Baykal şaka mı yaptı ciddi mi konuştu?

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, gazetecilerle sohbet ederken Avrupa Birliği’ne uyum için getirilen her yasa tasarısına doğrudan destek verme anlayışına "yeter" dediklerini anlatmış.

Gazetelere yansıdığı kadarıyla değiştirilmesi tartışılan 301. madde için de şöyle konuşmuş:

"Mesela 301. madde, Avrupa ülkelerinde var mı, yok mu, bunu öğrenmek istiyorum."

Baykal’ın bu sözleri söylediği tarih 20 Eylül 2006.

Yani, kanunun TBMM’de kabulünün üzerinden 24 ay, Resmi Gazete’de yayımının üzerinden de 23 ay geçmiş bulunuyor.

Kanunun bu maddesiyle ilgili ilk uygulamaların üzerinden de yaklaşık 20 ay geçti.

Ve o günden beri de bu maddenin ifade özgürlüğü üzerindeki etkileri tartışılıyor.

Baykal, eğer gazetecilerle konuşurken benim anlayamadığım bir espri yapmıyorsa, bu maddenin Avrupa’da olup olmadığını yeni mi merak etti?

CHP’de bu konuyu araştıracak çapta hukuk ve dil bilen birçok insan var. Onlardan neden bunu araştırmalarını rica etmedi?

Eğer şaka yaptıysa ve Avrupa’da 301 benzeri bir maddenin bulunduğunu daha önce öğrendiyse, bu maddenin uygulamasıyla ilgili bilgilere de ulaştı mı?

Baykal, ceza tehdidinin varlığının bile düşünceyi açıklama özgürlüğünü tehlikeye düşürdüğünü kabul eden AİHM kararlarından haberdar mı?

Papa, Türkiye’de okusaydı

EĞER son anda bir değişiklik olmazsa Papa Benedikt, Türkiye gezisi sırasında İstanbul’da Roncalli Sokağı’ndaki Saint Espirit Kilisesi’nde düzenlenecek bir ayini yönetecek.

Sokağın bu ismi taşımasının nedeni, Papaz Angelo Giuseppe Roncalli’nin, 23. John ismini alarak papa seçilmeden önce bu kilisede dokuz yıl süreyle çalışmış olması.

1958 ve 1963 yılları arasında papalık yapan 23. John, tarihe "Türk dostu Papa" olarak geçmiş bulunuyor.

Bunun en büyük nedeni, İstanbul’da yaşadığı sırada bizleri tanımış ve sevmiş olması.

Bu eski öyküyü hatırlamama neden olan şey, CHP’nin azınlık okullarına itirazı üzerine, AKP’nin yasa tasarısını geri çekmiş olması.

CHP, azınlık okullarıyla ilgili düzenlemeye "yabancı uyruklular da oralarda okuyabilir" diye karşı çıkıyor.

CHP, öğrencisizlik nedeniyle kapandığını ileri sürdüğü Ruhban Okulu’nun da bu sayede yeniden açılabileceğinden endişe ediyor.

Bir yandan "medeniyetler çatışmasının tehlikelerinden", diğer yandan "bizleri yeteri kadar tanımadıklarından" söz ediyoruz.

Şunu merak ediyorum: Ruhban Okulu açılsa ve mesela Türk soyundan geldiklerini düşündüğümüz Ortodoks Gagavuzlar, din adamlarını bu okullarda yetiştirseler ne olur?

Ortodoks dünyasının din adamlarından bazıları Türkiye’de okudukları için Türkçe de öğrenmiş olsalar, bu bize nasıl bir zarar verebilir?

Mesela bugünkü Papa, tıpkı eski papa 23. John gibi Türkiye’de yaşama ya da okuma olanağı bulsaydı, hassasiyetlerimizi daha iyi bilebilir miydi?

Kazanan çok kaybeden bir tane

ELİF Şafak, dün ilk duruşmasında beraat etti.

Böylece, Türkiye, "bir roman karakterinin söylediği sözler nedeniyle yazarın mahkûm edildiği bir ülke" olmak durumundan son anda kurtuldu.

Televizyonda duruşma sonrasındaki itiş kakışı izlerken kim kazandı, kim kaybetti diye bir muhasebe yaptım.

Kazananlar belli:

Elif Şafak şu anda dünyanın en çok tanınan yazarlarından biri haline geldi.

Dünyanın en büyük gazetelerinde sayfalar dolusu haberi, romanı hakkında yorumlar, röportajlar yayımlandı.

Bu davanın açılmasına neden olan avukatlar grubunun başındaki şahsiyet de kárlı çıktı.

Kendi dar siyasi alanında ne tür hesapları var bilemiyorum ama yakında onu da öğreniriz.

Büyük olasılıkla milliyetçi partilerden birinden milletvekili olur, şansı yaver giderse Adalet Bakanlığı koltuğuna bile oturabilir.

Kim kaybetti sorusunun yanıtı ise bir tane: Türkiye kaybetti.

Türkiye, roman kahramanı yüzünden yazarlarını yargılayan bir ülke konumuna düşürüldü.

Türkiye’nin mahkeme kapılarında "sanıklara" saldırılan bir ülke olduğunu evinde oturup bira içerken televizyon seyreden dünyadaki en ilgisizler bile öğrendi.

Türkiye adalet sisteminin, dış etkilere çok açık olduğu, kamuoyu baskısıyla dava açıp kamuoyu baskısıyla beraat ya da mahkûmiyet kararları verebildiği ortaya çıktı.
Yazarın Tüm Yazıları