İçinde kaybolduğumuz denklemler…
Eşitliğin sağındaki solundaki denklemleri çözmeye çaalışırken kaybolduğumuz yetmez, olayın ta köküne inerler. Köküne inmekle kalsalar…
Yok olur mu, kareköküne inmeliler, daha sarpa salmalılar ki anca…
Onlarla cebelleşeduralım, biri havuzu doldurur, diğeri boşaltır, kaç saatte dolar, boşaltılır muhakemeleri…
Yetmez.
A noktasından çıkan arabayla B yönünden gelen araba ne zaman karşılaşır hesapları… Benzine ve zamana günah!
Bitmez.
Logaritmalar, sinüsler, cosinüsler…
Türevler, integraller…
Okul yıllarında bunlarla baş etmeye çalışırız. Anlayabilme, çözebilme, öğrenebilme çabalarının sonunda zayıf not aldığımızda da, üzüntüden kahrolur, sanki dünyanın sonu gelmiş gibi mahvolurduk.
İşte o anlarda ebeveynlerimizin, büyüklerimizin şu sözleri yankılanırdı kulaklarımızda.
“Bir şey olmaz, çalışır verirsin sınavı. Geçecek bunlar, ilerde bu üzüldüklerinize gülümseyeceksiniz. Hayatta daha neler nelerle karşılaşacaksınız.”
Bu cümleleri duyduğumuzda yüzlerine garip garip bakar, bizi anlamadıklarını düşünürdük.
Ama haklılarmış.
Eğitim sürecimizdeki dört işlemler hiçbir şeymiş, hayatın bizi öğüttüğü işlemlerinin yanında.
Gerçi ben üniversite bittiğinden beri logaritmalar, integrallerle karşılaşmadım. Hani hayatımız boyunca karşılaşacaktık ya bunlarla.
Bazen yaşamın labirentlerinde kaybolup, çözmeye çalışıp da işin içinden çıkamadığımız denklemlerle karşılaşıyoruz o ayrı tabii.
Ha sinüsler, bazı insanlarda sinüzit olarak kendini gösteriyor, hayatın yüklü paydasında.
Geçenlerde NLP Uzmanı Cengiz Eren’le sohbet ederken; ‘Hayat bizi bölüyor, yoruyor, çarpıyor, üzüyor çıkarıyor, sonra da yaşam muhakememizi en doğru şekilde toplamamızı bekliyor. Bir nevi dört işlem yapıyor.’ demiştim.
Cengiz Bey de “Hayatta her şey toplama ve çıkarma üzerine.” dedi.
‘Nasıl yani’ dedim.
“Hayatımızda önce her şeyi topluyoruz sonra da zamanı geldiğinde çıkarıyoruz!” diyerek sözlerine şu şekilde devam etti.
Düşünün… Sınavları geçmek için önce çalışarak bilgileri beynimizde topluyoruz, sınav sırasında bilgileri çıkarıyoruz.
Aşık olduğumuzda yoğun duyguları kalbimizde topluyoruz. Bir şeyler bittiğinde ya da karşı taraftan ilgi göremediğimizde hayatımızdan çıkarıyoruz.
Toprağa mahsuller ekeriz, zamanı gelince çıkarır, koparır alırız topraktan.
Ya çocuk… Anne hamile kalır, zamanı geldiğinde de dokuz ay sonra da…
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün…
Cengiz Bey’e katıldığımı belirterek, benim hayatın dört işlem tanımım…
Hayat bizi dört işlemle sınar.
Gerçeklerle çarpar.
Ayrılıklarla böler.
Çok üzüldüğümüzde ya da canımız yandığında insanlıktan çıkarır.
Ve sonunda da şunu der.
Topla kendini!
Paylaş