Tıp fabrikaları III

Ve hemen her gün buna benzer sorunlarını sağlık sektöründe yaşadıklarını anlatıyorlardı...

Çünkü bu sorunlarla hastalar ve doktorlar karşı karşıya...

*

Prof. Dr. Mendelsohn, Los Angeles’taki doktorların sigorta primleriyle ilgili yolsuzlukların artmasını protesto etmek için grev yaptıklarını hatırlatıyor ve diyor ki:

Ölüm oranlarında yüzde 18’lik bir azalma görüldü!

Grev sona erip tıbbi makineler yeniden gıcırdamaya başladığında, ölüm oranları tekrar önceki seviyesine çıktı.

*

Böylesine ağır bir iddiayı yalanlayan olmadığı gibi, Amerika’da bile medya ve yetkililer konuyu yeteri kadar araştırmadan geçiştirdi...

Dr. Mendelsohn kanser hastalarının tedavisi için de şunları yazıyor:

Kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi, ameliyat ve radyasyonun aslında mantıksız ve bilimsel olarak desteklenmemiş uygulamalar oldukları açığa çıkarıldıkça, bütün geleneksel onkoloji sahası ortadan kaybolacaktır.

*

Oysa dünyanın hemen her yerinde bu tedavi yöntemine devam ediliyor, Küba hariç...

Doğu tıbbının beslenmenin sağlıktaki öneminin farkına vardığını ve bundan faydalanmayı bildiğini de yazan Dr. Mendelsohn:

Doğu inançlarını incelediğinizde besinlerin ruh sağlığı için ne kadar önemli kabul edildiğini görürsünüz.

Hıristiyanlık adı verilen Batı inancıysa, modern tıp anlayışının ta kendisidir.

Modern tıp, gerçek besinler yerine önlerinde saygıyla eğildikleri kutsal sembolik besinler koymuştur...

*

Dr. Mendelsohn, ilaca bağımlı bir hayat idame ettiren modern tıbbın en büyük lokomotifinin ilaç sektörü olduğunu vurgulayarak diyor ki:

Bir çocuğun canı sıkılıyorsa, bir yerde uzun süre oturamıyorsa hiperaktiftir ve ilaca ihtiyacı vardır.

Bir ömür hiç egzersiz yapmadıysanız ve doğal olarak eklemleriniz sertleştiyse, ilaca ihtiyacınız var demektir.

Tansiyonunuz biraz yüksekse, ilaca ihtiyacınız vardır.

Burnunuz akıyorsa, hayatınız yolunda gitmiyorsa ilaca ihtiyacınız vardır...

Ve bu yalanlar böyle yıllarca sürüp gidiyor...

*

Her yıl 10 milyon Amerikalının soğuk algınlığına yakalandığını ve doktora gittiğini, yüzde 95’nin ise ellerinde bir reçeteyle dışarı çıktığını yazan Dr. Mendelsohn:

Bu reçetelerde yazılı ilaçların yarısını antibiyotikler oluşturuyor.

Bu insanlar sadece hiçbir faydası olmayan bir şey satın aldıkları için dolandırılmakla kalmıyorlar, aynı zamanda yan etkilerin tehlikeleri ve ölümcül enfeksiyon riskleri hakkında da kandırılıyorlar.

*

ABD hastanelerinde her yıl tıbbi hatalar yüzünden 44 ila 100 bin kişinin öldüğünü belirten Dr. Mendelsohn’a tıp çevreleri ‘şarlatan’ diyerek konuyu kapatmaya çalıştı...

İlaçsız tedaviyi savunan iki Nobel ödüllü Dr. Linus Pauling’e tıp çevrelerinin ‘şarlatan’ dediğini de hatırlatıyoruz.

Birilerinin birilerine ‘şarlatan’ demesiyle sektörün sorunları çözülmüyor...

Sonuçta doktorsuz ve hastanesiz bir dünya düşünülemez ama hastaların da alışverişe çıkmış bir müşteri gibi görülmemesi gerekiyor.

Ve zorunlu olmadıkça, tıbbi cihazlar ve ilaçlara da mahkûm edilmemesi...

Sağduyu sahibi her doktor ve hastanın bu görüşte olduğuna da inanmak istiyoruz...

*

İlaçların ve tıbbi cihazların tedavi yöntemlerinde ne kadar faydalı ve zararlı olduğu ise bilimsel olarak tartışmaya açılmalı.

İlaçların yüzde 51 fayda sağlıyorsa yüzde 49 da zarar verdiği artık biliniyor...

Ve ‘yan etkiler’ diyerek geçiştiriliyor olsa da...

Amerika’daki sağlık skandallarını Dr. Mendelsohn böyle özetliyor.

Ya bizde?

Belki de aykırı bir doktorun itiraflarını yazmasını bekleyeceğiz...

Cumartesi günkü yazımızda ise içimizdeki aykırı doktorların görüşlerini paylaşacağım...