Erdoğan Erdoğan olalı böyle zulüm görmedi

HABERİ dün gazetelerde okudum. Birkaç gazetede birden yayınlandığı için de ciddiye aldım haliyle.

Haberin Devamı

AKP kurmayları, Başbakan şayet cumhurbaşkanı adayı olmaya karar verirse, seçimde uygulanacak stratejiyi belirlemişler.
Başbakan Erdoğan, “herkesin cumhurbaşkanı olacağı” mesajını verecekmiş.
Bunun için de farklı bir dil kullanacak, konuşma üslubunu değiştirecek, muhalefet partileriyle polemiğe girmemeye özen gösterecekmiş.
“Kurmaylar”, Başbakan’ın son bir haftadır konuşmalarında buna dikkat ettiğini de söylemişler.
Haberlerde şöyle bir ifade de var: “Başbakan bu dönemde toplumun tüm kesimlerini kucaklayacak!”
“AKP kurmayları”
tanımına kimler giriyor, bilemiyorum.
Gazetelerdeki haberlerde isimleri verilmemiş, “AKP kurmayları” diye tanımlanmışlar.
Tahmin ediyorum ki isimlerinin verilmiyor olmasının sebebi, bu kişileri yolda görenlerin, onları birbirlerine göstererek kahkahalarla gülmeye başlamalarını önlemek.
Çünkü Başbakan’dan asla yapamayacağı bir şeyi yapmasını istiyorlar: Uzlaşmacı ol, polemiğe girme, herkesi kucakla vs.
Hem “kurmay” olmayı başarıp, hem de bu kadar “saf” kalabilmeyi neye borçlular bilemiyorum.
Ama içtikleri her neyse, bir an önce bizlerin de temin edip, içmeye başlamamızda yarar var. Çünkü belli ki bu artık nasıl bir ilaç ya da gıda takviyesi ise insanın zihnine olağanüstü bir “iyimserlik” veriyor!
Tabii bütün bu sürecin en çok zorlayacağı insan da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan başkası değil.
Düşünsenize, boynundaki damarları şişire şişire, şöyle ağız tadıyla bir fırça çekemeyecek toplumun bir yarısına!
Herkesi kucaklamak uğruna, Kadıköy vapurundan inenlere de başka bir gözle bakması gerekecek.
Uzlaşmacı olacağım derken, kupon arazilerin kendisinden habersizce başka müteahhitlere verilmesine de engel olamayacak.
Çok zor bir durumda kalacak.
Kendi bildiği gibi yaşayamayacak, kendi bildiği gibi konuşamayacak.
Cumhurbaşkanlığı seçimi bitene kadar, hayatı boyunca görmediği bir zulüm görecek, olmadığı bir insanın taklidini yapmaya çalışacak.
Ne diyeyim, Allah kolaylık ve dayanma gücü versin!

Haberin Devamı

Madem ‘kurmaca’, soruşturma neden engelleniyor?

Haberin Devamı


TAHMİN edilen oldu, dört bakan hakkındaki rüşvet ve yolsuzluk iddialarını soruşturacak TBMM Komisyonu’nun cumhurbaşkanı seçiminden önce kurulup çalışması ihtimali tamamen ortadan kalktı.
Bugün haziran ayının 23’ü, TBMM bir hafta sonra tatile girecek ve ondan sonra cumhurbaşkanı seçimi tamamlanana kadar da tatilde kalacak.
Bu taktiğin amacı belli: Seçime kadar yolsuzluk ve rüşvet iddialarının konuşulmasını önlemek!
AKP’nin komisyonun kurulmasını engelleyeceğine ilişkin eleştiriler yayınlanmaya başladığında, AKP sözcüleri pişkin pişkin “böyle bir amaçlarının olmadığını” komisyon için isimleri belirlemek amacıyla “titiz” bir çalışma yürüttüklerini söylüyorlardı.
Madem rüşvet ve yolsuzluk iddiaları “paralel yapının” kurmacası, neden bir an önce komisyonun kurulmasını ve bunu aydınlatmasını istemediler diye sormak da gerekiylor tabii.
Hatırlarsınız, o dört bakan, kimi ağlayarak, kimi bağırarak, kimi pişkince sırıtarak konuşmalar yapmışlar ve komisyon kurulursa kendilerini aklayabileceklerini söylemişlerdi.
Bakıyorum, onlardan da ses seda yok.
Hiçbiri çıkıp parti yöneticilerine “Kardeşim, komisyonu kurun, hemen aklanalım, böyle dolaşmaya utanıyoruz” demiyor, diyemiyor!

Haberin Devamı


Bitkisel atık yağlar sorunu

SAĞLIK Bakanlığı ile Çevre Bakanlığı’nın kullanılmış kızartmalık yağların, lavabolara dökülmeyerek toplanma merkezlerine getirilmesi gerektiğini anlatan “kamu spotunu” televizyonda izledim.
Bu konuyla ilgili daha önce çok yazı yazmıştım.
Lavaboya dökülen 1 litre kullanılmış kızartmalık yağ, 1 milyon litre suyu geri dönülmez biçimde kirletiyor.
Bu kamu spotuyla bu konudaki bilinçlenmenin artacağını düşünüyorum.
Filmi izlemeyenler için söyleyeyim ki atık yağları toplanma merkezlerine bırakırsanız, ihtiyaç sahibi engelli vatandaşlarımız için tekerlekli sandalye kampanyasına da destek vermiş olacaksınız.
Yeri gelmişken, belediyelerin genellikle pek umursamadıkları bir konuya da dikkat çekeyim.
Herkes biliyor ki kızartmalık yağların belli bir kullanım süresinden sonra kullanılmaya devam edilmesi, bunlarla pişirilen yiyecekleri yiyenler için kansere davetiye çıkarmak demek.
Bazı yemek fabrikalarının, bazı lokantaların ve dev otellerin defalarca kullanılmış yağların ticaretini yaptıkları, halk sağlığının üç kuruş kâr uğruna tehlikeye düşürüldüğü de bir sır değil.
Bununla mücadele etmesi gereken kurum da belediyeler. Ama bugüne kadar bu tür iğrenç bir ticarete bulaşmış bir tek yerin cezalandırıldığını da duymadık.
Oysa bu kuruluşların günlük ya da aylık ne kadar yağ tükettikleri belli. Yağlarını nereden ve ne zaman aldıklarını da kayıtlarından bulabilirsiniz.
Bu kuruluşların kullanılmış bitkisel yağlarını belli atık alanlarında toplamak, buna uymayanı cezalandırmak belediyelerin ihmal etmemeleri gereken bir görev.
Hem çevre ve su kirliliğini önlemek için hem de halk sağlığını korumak için bunu yapmak zorundalar.

Yazarın Tüm Yazıları