Paylaş
Sorun da bu zaten Bülent Bey: Vali’nin “hisleri!”
Valinin bu şekilde yansıttığı hisleri “ırkçı, ayrımcı ve nefret dolu”!
Zaten kendisi de söylüyor, “İçimde büyük bir kinle söylüyorum bunu” diyor!
Ve Başbakan Yardımcısı, Vali’nin “açıklamasını yeterli görüyorum” diyor!
Vali, “beyanının yanlış anlaşılmasından dolayı üzüldüğünü” söylüyor!
Nesini yanlış anlamışız o sözlerin?
Ne diyordu Vali hatırlayalım: “Mescid- i Aksa’nın içinde savaş rüzgârları estiren o eşkıya kılıklı insanlar Müslümanları katlederken, biz de onların sinagoglarını yapıyoruz. İçimde büyük bir kinle söylüyorum bunu.”
Bu sözü gazetecilerin önünde söyledi, görüntülü kayıtları bile yayımlandı!
Bu sözlerin yanlış anlaşılacak nesi var?
Ne demek istedi de biz yanlış anladık, onu söyleyiver bir hele!
Bir de diyor ki “açıklamalarım çarpıtıldı”!
Nesi çarpıtıldı?
Çarpık olan bizatihi o sözlerin ta kendisi ve o sözlerin arkasındaki zihniyettir!
Yeni Türkiye demokratları
KADIN ve Adalet konulu toplantıda, Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan’a soru sormak isteyen bir genç kadın, polisler tarafından ağzı kapatılarak salondan atıldı.
Gözaltına alınıp karakola da götürüldü!
Toplantıyı “Kadın ve Demokrasi Derneği” düzenlemişti!
“Bu ne yaman çelişki” diyeceğim, ama “Yeni Türkiye demokratlarının” demokratlıkları bu kadar!
Onlar konuşacak, siz dinleyeceksiniz! Demokrasi anlayışları bununla sınırlı.
Başka şeyler söylemek isterseniz kendinizi bulacağınız yer karakoldur, uygun bir savcı da denk gelirse kısa süreli de olsa bir hapishane ziyaretidir!
Erdoğan’ın yeni sarayı ve Beştepe halkı
BAŞBAKANLIK hizmet binası olsun diye yapılan ama sonradan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı olunca, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na çevrilen binanın tek maliyeti harcanan şu kadar milyar lira değil.
Bölge halkı da saraydan ciddi olarak etkilendi. Aslında binanın bir suçu yok tabii, sonuç olarak o cansız bir şey.
Halkın yaşamını etkileyen bizim yöneticilerimizde hiçbir zaman bitmeyen saltanat ve gösteriş merakı!
Hürriyet Muhabiri Nurettin Kurt, Saray çevresinde yaşayanlarla konuştu, sarayın bölge halkının yaşamını nasıl etkilediğini benim için araştırdı.
-Sarayın hemen karşısında yapılmakta olan ve 24 kata kadar ruhsat alan binaların kat yükseklikleri “manzara kapanıyor” diye 14 kata indirildi.
-Saray için altı şeritli protokol yolu yapılınca Türkeş Bulvarı’ndan gelişteki iki sokak girişe kapandı. Öğrenci servisleri artık 1.5–2 kilometre daha uzun yol yaptıkları için servis ücretlerini arttırdılar.
-Bazı veliler fazla servis ücreti ödememek için çocuklarını karşı kaldırımdan servise bindiriyorlar. Altı şeritlik yolda yaya geçidi de yok! Yaya geçişini kolaylaştıracak sinyalizasyon yok.
-Köşk arazisi içinde kalan Metin Emiroğlu Ortaokulu yıkıldı. Burada okuyan çocuklar bu dönem Sofuoğlu İlköğretim Okulu’nun bahçesindeki barakaya taşındı.
-Protokol yolundaki rögar ve telekom kapakları kaldırıma taşındığı için görme engelliler için yapılan özel yol kullanılamaz hale geldi.
-Girişe kapatılan sokağın esnafının işleri durma noktasında.
-Saray’ın hemen karşı sokağında Hisarcıklıoğlu Camisi var. Erdoğan geçen hafta cuma namazını burada kılmıştı. Erdoğan camiye kolay gitsin diye o yol da tek yön olarak kapatılmış. Mahalledeki sağlık ocağı o sokakta ve halk sağlık ocağına nasıl gideceğini düşünüyor.
-Köşkün mahalleye tek getirisi emlak fiyatlarındaki artış. 90 metrekare giriş katı 120 bin liradan 200 bin liraya fırlamış.
-Mahalle muhtarının açıklamasına göre, bölgedeki imar planında bir okul arsası var. Arsanın sahipleri fiyatlar arttığı için paylarını satmak istiyorlar, okulun geleceği meçhul.
Öcalan’ın itibarı!
BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç, İmralı heyetinin ziyaretinin yakında gerçekleşeceğini ve “makul taleplerin” karşılanacağını söyledi.
Barış sürecinin yeniden ilerlemeye başlaması elbette olumlu bir gelişme.
Taraflar kamuoyu önünde şov yapmak için karşılıklı atışmayı da bırakırlarsa daha hızlı gelişmeler de sağlanabilir.
Bu meselenin hem “hayati” önemde olduğunu söyleyeceksiniz hem de karşılıklı demeç yarıştıracaksınız, bu pek normal bir durum sayılmaz.
Arınç, konuşmasında HDP’lileri eleştirirken şöyle bir şey de söylüyor:
“Öcalan’ın bile talep etmediği şeyler ileri sürmek suretiyle hem Öcalan’ı hem de hükümeti zor duruma düşürdüğünüzü bilmiyor musunuz? Siz kimin sözcülüğünü yapıyorsunuz da Öcalan’ı itibarsız hale getirmek istiyorsunuz?”
Hayat ne garip değil mi?
“Öcalan’ın itibarı”, TC Başbakan Yardımcısı’na dert olmuş!
Paylaş