Paylaş
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AKP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, AKP Grup Başkan Vekili Mahir Ünal gibi isimlerin de yer aldığı 10 kişilik strateji ekibi, Erdoğan’ın “balkon konuşması” için hazırlıklara başlamış.
Buraya kadar normal. Bundan sonrası için gülmemek için kendinizi zor tutacağınıza iddiaya girerim!
Erdoğan, konuşmasında “nasıl bir cumhurbaşkanı olacağının işaretlerini verecek” ve tüm Türkiye’yi kucaklayan, birlik, beraberlik ve kardeşlik mesajları verecekmiş!
Habere göre Erdoğan, konuşmasında ayrıca “Yeni Türkiye” ve “herkesin cumhurbaşkanı olacağı” vurgusu da yapacakmış.
Ne yüce gönüllü bir davranış!
“Herkesin cumhurbaşkanı olarak birlik, kardeşlik ve beraberlik mesajı” verecek ama kimi inandırabilecek, çok merak ediyorum!
Meşhur yalancı çoban masalında olduğu gibi bir etkisi olacak bence.
Bir defa inandılar, ikinci defa inandılar ama bütün bu olanlardan, söylediklerinden, yaptıklarından sonra bu konuşmaya inanacak kadar saf birilerini bulabilmek zor olacak gibi.
Bir de ne diyeceğini, nasıl bir kardeşlik çağrısı yapacağını merak ediyorum tabii.
Mesela kardeşlik çağrısı yaptıklarından “bunlar” diye söz edecek mi?
“Kimin hangi mezhepten olduğunun ne önemi var, önemli olan insan olmaktır” diyecek mi?
Meydanlarda yuhalattığı çocuğunu kaybetmiş annelerden özür dileyecek mi? “Hata yaptım, onlar bizim de çocuklarımız” derken, gaz fişeğiyle, polis tekmesiyle, polis kurşunuyla ölen gençler için iki damla gözyaşı dökecek mi? “Yurtdışında doğdu diye hiçbir vatandaşımızı ötekileştirmeyeceğiz” diyecek mi?
“Bayramlık ağzını” kapatıp, çoluk çocuğun argo öğrenmesinin önüne geçecek mi?
Deyeceğim şu ki, “strateji ekibinin” işi bu kez çok ama çok zor!
Çünkü ellerindeki malzeme geçmişte balkonda doğru konuştu ama iktidara gelince çok şaştı, çok!
Kayıtları açıklamanın zamanı geldi
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül veda ziyaretlerine başladı.
Bu çerçevede devlet kurumlarının başındaki kişileri, siyasi parti genel başkanlarını ziyaret ediyor.
Elbette bir veda ziyaretini de bana yapmasını beklemiyorum.
Ama bana da küçük bir veda mektubu yazarsa, sevineceğimi belirteyim.
O veda mektubunda kibarlık cümlelerine hiç gerek yok. Sadece kendisine yıllardır sorduğum bir tek sorunun yanıtını, derli toplu ve belgelerini de ekleyerek verecek olursa, benim için yeterlidir.
Aslına bakarsanız bu sorunun iki muhatabı vardı, birisi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, diğeri ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan.
Erdoğan bu sorulara karşı tam siper olunca, soru sanki bir tek Gül’e sorulmuş gibi oldu.
Soruyu hatırlarsınız, Suudi Arabistan Kralı’nın pahalı mücevherler hediye etme alışkanlığı var ve dünyanın her yerinde olduğu gibi bizim devlet büyüklerimizin eşlerine de bu hediyelerden verdi.
Bunlar ne oldu? 15 gün içinde beyan edilmeleri gerekiyordu, üzerinden neredeyse 5 yıl geçti, bir küçük belgecik bile göremedik.
Başbakan da, Cumhurbaşkanı da bir açıklamada bulunmadılar.
Ben bunları sıkça sorunca, 14 Ocak 2008 tarihinde bir diplomat arkadaşımdan şöyle bir mesaj almış ve sizlere de duyurmuştum.
Mesaj şöyleydi:
“Cumhurbaşkanı, Suudi Kralı’nın armağanlarıyla ilgili olarak yazdığın yazılara üzülüyor. Çünkü kendisi bu konularda gerçekten çok hassas ve emin ol ki gelen bütün hediyeler tek tek kayda alınıyor!”
Şimdi görev süresi bitiyor, Çankaya’dan ayrılmadan önce bu kayıtları kamuoyunun bilgisine sunması yararlı olur.
Tabii Başbakan da artık yeni bir göreve geçmeye hazırlanırken, kendisine verilen hediyeleri ne yaptığını da açıklamalı ki bu hediyelerin akıbeti ile ilgili sorular, peşinden Çankaya’ya kadar gelmesin!
Ayağına esas basılan kişi Gül olacak
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a da bir veda ziyaretinde bulunmuş, yanlışlıkla ayağına bile basmış!
Gül’ün, Erdoğan’ın “ayağına basması” bu tesadüfle mi sınırlı kalacak, yoksa AKP içi iktidar mücadelesinde de tekrarlanacak mı, göreceğiz.
Ama kulis haberlerine bakılırsa, ilk elde ayağına basılacak kişi Abdullah Gül imiş gibi görünüyor.
Önceki gün CNN Türk’ün verdiği bir kulis haberi, dün de başka kaynaklarda yayımlandı.
Buna göre eğer Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanı seçimini ilk turda kazanırsa, AKP olağanüstü kongresi 23–24 Ağustos tarihleri arasında toplanacakmış.
Bu durumda, “AKP’nin başına Abdullah Gül geçecek” iddiaları da geçerliliğini yitirmiş oluyor.
Çünkü o tarihte Gül, henüz Cumhurbaşkanlığı görevini bırakmamış durumda olacak ve bu nedenle de gidip AKP Kongresi’nde genel başkanlık seçimine girme olanağı yok.
Aslında Başbakan bunun işaretini daha önce de vermiş, “partinin başında ayrı, Başbakanlık makamında ayrı kişi olmaz” demişti.
Erdoğan gibi bütün iktidar gücünü kendi elinde toplamak isteyen bir siyasetçinin zaten ilk elde Abdullah Gül’ü düşünmemesinde şaşılacak bir durum da yok.
Gül’ün siyasi geleceği büyük ölçüde genel seçimlerden hemen önceki “anketlere” bağlıdır artık diye düşünüyorum.
Eğer o anketler Erdoğan’ı seçtiği kişiyle seçimi kazanabileceğine ikna ederse, Gül’e de Kayseri’de bir süre pekmez kaynatmak düşecek.
Yok o tarihteki genel başkanıyla AKP seçimi garanti kazanacak gibi görünmez ise o vakit Gül’ün önce genel başkan olmasını, sonra da partiyi seçime götürmesini bekleyebiliriz.
Önümüzde Türk siyaseti için çok uzun sayılabilecek bir süre var ve bu konuda duyacağınız her kulis haberi de, haberi sızdıran çevrelerin “temennisinden” daha öte bir anlam taşımaz.
Paylaş