PaylaÅŸ
Haziran - Temmuz pencereden baktırıyor, güneşi gösteriyor ama kazma kürek yaktırıyor, ay pardon yağmurlar yağdırıyor.
Yaz geldi diye sevinip, sahillere koşmaya hazırlanırken, güneş biz İstanbullulara el sallayıp başka şehirlere gül yüzünü göstermeye gidiyor.
Bize de yağmuru bırakıyor ardından.
Yağmur yağıyor, seller akıyor.
Akmakla da kalmıyor.
Sular yükseliyor.
Canlar yakıyor.
İnsanları ve önüne gelen her şeyi sürüklüyor.
Yağmur yağıyor, seller akıyor.
Pencereden baktırıyor ama acı gerçeklere…
Yaz - maz dinlemedi, bir yağdı, pir yağdı.
Onlarca evi su bastı yine.
Verdiği mali zarar da cabası.
İstanbul sele kapıldı.
Tamam, doğal afetlere karşı gelinmez, bu bildiğimiz bir gerçek.
Ama bu konuda bildiğimiz başka bir gerçek var karşı gelebileceğimiz ve ısrarla ama ısrarla görmezden geldiğimiz!
Nedir o?
Yaşanan bu tür felaketlere rağmen hâlâ ders almamak!
Önlemler almamak.
Hâlâ temeli sağlam olmayan ve yanlış yerlerde inşaatlar yapılmasına izin vermek.
Bir dereyi arsaya, arsayı paraya, parayı sel baskınlarına, ölüme çevirenlere destek veriyoruz.
Ondan sonra da dövünüyoruz.
Dövünmek yerine gerçekleri görsek artık!
Bir dereyi arsaya, arsayı paraya, parayı insanların mali zararına çevirenlerin vicdanı şu an ne durumdadır acaba?
'Yağmurun intikamı ağır olur' diyenler de oluyordur, yağmur baskınının değerlendirilmesi yapılırken.
Yağmurun intikamını gördük de büyük denizlere karışan yanlış yöndeki nehirlerin ya da başka şeylerin intikamına tanık olmak istemiyoruz artık.
Çünkü çok ağır bedeller ödedik bugüne kadar çok!
Türkiye gerçeklerini görmezden gelmeye, bu gerçeklere gözümüzü kapatmaya devam edersek, doÄŸru diye yutturulan yanlışlara ses çıkarmazsak daha ne seller göreceÄŸiz, neÂevleri su basacak, ne inÅŸaatlar çökecek, ne zararlar… Benim korkum ve üzüntüm buna iÅŸte. Bunları hiç hak etmeyen güzel ülkeme.
İstanbul’da yağmur birkaç gün daha ara ara yüzünü göstermeye devam edecekmiş.
Hay Allah!
Aslında yaz ortasında yağdığı için yaz mevsimini yaşayamamamızdan başka niye şaşırıyoruz ki?
Nasıl olsa değişen ya da fark eden bir şey olmayacak!
YaÄŸmur yaÄŸar, seller akar!
İnsanlarımız camdan bakar.
Bir elli ya da bilemediniz yüz evi daha su basar.
Sonra…
Gene bildiğimizi okumaya yani gerekli önlemleri almamaya ve olanları unutmaya devam ederiz, ne kadar canımız yanarsa yansın.
Değil İstanbul, Türkiye sele kapılınca da kendimize gelemeyeceğimiz için!
Hayal ama hani olur da bir gün, İstanbul’a yağmur yağdığında evleri su basmazsa o zaman şaşıracağız!
O gün gelecek mi acaba?
                                                                             ÂMELÄ°KE BÄ°RGÖLGE
PaylaÅŸ