Tayyip Ağabeyiniz sevsin hepinizi!

RECEP Tayyip Erdoğan’dan bir "demokrasi kahramanı" yaratmak isteyen "liberal çevreler" hayal kırıklığına uğramışlar.

Benim tespitim değil, gazetelerde dün böyle yazıyordu.

Aktütün saldırısından sonraki gelişmeler "AKP’nin devletleştirilmesine" neden olmuş!

Dengir Bey’in istifasından sonra yerine Abdülkadir Aksu’nun getirilmesi de bunun bir kanıtı imiş.

Zaten AB hedefi de boşlanmış!

Kendine liberal süsü veren İslamcı Fehmi Koru "Obama gibi geldiler, Bush gibi oldular" diye konuşunca Erdoğan da buna çok kızmış, "sevsinler seni" demiş.

"Belli ki AKP sadece kendisi için demokrasi istiyor"muş!

Moskova dönüşü birikmiş gazetelerde bunları polisiye film heyecanıyla okurken şuna karar verdim:

Eğer reenkarnasyon diye bir şey varsa, ben de bir daha dünyaya geldiğimde liberal olacağım!

Belli ki bu eğlenceli bir faaliyet!

Yıllardır herkesin gözünün önünde olan, herkesin bilip, gördüğü, yazdığı bir şeyi birdenbire keşfetmenin insana nasıl bir haz verdiğini düşünün bir kere!

Mesela uçağınızın JFK Havaalanı’na her inişinde "kara göründü" diye bağırıp, Amerika’yı her seferinde siz keşfetmiş olabilirsiniz!

Ya da hamama her gittiğinizde "evreka" diye (peştamala sarınmayı ihmal etmeden tabii) bağırarak sokağa fırlayabilirsiniz!

Ancak sizi uyarıyorum:

Elbette bazen, tıpkı Recep Tayyip Erdoğan’ın "gerçek bir demokrat çıkmamasında olduğu gibi" hayal kırıklığına uğramak da söz konusu olabilir: Titanik, her seferinde batıyor çünkü!

Koca kulağa karşı kime güvenelim?

TBMM Telekulak Araştırma Komisyonu’nda konuşulanları, MHP milletvekili Hasan Özdemir ile Komisyon Başkanı AKP milletvekili Hakkı Köylü arasındaki tartışmayı dünkü Hürriyet’in manşetinde okumuş olmalısınız.

Özdemir, herkesin bildiği bir şeyi dile getiriyor, telefon dinleme ile ilgili yasaya uyulmadığını, suç yoksa kayıtların süresi içinde imha edilmediğini ve durumun telefonu dinlenen kişiye bildirilmediğini söylüyor.

TBMM Komisyon Başkanı’nın verdiği yanıt: "Savcılar o durumda görevlerini yapmıyorlardır."

Yasaları uygulamakla görevli olanlar, bunu yerine getirmiyorlarsa biz sade vatandaşlar ne yapmalıyız?

Ergenekon davası iddianamesinde, suç iddiası ile ilgisi olmayan telefon konuşmaları kayıtları da vardı, hatırlayacaksınız.

Savcı imha etmesi gereken kayıtları iddianamesine koydu, mahkeme heyeti de bu iddianameyi kabul etti ve yargılamayı yapıyor.

Yasama organı en temel haklarımızdan birini koruyamıyor, yürütme desen ilgilenmiyor bile. Yargı erkinin ise umurunda bile değil!

Bütün bu duruma kimin "dur" diyeceği belli.

Yasama organı işini yapmış ve suç takibini kolaylaştırmak için bir yasa çıkarmış, vatandaşların haklarının nasıl korunacağını da tespit etmiş.

Dinlemeyi yapanlar "yürütme organı olan hükümete" bağlılar. Hükümet buna engel olmuyorsa bilin ki bundan bir fayda ümit ettiği için olmuyor.

Ve bir tane yürekli savcı ortaya çıkıp, bu işi ıcığı cıcığına kadar soruşturmuyor
.

Sorum bu: Biz vatandaşlar kime güveneceğiz?

Atatürk’ü saygıyla anıyorum

MUSTAFA Kemal Atatürk’ü ölümünün 70. yılında bir kez daha saygıyla anıyorum.

Son günlerdeki tartışmalara bakıp da havanda su dövmeye ne kadar yatkın bir ulus olduğumuzu görünce de doğrusunu isterseniz canım sıkılıyor.

Tarihsel kişilikleri ve tarihsel olayları, yaşandığı dönemin şartlarında değerlendirmek gerekir.

Bugün baktığımızda "kan içici emperyalist bir canavar" gibi göreceğimiz Büyük İskender, kendi zamanının önemli ve ilerici bir hükümdarıydı.

Sayısız örnek bulabiliriz bununla ilgili.

Mustafa Kemal Atatürk için biraz daha da fazlası geçerli.

Bugünün eksikli demokrasisinden Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyet’i sorumlu tutanlar, sadece o dönemin değil, bugünün koşullarına da bakarak ne kadar önemli bir iş yaptığını görebilirler.

Uzağa gitmeye gerek yok. "Nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan" herhangi bir Kuzey Afrika ya da Arap ülkesinde üç-dört hafta geçirmeleri yeterli olur bunun için.

Türkiye, öyle büyük bir devrimsel dönüşüm geçirmemiş olsaydı en iyi ihtimalle bugünün Fas’ından, Mısır’ından, Suriye’sinden farklı bir yer olmayacaktı. Piyangodan Suudi rejimi gibi bir rejim çıkmış olması da olasıydı tabii.

Sadece bu nedenle bile Atatürk, saygı ile anılmayı hak ediyor.
Yazarın Tüm Yazıları