DOKUZUNCU Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, türbanla okumak isteyenler için "Suudi Arabistan’a gitsinler" sözü "İslamcı" çevrelerde ve AKP’de tepkiyle karşılandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Kimse bu ülkenin evlatlarına başka coğrafyalarda adres göstermesin" diye başladığı konuşmasında kendini tutamayarak "Bunlar olsa olsa Cingöz Recai siyaseti" dedi.
İçimdeki bir ses tartışmanın böylece tam da Demirel’in istediği ve Erdoğan’dan daha da usta olduğu bir mecraya doğru sürüklendiğini söylüyor.
Yakında "Onu öyle demezler" türünden tekerlemelerle başlayan başka konuşmalara da tanık olursak, hiç şaşırmayın!
Yeni Şafak’ın dünkü manşeti ise Demirel’e yanıtının Viyana’dan geldiğini duyuruyordu.
Bana öyle geliyor ki, malum çevrede asıl rahatsızlık yaratan husus, Demirel’in adres olarak Suudi Arabistan’ı göstermesi.
Çünkü Demirel’in sözlerinde bir tuhaflık yoktu. Demirel, Anayasa Mahkemesi’nin kararı ortada olduğu sürece türbanlı eğitimin mümkün olamayacağını söylemişti. Soruyu soran gazeteci "Peki türbanla okumak isteyenler ne yapsınlar" diye ısrar edince türbanla okuyabilecekleri başka bir yer önermişti.
Nitekim okumak için Viyana, Londra gibi kentleri seçen birçok türbanlı kız öğrenci var. Ve bu durum İslamcı basında bir övünme vesilesi olarak sık sık dile getiriliyor.
Demek ki diyorum, bizim İslamcılarımız bile Suudi Arabistan gibi bir ülkede yaşamak istemiyorlar.
Tarkan, titre ve kendine dön!
STAR’ın güzellik yarışmasında sahnedeki Tarkan’ı izlerken kendimi bir zaman tünelinde geriye gitmiş gibi hissettim.Uzun süredir ortalarda olmayan Tarkan kelimenin tam anlamıyla "bıraktığımız yerde" kalmıştı. Sahne hareketlerine yeni bir şeyler katsa onun için daha iyi olacak. Böyle önemli bir vitrine çıkıp, hiçbir özelliği olmayan İngilizce şarkıları söylerken şöyle düşündüm: Tarkan’ı bu anlamsız İngilizce şarkıları söylemesi için kim kandırdı?
Tarkan, bugün merkezinde Türkiye olan ve Rusya, Ukrayna, Balkanlar, Orta Asya gibi geniş bir coğrafyayı kaplayan bir bölgede milyonlarca insanın beğendiği bir sanatçı olduysa bunu "özgün" olmasına borçluydu. İkinci sınıf İngilizce şarkılar Tarkan’ı bir "dünya yıldızı" yapmaya yetmeyeceği gibi, bölgemizdeki şöhretini de tehdit edecek.
Dilerim Tarkan da titrer ve kendine döner!
Güzellik yarışmasında dikkatimi çeken bir başka konu da yarışmacı kızlar arasında hiç sarışın olmamasıydı. Hatta içlerinde "kısa saçlı" olan bile yoktu! Belli ki "ön jüri" görevini iyi yapmamış ve hepsi birbirine benzeyen kızları finale bırakmıştı. Buna bir de bütün saçların aynı kuaförün elinden çıkması eklenince şunu düşündüm: Bu acaba "klonlanmış kızlar yarışması" mı?
Gecenin bugüne kadar yapılan güzellik yarışmalarından bir hayli farklı havası ise Star’ın bir televizyon kanalı olarak yıldızının yeniden parlamakta olduğunu gösteriyor.
Bir elde olmalı kandil!
SARIYER Belediyesi ile Türk Kalp Vakfı, Yeniköy ile Sarıyer arasında bir "sağlıklı yaşam için yürüyüş parkuru" oluşturmuşlar. Her 500 metrede bir dikilen tabelalarda bir yandan ne kadar yürüdüğünüzü öğreniyorsunuz, öte yandan da "eğitici bilgiler" ediniyorsunuz. Örneğin biri şöyle: Bütün dinler iyi kalpli olmayı emreder!"İyi kalpli olmak" ile "sağlıklı bir kalbe sahip olmak" arasında nasıl bir ilişki kurulduğunu anlayamadım ama ziyanı yok!
Bu "yürüyüş parkurunun" Tarabya ile Büyükdere arasında olan bölümü ise gerçekten felaket durumda ve sanırım hiçbir yetkili buradan bir tek gün bile geçmemiş.
Yürürken Mehmet Akif Ersoy’un "Bir elde olmalı kandil, bir elde iskandil" dizesini hatırlıyorum. Yer yer çökmüş ve büyük çukurlar açılmış rıhtım insana her an denize kayabileceği korkusu veriyor Dev balıkçı teknelerinin ağlarını açmak için yanaştıkları bölümlerde de rıhtım "denize dökülüyor". İnsan "Acaba burası yürüyüş alanı değil de trekking yapılsın diye özel olarak düzenlenmiş bir pist mi" diye düşünmeden edemiyor. Yeniköy’de yeni yapılan pırıl pırıl rıhtıma bakınca aradaki fark daha iyi görülüyor.
Yoksa "Nasıl olsa Boğaz’ın bu bölümünde diğer yerlere göre daha fakirler oturuyor, onlar böyle yollarda yürümeye alışkınlardır, boşuna para harcamayalım!" diye düşünen birileri mi var Belediye’de?