Bakanı kimse ciddiye almıyor galiba

MİLLİ Savunma Bakanı Fikri Işık geçen gün bir konuşmasında şöyle dedi: “Biz operasyon emri verildiği halde ‘şehit veririm’ endişesiyle operasyon yapılmadığı dönemi de biliyoruz.”

Haberin Devamı

Işık böyle bir konuşma yapma ihtiyacını nereden hissetti bilemiyorum.

 

Muhtemelen her gün giderek artan şehit cenazelerine kendince bir gerekçe bulmaya çalıştı.

 

Aslında “Şimdi çok şehit veriyoruz ama operasyon yapıldığı için oluyor bu. Eskiden şehit azdı, çünkü asker operasyona çıkmıyordu” demek istiyor.

 

Milli Savunma Bakanı’nın bu konuşmasından sonra Genelkurmay Başkanı bir iftarda konuştu ve “TSK dün de bugün de kendine verilen görevleri yasalar çerçevesinde yerine getirmektedir” dedi.

 

Orgeneral Hulusi Akar’ın son derece sıradan gibi görünen bu sözlerinin ne anlama geldiğini ertesi gün gazetelerde okuduk.

 

Haberin Devamı

Meğerse askerler, Milli Savunma Bakanı’nın yukarıda aktardığım sözlerine kırılmış, bu konuyla ilgili bölgede eskiden görev yapan subaylar sitemlerini

 

Akar’a iletmişler, asker adına yanıt verilmesi gerektiği hissedilmiş vs.

 

Bunun üzerine de Orgeneral Hulusi Akar, yukarıdaki sözleri, Bakan Işık’a yanıt olsun diye söylemiş.

 

Bunları hayal gücümden yararlanarak ben uydurmadım.

 

Bu bilgiler, Ankara’daki muteber gazeteciler tarafından gazetelerinde yazıldı. Onlar da kafalarından uydurmadılar, “ismi lazım olmayan bir askeri kaynak” onlara bu bilgiyi verdi.

 

Yani asker de istedi ki Bakan Işık’ın sözleri yanıtsız kalmasın, yanıtlansın ve yanıtlandığından kamuoyunun da haberi olsun.

 

“Deja vu” sanki!

 

Bu haberler gazetelerde yayınlandı ve bekledim. Bakalım Bakan Işık “Geçti o günler, ben seçilmiş siyasetçiyim” diye bir açıklama yapacak mı diye.

 

Yapmadı.

 

Haberin Devamı

Genelkurmay bir açıklama yapar ve “Nereden çıkarıyorsunuz böyle şeyleri, bir asker hiç bir bakana kamuoyunun gözünün önünde yanıt verir mi” der diye de bekledim.

 

Demedi.

 

Ne oluyoruz anlayamadım.

 

Eski vesayet günlerine geri mi dönüyoruz yoksa, Bakan’ı kimse ciddiye almıyor ve “Bu da öyle bir şeydi işte, geldi geçti” diye mi düşünülüyor?

 

 

DİKTATÖR MÜ DİYECEĞİZ BAŞKAN BEY Mİ?

 

AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş başkanlık sistemi tartışmalarına ucundan daldı.

 

Fransa’da “yarı Başkan” Hollande’ın “tam başkanlık sistemine geçmeyi istediğine” dikkat çekti ve şöyle dedi:

 

“Yarı başkanlık sistemi ile yönetilen Fransa’nın Cumhurbaşkanı François Hollande ‘tam başkanlık modeline geçelim’ önerisinde bulundu. Dikkat ederseniz yarı başkanlıktan parlamenter sisteme dönelim demiyor, tam başkanlığa gideyim diyor. Kimse onu diktatör ilan etmedi, kimse Hollande’dan farklı davranmadı, bunları nasıl söylersin diye ithamda bulunmadı.”

 

Haberin Devamı

Bizim siyaset dünyamızda böyle demagoglardan çok vardı aslında, bir yenisinin vitrine çıkarılmasına neden ihtiyaç duydular, bilemedim.

 

Muş Bey’e şunu söyleyeyim ki Fransa’daki gibi bir yarı başkanlık getirmeyi düşünüyorsa, adının üstünün Saray tarafından çizilmesi çok yakındır.

 

Biliyor musunuz, Fransa’da artık başkanlar oranın HSYK’sından çıktılar ki hâkimlerin savcıların atanmasında siyaset etkili olmasın!

 

Bir de bizimkine bakın: Bütün Danıştay’ı bizzat seçecek neredeyse!

 

Tabii orada Hollande’a hakaret etti diye kimse hapse tıkılmıyor, eleştiri serbest, kimse fikrinden dolayı hapiste değil.

 

AKP’nin “Türk tipi başkanlık sisteminin” ayrıntılarını bir açıklasalar da öğrensek: Başkan’a “diktatör” mü diyeceğiz, Başkan Bey mi?

 

Haberin Devamı

PKK, TC’YE DÜŞMAN DEĞİLMİŞ!

 

PKK’nın Türkiye Cumhuriyeti’ne düşman olmadığını yetkili bir ağızdan öğrendim.

 

Hükümet de böyle mi düşünüyor bilmiyorum ama bu kişiyi, devletin en yüksek memuru olarak Muş’a atadıklarına göre aralarında bir fikir ayrılığı olmasa gerek.

 

Muş Valisi Seddar Yavuz’un açıklaması bu yönde çünkü. Şöyle diyor:

 

“Mübarek ramazan günü bunların din, iman, İslam ile ilgileri yoktur. Bunlar ümmet düşmanıdır. Bunlar Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanı olmaktan çok ümmet düşmanıdır.”

 

Belli ki bu Vali de siyasal İslamcı tiplerden biri.

 

“Ümmetin birliği” meselesi İslamcı ütopyanın olmazsa olmazlarından biri.

 

Gerçeklerden o kadar kopuklar ki Hz. Muhammed’in vefatından beri “bir ümmet birliğinin” olmadığının bile farkında değiller.

 

Haberin Devamı

Muaviye’yi, Yezid’i filan hatırlamıyorlar. Hz. Ali ile Hz. Ayşe arasındaki kavgalardan da haberleri yok.

 

Ve böyle bir adamı sırf İslamcıdır diye getirip bir de Vali yapmışlar.

 

Üstelik beceriksiz de bir tip bu Vali. Acizliğini bakın nasıl ifade ediyor:

 

“Biz Muş’ta hiçbir zaman eylem yapılmaz iddiasında değiliz.”

 

Böyle bir iddian yoksa, o koltukta neden oturuyorsun?

 

Merak ettim, bu bey “çözüm sürecinde” kaç operasyon talebini reddetti?

 

 

Yazarın Tüm Yazıları