Paylaş
İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı’na,
1– Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sultangazi’deki açılış töreninde yaptığı konuşmada, Mısır’da Mursi’nin idama mahkûm edilmesi haberini şöyle duyurmuştu:
“Mısır’da halkının yüzde 52 oyuyla cumhurbaşkanı seçilen Mursi ile ilgili maalesef idam kararı vermişler.”
2– Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Mursi’nin idama mahkûm edilmesiyle yüzde 52 oy aldığı bilgisinin birlikte verilmesi ile TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzde 52 oy alarak seçilmesi arasında bir ilişki kurdu.
3– İstanbul Barosu avukatlarından Rahmi Kurt da bir suç duyurusunda bulunurken bu iki bilginin bir arada verilmesini, Başbakan Ahmet Davutoğlu gibi yorumladı.
Anayasa gereği sorumsuz olan Cumhurbaşkanı’nın bir haberi istediği gibi verebileceği malumunuzdur.
Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ile Avukat Rahmi Kurt, Cumhurbaşkanı’nın Mursi’nin idam kararını yüzde 52 oy aldığı bilgisiyle birlikte paylaşmakla “darbe çağrısı, darbe tehdidi, aba altından sopa göstermek” gibi suçlar işlediğini iddia ettiler.
Böylece aslında Cumhurbaşkanı’nın ima etmek istemediği bir durumu, Cumhurbaşkanı’nın sözlerine mal ederek, Cumhurbaşkanı’nın toplum içindeki itibarını sarsmayı hedefliyorlar.
Cumhurbaşkanımıza demek istiyorlar ki “Sen de yüzde 52 oy aldın, aldığın oya güvenme, ayağını denk al”.
Talep: Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ve Avukat Rahmi Kurt’un, devletin milleti ve bütünlüğünü temsil eden, seçilmiş Cumhurbaşkanı’na darbeci iması yaparak hakaret ettikleri açıktır.
Bu şahısların, Türk Ceza Kanunu’nun Cumhurbaşkanı’nın maddi ve manevi kişiliğine hakareti düzenleyen hükümlerince cezalandırılmaları talebiyle soruşturulmaları için bilgilerinize arz ederim. 22.05.2015
İmza: Mehmet Y. Yılmaz
Buyurun, bir suç duyurusu daha
İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı’na,
Mısır’da askeri darbe ile işbaşına gelmiş hükümetin kukla mahkemesinin, hukuksuz bir yargılama ile idama mahkûm ettiği Mursi olayı kullanılarak, Türkiye’de de korku yaratmayı hedefleyen siyasi demeçler verildiği ve açıklamalar yapıldığı malumunuzdur.
Bu mesele sadece siyasetçilerin demeçlerine değil, “yandaş” diye tanımlanan ve bir merkezden aldıkları talimatlarla yazı yazıp, başlıklar atan, televizyonlarda programlar yayınlayan kişiler tarafından da kullanılmaktadır.
Mısır’daki olaydan yola çıkılarak, sanki Türkiye’de de bir askeri darbe yapılacak ve meşru Cumhurbaşkanı ve hükümet iş göremez hale getirilecek, TBMM feshedilecek ve Anayasa ilga edilecek şeklinde bir kuruntu pompalanmaktadır.
Oysa bizzat hükümet yetkililerinin açıklamalarıyla da sabittir ki Türkiye artık askeri darbeler dönemini arkada bırakmıştır.
Askeri vesayet sona erdirilmiş, asker de zaten artık esas işine dönmüş, andıçtı, muhtıraydı gibi işleri bir kenara bıraktığını ve siyasi otoritenin emriyle hareket ettiğini açıklamıştır.
Hal böyleyken, memlekette bir askeri darbe olacakmış gibi bir hava estirmeye yönelik konuşmalar, haberler ve yorumlar, böyle bir darbeye zemin hazırlandığı düşüncesini uyandırmaktadır.
Böyle bir havanın yaratılması, puslu havayı sevebilecek tıynette kişileri tahrik eder nitelikte bir darbe çağrısıdır.
Öte yandan böyle bir havanın varlığının pompalanması, halk arasında Anayasa ve kanunlar ile korunan hakların tehlikede olduğuna yönelik korku ve endişe yaratmaya yöneliktir.
Talep: 1– Bu kişilerin soruşturularak ellerindeki belge ve bilgilerin alınması ve soruşturmanın bir darbe hazırlığı olup olmadığı yönünde derinleştirilmesi,
2– Böyle bir tehlike yoksa, söz konusu kişilerin darbe çığırtkanlığı yaparak halk arasında korku ve endişe yaratmak, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini darbe ile korkutarak iş göremez hale getirmek, asker darbe yapacakmış görüntüsüyle halkı askerlikten soğutmak ve TSK’nın manevi şahsiyetine hakaret etmek suçlarından kovuşturulup, cezalandırılması talebimle bilgilerinize arz ederim.
İmza: Mehmet Y. Yılmaz.
22 Mayıs 2015
HDP barajı geçemezse
GENEL seçime 15 gün kaldı ve bu seçimin en kritik meselesi HDP’nin barajı geçip geçmeyeceği ile ilgili.
Hükümet ve AKP sözcülerinin sözlerine bakarsak, HDP’nin barajı geçememesi “süper olacak”.
Evet, onların açısından bakarsak öyle. Çünkü HDP barajı geçemezse, neresinden baksanız 50’ye yakın avanta milletvekilliğine konacaklar.
Halkın kendilerine vermediği bir oya el koyup parlamentoda istedikleri gibi at koşturacakları bir çoğunluğu elde edecekler.
Dillerinden milli irade hiç düşmüyor ama milletin oyunu çalıp üstüne oturmakta da bir beis görmüyorlar.
Çünkü biliyorlar ki eğer HDP barajı geçerse, Beştepe’deki sarayında başkanlık hayalleri kuran kişinin rüyası, kâbusa dönüşecek.
Onun için insanları korkutmaya çalışıyorlar.
HDP, barajı geçerse “Barış süreci biter” diyorlar.
Peki, HDP bağımsızlarla girip eskisi gibi daha az milletvekilliği ile yetinecek olsaydı, bunu söyleyecekler miydi?
Hayır, söylemeyeceklerdi. Çünkü onlar da gayet iyi biliyorlar ki TBMM’de zemini olmayan bir barış sürecinin yürütülebilmesi mümkün değildir.
Ama şu andaki dertleri zaten barış süreci filan değil.
Tek sorunları var, Erdoğan’ın başkanlık hayallerini gerçekleştirmeye yetecek kadar milletvekiline sahip olmak.
Bütün araştırmalar gösteriyor ki bunun da yolu artık HDP’nin barajın altında kalmasıyla mümkün olabilecek. HDP barajı geçerse bunu asla yapamayacaklar.
Onun için şimdi tek hedefleri HDP.
Paylaş