Paylaş
Hükümetin Türkiye’yi ve sorunlarını yönetememesinden kaynaklanan nedenlerle gergin günler yaşıyoruz.
Sokaklarda dolaşmak, insanların konuştuklarına kulak vermek, bunu görebilmek için yeterli.
Ancak Başbakan’ın çevresi belli ki “Padişahım çok yaşa”cılarla çevrilmiş. Bu durumu göremiyor, fark edemiyor.
Eğer bu durumun farkında olmuş olsaydı, birinci önceliği toplumdaki gerilimi düşürmeye verirdi.
Muhalefetle diyaloga açık bir profil çizer, sözlerini yumuşatır, hata yapmış olabileceğini hesaba katarak davranırdı.
Ama böyle yapmıyor.
Belli ki vücut kimyası yine bozulmuş, sinirlerine hâkim olamıyor, bağırıp çağırarak, insanları korkutarak ve medyayı tehdit ederek bulunduğu konumu muhafaza edebileceğini zannediyor.
Böyle yaptığı sürece bunu başaramayacağının farkında bile değil.
TBMM’deki bütçe görüşmelerinde yaşanan diyalogları dün Hürriyet’te okudum.
Her hangi bir mahalle kahvehanesinde böyle bir konuşma biçimi önünde sonunda kavga ile sonuçlanır.
Mahalle kahvehanesinde doğal karşılayabiliriz belki ama zemin TBMM olunca, tuhaf kaçıyor.
Başbakan, bir süre tatile çıksa ve giderken de parti yöneticilerine “ben dönene kadar konuşmak yok” dese sanki daha iyi olabilecek gibi görünüyor.
Memleket zaten gergin, bir de Başbakan’ın kişisel siniriyle uğraşmak zorunda kalmasak, iyi olacak.
Biraz da gülmenin tam zamanıdır!
CUMA günü vizyona girecek “Vavien” isimli Türk filmini önceki gece yapılan bir özel gösterimde izledim.
“Taylan Biraderler” Yağmur ve Durul’un yönettiği filmin senaryosu Avrupa Yakası’nın “Burhan Bey”i olarak tanıdığımız Engin Günaydın’a ait.
“Vavien” kelimesinin anlamını bu film nedeniyle öğrendim. Bir elektrikçi deyimi ve aynı ampule komuta eden birbirinden farklı iki elektrik düğmesinin oluşturduğu sisteme bu isim veriliyormuş.
Film de zaten bunu anlatıyor. Yaşamlarımıza komuta eden iki düğme var sanki ve biri bir şeyi açarken, diğeri onu kolayca kapatabiliyor!
Bu bir “kara komedi”. Son zamanlarda bu kadar çok güldüğüm bir başka film hatırlamıyorum.“Recep İvedik” tarzı bir komedi de değil bu.
Gülünçlüğü büyük ölçüde gerçekliğinden kaynaklanıyor ve insanı rahatsız edecek bir ucuzluğa kaçmıyor.
Engin Günaydın, Binnur Kaya ve Settar Tanrıöğen’in birinci sınıf oyunculuklarının altını çizmem gerek.Filmin görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki’yi de unutmamalıyım, çünkü öyle görünüyor ki Tiryaki, önümüzdeki yıllarda adından çok söz ettirecek yetenek ve titizlikte.
Okuyuculara bir filmi önermek, “İzleyin, beğenirsiniz” demek elbette her zaman risklidir. Sonuç olarak ben bir film eleştirmeni de değilim.
Ama hepimizin canının son derece sıkıldığı böyle bir dönemde bu filmi izlerseniz, yüzünüzde bir tebessüm ile sinemadan çıkacağınızı biliyorum.
Haberin ‘maksadı’ zaten buydu!
TOKAT Reşadiye’de PKK tarafından işlenen cinayetleri, bir iç politika malzemesi olarak kullanmak isteyen AKP ileri gelenleri uzun süre bu saldırıyı Ergenekonvari bir oluşumun üzerine yıkmaya çalıştılar.
Başta Başbakan ve yardımcıları olmak üzere uzun süre bunda ısrarcı da oldular.
Yandaş medyada saldırının PKK tarafından üstlenmesinden sonra neler yapıldığını bu köşede yazmıştım, hatırlayacaksınız.
TRT 1 Haber’lerinde “İrtica ile mücadele eylem planı”nı hazırladığı iddiasıyla yargılanan Albay Dursun Çiçek’in Reşadiyeli olduğuna dikkat çekilmişti.
“Ne alaka” demeyin. Amaç belliydi. “Darbeci” Çiçek Reşadiyeli olduğuna göre, Reşadiye’deki saldırının da ordu içindeki bir oluşumdan kaynaklanmış olabileceği ima edilmek isteniyordu.
TRT Genel Müdürü’nün konuyla ilgili açıklamasını dün gazetelerde okudum.
“Her kurumda maksadı aşan haberler olabilir” diyordu.
Sorun da burada zaten. İki nedenle:
1- Aslında haber “maksadı aşmıyordu”, tam tersine bir maksada ulaşmak için yapılmıştı.
2- TRT ve Anadolu Ajansı gibi “yarı resmi” kurumlar haberlerini verirken kılı kırk yarmak, tarafsızlıktan şaşmamak ve gerçeği olduğu gibi yansıtmak zorundadırlar. Oysa bu iki kurum da hızla hükümet borazanı haline geldi ve birinciliği de TRT’ye veriyorum!
TRT Genel Müdürü hiç kimsenin inanmayacağı açıklamalar peşinde koşacağına, TRT yasasını tekrar okuyup, görevinin gereklerini yerine getirmeye çalışsa, kendisi için de kurumu için de en doğru işi yapmış olur.
Paylaş