DÜN Akşam gazetesinde Futbol Federasyonu Etik Kurulu’nun, şike ile ilgili soruşturmayı nasıl yapacağını anlatan ayrıntılı bir haber vardı.
Buna göre üç aşamalı bir inceleme yapılacakmış. Önce şike yapıldığı iddia edilen 19 maç ile ilgili olarak savcılıktan intikal eden belge ve bilgiler incelenecek, sonra söz konusu maçlar kasetten bir kez daha incelenecek, gerekli görülürse isimleri geçenlerin ifadeleri alınacak! İkinci ve üçüncü aşamada yapılacakların yapılması için savcılıktan belge, bilgi vs. gelmesi gerekmiyordu. İlk günden itibaren bunu söylüyorum. Federasyon kendi soruşturmasını başlatabilir ve bu kadar zamanı boş yere harcamamış olurdu. Dikkatinizi asıl çekmek istediğim konu “şike yapıldığı iddia edilen 19 maç” meselesi. Hatırlayacaksınız, üst düzey bir emniyet yetkilisi “Bu dosya bugüne kadar yaptığımız en mükemmel dosyalardan biri” demişti. Yani şike yapıldığı iddia edilen 19 maç ile ilgili her türlü bilgi ve belge ile kimlerin şike yaptıkları polis tarafından biliniyor! İşte ben de buna takılıyorum: Bu maçların her birinde bir futbolcu şike yapmış olsa 19 futbolcu gerekli. Oysa bugüne kadar Emniyet’e ya da savcılığa sorgulanmaya getirilen, mahkemeye sevk edilen, mahkemeye sevk edilmeden bırakılan futbolcuların toplamı bu sayıya ulaşmıyor. İki olasılık var: Ya Emniyet bu futbolcular ile ilgili operasyonu daha sonraya bıraktı, ya da 19 maçta şike yapıldığı iddiası doğru değil. Birinci olasılık geçerliyse, Emniyet’in bu işi neden beklettiğini sorgulamamız gerekiyor. Bütün ülke bu işin bir an önce açıklığa kavuşmasını beklerken, Emniyet elindeki belgelerle turşu mu kuruyor? İkinci olasılık doğruysa sorgulamamız gereken bu yanlış bilginin neden gazetelere sızdırıldığı olmalı. Acaba buna neden gerek görüldü? Şu anda daha haklarında iddianame bile yazılmamış zanlıları kamuoyu nezdinde peşinen mahkûm etmek için mi?
Türkiye’deki Hint düğünlerinin sırrı
DÜNYANIN en iyi barmeninin seçildiği yarışma için Yeni Delhi’de bulunduğum sırada İstanbul ve Antalya’nın pahalı otellerinde iki zengin Hindistanlı ailenin düğünü vardı. Gazetelerden izlemişsinizdir. Uçaklar dolusu insan Hindistan’dan bu kentlerimize taşındı, yanlarında buralarda bulamayacakları özel yiyeceklerini, baharatlarını ve aşçılarını bile getirdiler. Düğünler de yaklaşık birer hafta sürdü, yediler içtiler, eğlendiler. Neresinden baksanız muazzam bir harcama. Yeni Delhi’de tanıştığım ve üzerindeki giysileri itibariyle bir moda dergisinden fırlamış gibi görünen Seema’ya bunun nedenini sordum. Çünkü Hindistan’da da bu tür büyük düğünleri yapabilecek mekânlar ve özel yerler ve dev lüks oteller var elbette. Seema’nın anlattığına göre Hindistan’da düğünü kız tarafı yaparmış. Seema “Bugün Delhi’de gitmem gereken altı düğün var” diye anlattı. Delhi’nin trafiği malum! Hepsine ya da bir ? ikisine gidecekseniz gecenin bir bölümü zaten yolda geçiyor. Bu nedenle, kızın babası dünyanın parasını harcayıp, düğün yapıyor ama çoğu zaman en yakınları bile düğünde kısa bir süre kalabiliyor. Misafir az olup da düğün eğlenceli ve şatafatlı olmadığı için kızın babasının başı da öne eğik kalıyormuş. Oysa bütün davetlileri uçağa doldurup, uzak bir kentte bir otele kapatırsanız düğününüzde de istediğiniz gibi günlerce eğlenebiliyorsunuz. İlginç bir çözüm bulmuşlar, diliyorum ki Türkiye’deki düğünlerden sonra Hindistan’a dönenler memleketimizi iyi anlatsınlar, yeni düğünlere de ev sahipliği yapabilelim.
İş gezilerinden yakınan palavracılar
? SEYAHAT danışmanlığı, otel ve kiralık otomobil rezervasyonu gibi hizmetler sunan Amerika merkezli bir internet sitesi 2 bin 500 kişinin katıldığı bir araştırma yayımladı. Araştırmaya katılanlar iş gereği seyahat etmek durumunda olan kadınlar ve erkekler. Aralarında devlette çalışanlar olduğu gibi özel sektörde çalışanlar da var. Araştırmaya katılanlar içinde kendi işinin sahibi olup da iş yolculuğuna sıkça çıkanlar da bulunuyor. Araştırma sonuçları benim için sürpriz oldu. Ben erkeklerin bu işi daha çok eğlenceli bulduklarını düşünürdüm, yanılıyormuşum. Havaalanlarında sıkça karşılaştığım ve iş için çok seyahat edenlerden hep “bıktım bu gezilerden, otel odalarından” yakınması duyardım ama öyle görünüyor ki o yakınmalar da palavraymış! Kadınların yüzde 94’ü iş gezilerini eğlenceli bulurken, erkeklerin yüzde 87’si bu kanaatte! Kadınlar, bir ofiste tıkılıp kalmaktansa, kimsenin onlara karışmadığı iş gezilerine katılmaya daha çok istekli. Buna karşılık erkeklerin iş gezileri nedeniyle ailelerini ihmal ettiklerini daha çok düşündükleri de bir başka bulgu. Kadınların yüzde 54’ü iş gezilerini bir tür tatil gibi de değerlendiriyor. Böyle düşünen erkeklerin oranı sadece yüzde 9. Kadınlar arasında çok gerekmese de kendisine iş gezisi icat edenler yüzde 50 oranına ulaşıyor, bu oran erkeklerde yüzde 20. Daha da ilginci: Kadınların yüzde 23’ü uçuş millerini yükseltmek için daha dolambaçlı rotaları tercih ederken, bu oran erkeklerde yüzde 8! Bu araştırmayı okuduktan sonra artık iş gezilerinin yoğunluğundan şikâyet edenlere ama özellikle de kadınlara hiç inanmayacağım!