Paylaş
Hürriyet Gazetesi’nin 16/10/2015 tarihli nüshasının 15. sayfasında yayımlanan Mehmet Y. YILMAZ’a ait “Anayasa’yı, Anayasa’yı koruyandan kim koruyacak?” başlıklı köşe yazısında, 10/10/2015 tarihinde Ankara’da gerçekleşen bombalı terör eylemi hakkındaki soruşturmada Mahkemece verilen yayın yasağı kararından hareketle “ülkemizdeki yargıç ve savcıların iktidardaki güç karşısında bir adım geride durma ve devleti koruma refleksinin öteden beri var olduğu, hâlâ savcıların ve hakimlerin bağımsız davranmalarını beklemek gibi (!) saf bir yanının kaldığı, Anayasa’ya karşı işlenen suçları kovuşturmakla görevli makamın Anayasa’yı fütursuzca çiğnediği” şeklinde bir takım sözler sarf edildikten sonra Kurulumuz hedef alınarak “HSYK yüzünden emir kulu haline getirilmiş olan yargının, muktedirlerin yayın yasağı isteğini ikiletmediği” şeklinde gerçeğe aykırı ve hakaretamiz ifadeler kullanıldığı görülmektedir.Uygar toplumlarda gazeteci olmanın öncelikli şartının; gazeteciliğin gerektirdiği ilke ve değerlerle birlikte insan olmanın gerektirdiği asgari değerlere ve nezaket kurallarına uymak olduğu tartışmasızdır.Bu çerçevede, gazetecilerin gerçekleri araştırma ve topluma aktarma görevlerini yerine getirirken, iddialarını delillendirmeleri ve seviyeli bir üslupla ortaya koymaları beklenir.Yazıda, bir yargı kararının eleştirilmesi görüntüsü altında Türk Yargısının “muktedirlerin” güdümünde olduğu, HSYK’nın yargı mensuplarını emir kulu haline getirdiği yine yargı mensuplarının güç sahiplerinin istekleri doğrultusunda karar verdikleri gibi akıl, mantık ve insaf dışı ifadeler kullanılması, ifade hürriyetinin “hakaret hürriyeti” olarak kabul edilemeyeceği gerçeğini bir kez daha ortaya koymaktadır.Yargı kararlarına karşı bilimsel çerçevede eleştiri getirilmesi olağan karşılanabilecek bir durum ise de; hukuk ve yargının işleyişi konusunda yeterli bilgiye sahip olunmadan yakışıksız bir üslupla Kurulumuz ve yargı camiasını töhmet altında bırakacak mesnetsiz iddialar öne sürülmesinin kabulü mümkün değildir.Bu çerçevede gazeteciliğin basın kartı sahibi olmaktan ziyade basın etik ilkelerine riayet etmek, objektif olarak gerçeği araştırmak ve medeni şekilde eleştiri getirerek toplumun doğru bilgilenme hakkına katkı sağlamak şeklinde algılanmasının basına duyulan güvenin korunması adına bir zorunluluk olduğu açıktır.Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 14 /12/2015
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu VekiliAv. Ömer COŞKUN
Paylaş