Nasreddin Hoca da çok sevinmişti

YANDAŞ basında yazılanlara bakılırsa, ekonomimize silah doğrultan yabancı güçlerin oyunu boşa çıkartılmış.

Haberin Devamı

Dolar düşmüş, ekonomi de zaten patlamak için başkanlık referandumunu bekliyormuş.

 

Evet, hafta başında bir ara 3.60’ı bile gören dolar 3.37’ye indi ama bu tabloya sevinmek için insanın Nasreddin Hoca olması gerekiyor.

 

Sevinmek için önce eşeğini kaybeden, sonra bulan Nasreddin Hoca!

 

Bir yıl önce, 9 Aralık 2015 günü 1 ABD Doları, 2.91 TL idi.

 

1 Ocak 2016’ya da aynı kurdan girdik. 1 Şubat’a geldiğimizde 2.96 olmuştu.

 

1 Nisan 2016 tarihinde 1 ABD Doları alabilmek için 2.82 TL gerekiyordu.

 

Haberin Devamı

1 Haziran’a geldiğimizde ABD Doları 2.95’e alınabiliyordu.

 

1 Ağustos’a 2.98 ile girdik.

 

Ekim ayına girdiğimiz gün dolar da ilk kez 3 TL’yi aşmıştı.

 

1 Kasım’a geldiğimizde 3.10 TL olmuştu. Dün 3.373 TL vererek 1 ABD Doları alabiliyordunuz. Yukarıda da yazdığım gibi hafta başında 3.60’a kadar da çıkmıştı.

 

9 Aralık 2015 tarihindeki 2.91 TL’den geldiğiniz yer burası: 3.373 TL.

 

Dolar üzerinden fakirleşmiş olmamızın nedeni hükümetin Türkiye’yi iyi yönetememiş olması.

 

Amerika’da Trump’ın seçimi kazanması ile bizim gibi ülkelerin hepsinin parasının değeri düştü. Ama bunların arasında birinciliği elde etmiş olmamızın nedenleri dışarıda değil, içeride.

 

Gazetecileri hapiste tutacağım diye AB’ye posta koymalar, darbecilere uygulanamayacağını bildikleri halde idam tartışmaları, sonradan çark edilse de “Esad’ı devirmek için Suriye’ye girdik” sözleri buna yol açtı.

 

Haberin Devamı

Şimdi isteyen eşeğini önce kaybedip sonra bulan Nasreddin Hoca gibi sevinebilir tabii. Bu arada milletin cebindeki her 10 liranın 130 kuruşu uçup gitmiş, ne önemi var? 

 

‘FISTIK GİBİ’ BİR TURİZM KENTİ

 


BENİM için Gaziantep, İmam Çağdaş ile başlar, İmam Çağdaş ile biter.

 

Araya çok şey girer tabii, ancak Gaziantep’e ayak basınca ilk gittiğim yer orasıdır. Dönüş yolculuğu için havaalanına gitmeden önceki son durağım da!

 

İmam Çağdaş’ı diğerlerinden ayıran nedir diye soracak olursanız kimseye haksızlık yapmamak için yanıt vermek istemem.

 

Şu anda işin başında dördüncü kuşaktan Burhan Çağdaş var ve bence o bu işin sırrını biliyor.

 

Elbette Gaziantep bir gastronomi kenti ve bu kentte birbiriyle yarışacak kalitede birçok lokanta, kebapçı, baklavacı var. Hatta iddiaya bile girebilirsiniz, “Falancanın fıstıklı kebabı, filancanınkinden iyidir, ama filancanın çağla kebabı da falancayı döver” diye!

 

Haberin Devamı

Hürriyet’in kent buluşmaları kapsamında geçenlerde Gaziantep’e bir kez daha gitme olanağı buldum.

 

Bu kentin bir özelliği de insanlarının kentlerine duydukları aşktır.

 

Başka Anadolu kentlerinde de bulundum, çok tanıdıklarım oldu ama bu kent, bu konuda tartışılmaz liderdir.

 

Tanıdığım bütün Anteplilerin, kentlerinden söz ederken gözleri parlar: Ahmet Ümit’ten tutun Mehmet Barlas’a, Bekir Okan’dan tutun Mustafa Süzer’e kadar.

 

Bu nedenle şimdi Büyükşehir Belediye Başkanı olan Fatma Şahin’in konuşmasını dinlerken içinde yaşattığı heyecanı daha iyi anlayabildim.

 

Bir de şunu düşündüm. Bu kent, belediye başkanı seçmek konusunda da başarılı. Celal Doğan, Asım Güzelbey ve Fatma Şahin, icraatlarını takip edebildiğim başkanlardı. Ve hepsinin iyi bir iz bıraktığını da kolayca görebilmek mümkün.

 

Haberin Devamı

Suriye sınırında olmanın Gaziantep’e yüklediği bir yük de nüfusunun neredeyse üçte biri kadar göç almış olması.

 

Gaziantep’te şu anda 350 bini kent içinde, 50 bini kamplarda 400 bin Suriyeli göçmen var ve bu göçmenlerin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için Gaziantep’in bütçesinin yarısı kadar para gerekiyor: 400 milyon liradan fazla bir tutar.

 

Bu para göçmen çocukların eğitimi, göçmenlere sağlıklı konutlar ve altyapı hizmeti sağlanması için gereken rakam.

 

Suriye’nin karışmasında ve bu insanların evlerini barklarını kaybetmelerinde bizim de rolümüz oldu, bu gerçek.

 

Ve artık memleketimiz, geri dönecek yerleri kalmamış bu insanların da yurdu olacak, bunu bilmeli ve gereklerini yerine getirmeliyiz. Soruna sırtımızı dönmeyelim.

 

Haberin Devamı

Fatma Şahin, ilk etaptaki hedeflerini “1 milyon turist çekecek” bir kent olarak açıklıyor.

 

Türkiye’nin en büyük açık hayvanat bahçesi, Zeugma kalıntıları, Zeugma Mozaik Müzesi, Arkeoloji Müzesi, Etnografya Müzesi, Yemek Müzesi bunu sağlamak için ilk akla gelenler. Kentte Anadolu’nun birçok kentinde rastlayamayacağınız kadar çok müze var.

 

Ayrıca muazzam bir yemek kültürü. Bakır, baharat, kurutulmuş gıda, zeytin ve zeytinyağı, Nizip sabunu, bir tür ipekli kumaş olan kutnu gibi çok özel alışveriş olanakları da turistler için cazip. Ve elbette antepfıstığı, fıstıklı baklava, şöbiyet, havuç dilimi.

 

Kaymaklı baklava artık neden hiçbir yerde bulunmuyor, bunu da merak ettim doğrusu.

 

Eski kervansaraylar onarılıp butik otel olmuş. Hışva Han’ı gördüm, bir antik kalıntının üzerinde tarihi bir han, lokanta ve otel olarak hizmete sokulmuş. Görmeye değer bir yer. Bayazhan da öyle.

 

UNESCO tarafından Yaratıcı Şehirler Ağı’na dahil edilmiş, gastronomi yönünden orijinalliği tescillenmiş bir kent Gaziantep.

 

Ama THY için öyle görülmüyor olmalı. THY yurtiçinde bütün turistik kentlere Business Class uçarsanız içki servisi yapıyor ama bu Gaziantep uçuşunda yok. Gaziantep turistik destinasyon değil mi, niye yok?

 

Memleket ahlak ve günah bekçileriyle doldu çünkü.

 

Yazarın Tüm Yazıları