İÇ savaşın dehşeti Irak’ın başkenti Bağdat’ı tanınmaz hale getirmiş. Gazetelerin yazdıklarına göre bir zamanlar güzel eğlence yerlerine sahip olan Bağdat’ta şimdi kimse belli bir saatten sonra sokağa bile çıkamıyormuş.
Bu hafta içinde gazetelerde yayımlanan bir haberde Bağdatlı genç bir áşık çiftin dramı anlatılıyordu.
"Irak gibi, masum insanların, çocukların kitleler halinde öldürüldüğü bir ülkede bula bula üzülecek bunu mu buldun" diye söylenecekler olacaktır elbette.
Ama izninizle şunu da söylemek zorundayım: Ölümle yaşamın birbirine bu kadar yakın olduğu kentlerde, aşk, insanların yaşama sarılmalarını sağlayan en önemli duygulardan biridir.
Bırakın 2007 senesinin Haziran ayındaki Irak’ı. 11 Eylül saldırısından sonra New York’taki gibi her şeye sahip olan insanların bile ayakta durabilmeleri biraz da aşk sayesinde mümkün olabilmişti.
Benzer bir duruma Kosova’da, Saraybosna’da da tanık olmuştuk.
Her koşul altında "aşkın kendi yolunu bulacağına" inanırım.
Nitekim Bağdat’ta da böyle olmuş. Birbirlerini sadece uzaktan görebilen genç áşıklar, cep telefonlarının verdiği olanaklarla aşklarını yaşıyorlarmış.
Gazetedeki haberde, bir genç taksi şoförünün öyküsü de vardı. Kızı sadece bir kez o da uzaktan görebilmiş. Nasıl olduysa o bir bakışmada birbirlerine áşık olmuşlar. Kızın dışarıya yalnız çıkmasına izin verilmediği ve topluca gidilebilecek yerler de kapalı olduğu için cep telefonuyla haberleşiyorlarmış. Delikanlı her akşam kızın evinin önünden yürüyerek geçiyor, kız da perdenin arkasından onu izliyormuş.
Bu öyküyü okurken aklıma Münir Nurettin Selçuk’un, Vecdi Bingöl’ün sözlerine yazdığı "mahur şarkı" geldi.
Bağdatlı genç áşıklar bu şarkıyı hiç duymadılar belki ama áşığa Bağdat sorulmayacağını da en iyi onlar biliyor olmalı!
Çinko alaşımların en aşağılığı: Tutya!
BÜTÜN ömürlerini su üstünde geçiren tekneler için "paslanma", kaçınılması son derece güç bir şey. Özellikle de teknelerin su altında kalan kesimlerindeki metaller için!
Seyir güvenliği açısından hayati önemde birçok aksam da biliyorsunuz suyun altında kalıyor. Bunları pastan korumak ise lisedeki kimya derslerinde öğrendiğimiz "elektroliz yöntemi" sayesinde mümkün olabiliyor.
Deniz suyunun tuzlu olmasından yararlanılarak "bir tür pil" elde ediliyor ve elektroliz yöntemiyle daha zayıf olan metal parça kurban edilerek, asıl aksam paslanmaktan kurtarılıyor.
Teknelerin altındaki metal aksama konan bu "kurbanlık metallere" tutya adı veriliyor.
Yacht Türkiye Dergisi’nin yazarı, büyük Türk gezgini Tanıl Tuncel, tutyanın, "çinko alaşımlar içindeki en aşağılık metal" olduğunu söylüyor. Zaten kendisinden daha asil bir alaşımdan yapılan pervaneyi paslanmaktan korumasının nedeni de "aşağılık" olması. Çünkü iyi metal eksi kutbu, kötü metal ise artı kutbu oluşturuyor! (Elektroliz bilgilerinizi hatırlayınız.)
Tutyanın varlığını hatırlamamın nedeni, geçen gün Akşam Gazetesi’nde okuduğum bir yazı oldu.
Serdar Turgut’un tutyasının adının bir önemi yok. "Demek ki gazetelerini bir silah olarak kullanmak isteyenler için de bu tür tutyalar var" diye düşündüm. İşe yaraması için de en aşağılık olanlarından seçiliyorlar!
Eşinize yaptırmanız için bir test
CUMARTESİ günü için bu ne kadar iyi bir konu bilmiyorum ama geçenlerde okuduğum bir kitapta Alman
Rudolf Arnheim’in evlilik testi
psikolog Rudolf Arnheim’in öğrencilerine yaptığı bir testi gördüm.
Arnheim, öğrencilerinden "iyi ve kötü evliliğin ne olduğunu tek bir çizgiden oluşan bir çizimle anlatmalarını" istemiş.
Kazanan çizimleri buraya da aktarıyorum.
Çizimlerden yumuşak kıvrımlı olanı bizde sevginin egemen olduğu bir beraberliği çağrıştırıyor. Huzurlu insanların, mutlu yaşamı!
Sivri zikzaklara sahip olan ikinci çizimde ise kötü giden bir evliliğin izleri var. Kötü sözler, kırılan vazolar, çarpılan kapılar! Şiddetle yüklü bir evlilik ortamını çağrıştırıyor bize.
Size önerim şu: Eşinize bu yazıyı okutmadan önce ilişkinizi tek bir çizgiden oluşan bir çizimle anlatmasını isteyin, bakalım çizdiği hangisine yakın olacak.
Bunu kavga çıkartın diye önermiyorum elbette.
Bazen insanlar, ilişkilerinin nereye gittiğini iş işten geçtikten sonra fark edebiliyorlar. Bu bir "erken uyarı" testi olarak işinize yarayabilir diye düşünüyorum.