Sanmayınız ki bugün girdiğiniz sınavla paçayı kurtardınız. Bugünkü sınav size sadece geleceğin kapısını biraz aralayacak. Ama her şeye çözüm olmayacak.
Onun için çok sıkmayın kendinizi. Kaç puan alırsanız alın, yaşam sizi önüne katıp sürükleyecek. Mimar olmak isterken bir de bakacaksınız ki gazeteci olmuşsunuz. Tıpkı benim gibi... Yaşam bir tuhaf. İstediğinizi olmaya çabalarken, aslında onu çok istemediğinizi fark edeceksiniz... Ama iş işten geçmiş olacak.
İlk önemli sınavınız bitti.... Üstünüzden büyük bir yük kalktı. Şimdi kendinizi kuşlar gibi hür hissediyorsunuz. Bir süre, sonunda soru işareti olan hiçbir cümleyi görmek istemeyeceğinizi biliyorum... Bu gün izinlisiniz. Ama bilin ki bu izin pek uzun sürmeyecek. Ucunda, geçme veya kalma notu olmayan sınavlar, yaşamınız boyunca sürüp gidecek. Ben bu tür sınavlardan bir türlü yakamı kurtaramadım. Neyse, son cümlemi unutun gitsin... Yarından sonra konuşuruz bu konuyu.
Ben genellikle sınavlardan 'çakan' bir öğrenciydim. Şimdiki gençlerin 'çakma' yerine ne kullandıklarını bilmiyorum. İşte bu 'çakmalar' yüzünden, 'Gezgin' olduğumu söyleyebilirim. Eğer bütün sınavları başarsaydım, kartvizitimde ya bir bankacı ya da bir işletmeci yazacaktı. Yani bir 'ofis mahkumu' olup çıkacaktım (bankacı ve işletmeci dostlarım kızmasın bana)... Zor soruları bilemediğim için, gazeteci oldum. Bu da bana gezginlik yolunu açtı. Bilmediğim sorular yüzünden, bütün dünyayı görme fırsatını yakaladım.
Dedim ya sınavlar hala sürüyor. Sorular artık hep yaşamla ilgili. Bu soruların yanıtlarını bulabilmek için, hala dünyanın çeşitli yerlerinde dolaşıp duruyorum. Dur durak bilmeden yanıt arıyorum: Nasıl gidilir, ne yenir, ne içilir, nerede kalınır, kaça gidilir, havası nasıldır, kimler gelip geçmiştir, adetleri nedir...vs. Soruyorum, görüyorum, okuyorum ve her pazar sizin karşınıza sınava çıkıyorum. Kalıyorum veya geçiyorum. Ne kaldığımı biliyorum ne de geçtiğimi. Bugünlük sınavınız bitti. Sizler kadar aileleriniz de derin bir 'ohhh' çekti. Yarın yeni sorular üşüşmeden, günün tadın çıkartın. Birkaç saatliğine her şeye boş verin. Bu hafta sizleri bir yerlere götürmeyeceğim. Biliyorum ki yorgunsunuz. Onun yerine büyük şair Can Yücel'in bir şiirini sizlerle paylaşacağım. Her yaşta herkesin benzer pişmanlıklarını dillendiren bir şiirle.