Milletvekilinden Kürtçe sigara tekerlemesi

İNGİLTERE’de gelecek yılın haziran ayından itibaren istisnasız tüm halka açık kapalı alanlarda sigara içme yasağı getiren yasa Avam Kamarası tarafından kabul edildi.

Böylece, sigara içmeyenleri sigara dumanından koruma amacıyla sıkı kurallar getiren İtalya ve İrlanda gibi ülkelere İngiltere de katılmış oluyor.

Bir tesadüf eseri TBMM Adalet Komisyonu da dün ‘halka açık alanlarda sigara içme yasağı’ ile ilgili kanun teklifini görüştü.

Komisyon toplantısı ile ilgili haberleri okuduğumda milletvekillerimizin durumun ciddiyetine pek de vakıf olmadıkları sonucunu çıkardım.

CHP Antalya Milletvekili Fikret Baloğlu ‘pasif içicilerin haklarının korunmasından yana’ olduğunu söylüyor ama sigara yasağı getiren yasayı desteklemesinin mümkün olmadığını ekliyor.

AKP Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu ise adeta sigara içmenin teşvik edilmesini ister gibi: ‘Birçok hastalık stresten kaynaklanıyor ve sigaranın stresi azaltıcı bir yönü var.’

AKP Gaziantep Milletvekili Mahmut Durdu
ise Kürtçe bir tekerleme söylemiş komisyon toplantısında. Manası şu: ‘Bu dünyaya gelen kimi elem, kimi cefa çekti. Kim ki kışın yemek yedi peşine sigarayı içemedi, cefayı o çekti.’

Adalet Komisyonu, sigara yasağı yasasını görüşmek üzere 21 Şubat’ta yeniden toplanacak.

Ancak öyle görünüyor ki bizi ‘çok tuhaf bir yasa’ bekliyor.

CIA’nın kazan operasyonu!

İRAN’ın nükleer programı ile ilgili tartışmalar sürerken Türkiye’de ilginç bir olay yaşandı.

İtalya’da yapılan ve bir Türk nakliye firması aracılığıyla İran’a gönderilmek istenen üç adet alüminyum kazana Gürbulak sınır kapısında el konuldu.

Üç ton ağırlığındaki kaplar, uranyum zenginleştirme işinde kullanılabileceği olasılığı nedeniyle İtalya’ya iade edilmek üzere Gürbulak’ta bekletiliyor.

Gazetelerdeki haber operasyonun CIA ve MİT işbirliği ile yapıldığı yönünde.

İtalya’da bu tür kaplar üretildiğini haber alan CIA, kapları taşıyan kamyonları Gürbulak’a kadar takip etmiş ve burada yakalatmış.

Merakımı çeken şey şu oldu: Kamyonlar İtalya’dan yola çıkıp Türkiye’ye Kapıkule’den giriş yaptığına göre birçok ülkeden geçmiş olmalı.

Avrupa haritasını gözünüzün önüne şöyle bir getirirseniz bunların hangi ülkeler olabileceğini tahmin etmek de zor değil.

O halde, CIA bu kazanlara el koydurmak için neden kamyonların Gürbulak’a kadar gelmesini bekledi?

Operasyonun yapıldığı günlerde Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin ‘Topraklarımızı komşularımıza karşı bir harekát için kullandırtmayız’ demiş olmaları bir tesadüf mü?

Ecevitler’in geldiği son nokta!

İRAN İslam Devrimi’nin 27. yıldönümü hafta başında Ankara’da düzenlenen bir davetle kutlandı.

Gazetelerde belki siz de görmüşsünüzdür, törende çekilen bir fotoğraf dikkatimi çekti.

İran Büyükelçilik yetkilileri, SP Genel Başkan Vekili Recai Kutan, Bülent Ecevit ve Rahşan Ecevit bir pastanın başında duruyorlar. Gazetedeki haber, pastanın Bülent ve Rahşan Ecevit çifti tarafından kesildiğini anlatıyor.

Atatürk’ün kurduğu partinin uzun süre genel başkanlığını yapan bir kişinin, ilk gününden beri Atatürk’ün savunduğu fikirlere karşı çıkan bir rejimin kutlama pastasını kesiyor olması ne kadar şaşırtıcı. İranlı hiçbir devlet adamının Türkiye gezileri sırasında Anıtkabir’i ziyaret etmedikleri de hatırlanması gereken bir başka husus.

Ecevitler törenden ayrılırken Rahşan Hanım, İran Büyükelçisi’nin elini sıkmak üzere elini uzatmış. Büyükelçinin kadın eli sıkmadığını son anda hatırlayan Rahşan Hanım elini çekerken Büyükelçi ile göz göze gelmiş ve karşılıklı bir gülüşme yaşanmış.

Demek ki aradan geçen yıllar Ecevitler’in düşüncelerinde ciddi değişiklikler yaratmış da farkına bile varmamışız.
Yazarın Tüm Yazıları