Paylaş
Bizim İslamcı çevrelerin “Panislamizm” hevesi belli ki hiç bitmeyecek.
Görünürdeki en hızlı “AB’ci” bile dönüp dolaşıp aynı yere gelebiliyor.
Tek ortak noktaları din olan, birbirine göre son derece eşitsiz gelişmiş, kimisi demokrasi, kimisi krallık, kimisi diktatörlük olan ülkelerin bir araya gelerek bir ekonomik birlik oluşturabileceklerini düşünmelerinin nedeni hep o eski hayal!
Belli ki “ortak Avrupa” fikrinin temelinde esasen ne yattığını da bugüne kadar içlerine iyice sindirememişler.
Öte yandan hayal içinde hayalden de söz edebiliriz.
İslam ülkeleri, bugünkü bilgi ve teknoloji üretme düzeyleri dikkate alındığında, ne kadar bir araya gelirlerse gelsinler kendi kendilerine yeterli olamazlar.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından desteklenen bir araştırma, 2002 yılında yayımlandı. O günden bugüne fazla bir değişim olmadığını tahmin etmek de zor değil.
Araştırma en zengin Kuveyt’ten, en fakir Cibuti’ye kadar 22 Arap ülkesini kapsıyor.
Nüfusunun yüzde 38’i 14 yaşın altında, 2020 yılında yaklaşık 500 milyon kişiye ulaşması beklenen bir nüfus bu.
Araştırma gösteriyor ki 2002 yılında her 5 Arap’tan biri günde 2 doların altında harcamayla geçiniyor.
1960 yılında Arap dünyasının toplam üretimi bugün Asya Kaplanları olarak bilinen Kore, Singapur, Malezya, Endonezya, Tayland gibi ülkelerin toplamından fazlaydı. Bugün toplam üretim sadece Kore’nin yarısı kadar!
Arap dünyası, kadınların ekonomik ve politik hayata katılımı açısından dünyanın en geri bölgesi! Kadınların yarısı okuma-yazma bilmiyor. Nüfusun yüzde 43’ü aynı durumda! Araştırmaya son on yılda büyük gelişme gösteren Körfez ülkeleri katılmamış olsaydı, durum daha vahim bir tablo çizecekti.
Son 1000 yılda (yazıyla: bin) Arapçaya çevrilen kitap sayısı, İspanya’da İspanyolcaya bir yılda çevrilen kitapların sayısına eşit. Şu anda senede 330 kitap Arapçaya çevriliyor. Bu, bir yılda Yunancaya çevrilen kitapların sayısının beşte biri. Yunanistan’ın nüfusunun Arap dünyası nüfusunun 28’de biri olduğunu da hatırlatayım, kıyaslama için.
Eğitimsizlik, baskıcı yönetimler, geri kalmışlık teknoloji kullanımının önündeki en büyük engel. İnternet kullanım oranı Arap dünyasında nüfusun sadece binde 6’sı! Evlerin sadece yüzde 1.2’sinde bilgisayar var ve bu oran dünyada görülen en düşük oran.
Bu tablo yetişkin Arapların yüzde 51’inin, gençlerin yüzde 45’inin hayattan tek beklentilerinin Batı’ya göç olması sonucunu yaratıyor.
Hayal kurmak iyidir de bunun “ham hayal” olması kötüdür, hayal kırıklıkları yaratır.
Körfez ülkelerindeki görgüsüz harcamalara bakıp, insanın ağzının sulanması iyidir de bu zenginliğin bilgi ve teknoloji üretiminden değil, yerin altından kendi kendine geldiğini görmemek insanı yanıltır.
RTÜK söylediyse, doğrudur!
RTÜK, “Muhteşem Yüzyıl” isimli diziye “Yayınların toplumun milli ve manevi değerlerine ve Türk aile yapısına aykırı olmaması” ilkesine aykırılık nedeniyle “uyarı” cezası verdi. Diziyi yayımlayan kuruluş, dizi yayınlanırken açık şekilde özür dileyecek, diziyi aynı içerik ile yayımlamaya devam ederse yayın durdurma cezası ile karşılaşacak.
Bunca şikâyetten sonra RTÜK’ün başka bir karar almasını zaten beklemiyordum.
Ancak böylece şunu da öğrenmiş bulunuyoruz: Osmanlı sarayında halife padişahların yaşadıkları hayat, genel hatları ile “Türk aile yapısına, milli ve manevi değerlere” aykırı imiş!
Bunu biz söylesek “yeni Osmanlılar” ayağa kalkarlardı!
RTÜK söylediğine göre doğru olmalı!
Ambulanslar konusunda açıklama
BOĞAZ köprülerindeki ambulans trafiğini garipsediğimi anlattığım yazıma, İstanbul İl Sağlık Müdürü Yardımcısı Dr. Tuncay Palteki’den bir açıklama aldım.
Dr. Palteki şu hususların altını çiziyor:
1- İstanbul’da 112 Başhekimliği’ne bağlı Avrupa yakasında 102, Anadolu yakasında 58 ambulans istasyonu var ve 24 saat kesintisiz hizmet veriliyor.
2- 2010 yılı aralık ayına ait veriler dikkate alındığında, hasta/yaralı nakil sayısı Anadolu’dan Avrupa’ya 228, Avrupa’dan Anadolu’ya 169’dur. Nakil sonrası ekipler istasyonlarına geri dönmektedirler.
3- Her iki yaka arasındaki hasta/yaralı nakillerinin nedenleri irdelendiğinde, Avrupa’dan Anadolu’ya nakillerde kardiyak vakalar, Anadolu’dan Avrupa’ya nakillerde ise İstanbul ve Cerrahpaşa Tıp Fakülteleri’ne yapılan özellikli vakalar ön plana çıkmaktadır. Bunun dışında köprüye yakın her iki yakadaki yerleşim alanlarında ve ana arterlerde ise çağrının yapıldığı andaki en uygun 112 ekibi vakaya hareket ettiğinden köprü geçişleri olabilmektedir.
4- İstanbul için 112 ekiplerinin köprü geçişi ile naklettiği hasta oranı yüzde 1.3 tür.
5- İstanbul’da özel ambulans hizmeti veren kuruluş sayısı 110 olup, toplam acil yardım ambulans sayısı 115, hasta nakil ambulans sayısı ise 88’dir. Özel sağlık sigorta şirketlerinin hastalarını anlaşmalı olduğu hastanelere yönlendirmesi köprü kullanımı üzerine etkili olabilir.
6- Uygulamada çağrı merkezleri, en uygun (en hızlı ulaşabilecek) ambulans ekibini vakaya yönlendirmekte ve vakanın en uygun hastaneye naklini sağlamaktadır.
Okuyucularımın bilgisine sunarım.
Paylaş