Paylaş
Ramazanın ilk günlerindeki aksiliğini ve sinirli tavırlarını bırakmış görünüyor.
Kim bilir, belki de geçen gün yazdığım hadisten etkilendi, oruç tutmanın aç susuz kalmak demek olmadığını fark etti.
İki-üç gündür bir demokrasi abidesi gibi davranıyor!
Önce belediye ile ilgili sorunlarını dile getirenlere “Gidin oturma eylemi yapın” dedi ki bu önemli bir tavır değişikliğine işaret ediyor.
Biliyorsunuz, protesto eylemi yapanlara karşı acımasız bir tavrı vardı. Konser dinlemeye giden gençleri bile protestocu zannedip, karakola çektirdiği hafızalarımızda.
Başbakan “Ulusa Sesleniş” konuşmasında da “Biz Türkiye’nin tamamı değiliz” dedi ki bu da bugüne kadar olan tutumuyla tamamen ters bir konuma işaret ediyor.
Daha önce kendisini Türkiye’nin “ta kendisi” olarak görüyordu
İktidar olmuş bir partinin her istediğini, istediği şekilde yapabileceğini zannediyor, bunun tersinin de doğru olduğunu gördükçe hiddetten köpürüyordu.
İyi bir gelişme var gördüğünüz gibi.
Acaba bu ne kadar sürer?
Zaman zaman böyle iyileşme alametleri gösterdiğinde, aslına dönmesi en fazla iki gün alıyordu. Bakalım bu kez de öyle olacak mı?
Ben şimdi heyecan içinde önümüzdeki haftayı bekliyorum.
Mühendislik becerisinin böylesi!
KARAYOLLARI Genel Müdürü
Amaç zaman kaybını önleyen Otomatik Geçiş Sistemi’ni (OGS) teşvik etmekmiş.
Böylece gişelerdeki dur-kalklar azalacak, çevre kirliliği açısından da önemli kazanımlar elde edilecekmiş
Genel Müdür yaklaşık dört yıldır bu görevde ve KGS sisteminin yaygınlaştırılması faaliyetleri de onun dönemine denk geliyor.
Demek ki herkesin ilk günden tahmin edebildiği bir şeyi görebilmesi için aradan bu kadar uzun süre geçmesi gerekiyormuş
KGS sistemine geçilme kararı verildiğinde OGS faal bir sistemdi. Gişelerde duraklamadan geçilmesini sağlayan bu sistemin yanına kartlı geçiş sistemini koymanın ve bununla da kalmayıp daha çok gişeyi bu sisteme ayırarak teşvik etmenin yanlış olduğunu o günlerde ben dâhil birçok yazar yazmıştı.
O zaman bu eleştirilere kulak tıkanmasını şöyle yorumlamıştım: Herhalde iktidar partisine yakın birilerinin elinde böyle bir sistem var, TCK’ya ve vatandaşa bunu satıp, kolay yoldan para kazanacaklar!
O zamanlar bunu sorduğumu ve yanıt alamadığımı da belirteyim.
Artık sistemin yanlışlığı ortaya çıktığına göre soruyu tekrarlamamızda yarar var:
Ve son soru: Bu şirket kimlere aitti?
BU
Bu mevsimde insanların buraya kadar zahmet edip gelmelerinin nedeni biraz huzur arayışı olsa gerek. En azından ben öyle düşünüyorum.
Ama aradığın huzuru kolaysa bul bakalım!
Şu anda öğlen saatleri ve sabahın köründen beri günün moda pop şarkılarını, yerli-yabancı ayırt etmeden ezberlemiş durumdayım.
Bu tabloya bakınca Türklerin dünyanın en müziksever ülkesi olduğunu düşünmek mümkün ama o da gerçek değil
Okullarımızda müzik dersleri adet yerini bulsun diye var, bir müzik aleti çalamayanların sayısı, çalanların sayısının en az on bin misli!
Bir lokantaya giriyorum, orası lokanta mı, müzikhol mü ayırt edemiyorum.
Üstelik yemeklerinin kötülüğünü, müzikle örtmeye çalışan lokantalar da değil bunlar. Hepsi mutfağı ile iddialı lokantalar ama huzur içinde yemek yiyebilmek, iki söz konuşabilmek de mümkün değil.
Gürültülü müziğin dinlenmek ve güzel yemek için iyi bir yol olmadığını işe yaramayacağını bildiğim halde bir kere daha yazayım dedim!
Paylaş